Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Senin canın fena sıkılmış , dedi ; yahu bu kadar mı kötü okuduğun bu kitap ? - Sen ne diyorsun baba, dedim ; bana senin hakkında yapılabilecek en pespaye çalışmayı hayal et deselerdi ben bu kadarını bile hayal edemezdim. Anladım dercesine başını salladı. Ardından da bu durumda benim ne yapacağımı sordu gözlerimin içine bakarak. - Dava açacağım baba, dedim ; hatta kimin mahremiyetine dil uzattı ve kimi olduğundan farklı gösterdiyse onlarla birlikte dava açacağım. Gözlerini kırpmadan , can kulağıyla ben dinliyordu. - .....* dedi birden. DAVA MAVA AÇMA KAZANSA DA KAYBETSE DE FARK ETMEZ, İKİ SONUÇTA RAHATLATIR ONU. ÇÜNKÜ HESAP DÜNYADA GÖRÜLMÜŞ OLUR. O SANA SÖZ VERİRKEN ALLAH ORADA DEĞİL MİYDİ, ONA NE ŞÜPHE , ONA NE ŞÜPHE, ELBETTE ORADAYDI! AMACI HER NEYSE , ONU ELDE EDEBİLMEK İÇİN ALLAH' ı da ALDATTI O SAHIS. BU SEBEBLE SEN ONU ALLAH' A HAVALE ET. EN MÜNASİP ZAMANDA, EN İSABETLİ SİLLEYİ ALLAH ' TAN BAŞKA KİM VURABİLİR ?
"Ademoğlu!"
Bıçak sırtı gibi keskin bir bekleyişte gözü kapıda, kulağı ise sesteydi. ... Kız ya da oğlan! Önemli bir simgeydi bu iki kelime. ... Bebek erkek olursa eğlence devam edecek, kız olursa korkutucu bir sükut ortalığı saracaktı. Bu sebeble baba tedirgindi. ... Yerinde duramıyor. Sık sık avluya uzanıyor heyecan içinde dolanıyor. Erkek evlat müjdesi bekledikçe; kız olması ihtimali hoşuna gitmiyor. Bunun üzerine bir de alim Varaka' nın sözleri yok mu, zihninin odacıklarından hiç susmadan konuşuyor : " Bak şu Ademoğluna Huveylid ! Erkek çocuk ister ,yüce Rab ona firavun ruhlu bir baş belası verir. Erkek evlat ister Mevla ona Meryem gibi bir peygamber anası verir. Kul ikramı göremez. O sığ ve dar vadilerde dolaşmakta inat eder. Ne gariptir şu insan ! "
Reklam
Bir zamanlar iki hoca efendi vardı. Biri sigara içmiyor, diğeri içiyordu. Olay çok eskilerde geçmiş. O zamanlar böyle sarma sigaralar yok. Tütün içilirmiş. Bu tiryaki hocanın da birbirine geçmeli çubuğu varmış. Onu doldurur uzun uzun içermiş. Arkadaşı demiş ki, ben ona sigara konusunda ne desem boş ve biraz da ayıp. Zira o da benim gibi bir hoca.
II. Abdülhamit
Sizlerle Kanuni Esasi'yi (İlk Osmanlı Anayasasını) paylaşmayı uygun gördüm. İşinize yarayacağını düşündüğümden bunu alıp kopyalamanızı ve saklamanızı tavsiye ediyorum. Tarih severler olarak bizler yapıyoruz. Kitapta 371-372-373 ve 374. sayfalarda biraz değinilmiş ancak biz tam metin olarak vermeyi uygun bulduk. Buyurun; Memaliki Devleti
Tıp profesörü yıllarca öğrencilerine şu dersi verirdi: Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir “hasta adayıdır”. Bu sebeble dikkatli olun, “hasta adaylarını” gerçek hastalar yapmayın.
Ne güzel yaa:))
“Sultanım bu köle hayatında hiç suya batmamıştı. O sebeble geminin üzerinde olmanın ne büyük bir nimet olduğunu anlayamıyordu. Onu tutup suya attılar. Anladı ki, gemide olmak çok kıymetli bir şey imiş. İşte huzur ve saadet de böyledir. Bir felaketi tatmayan onlara sahip olduğunu farkedemez, kıymetlerini bilemez.”
Sayfa 11 - Selim Gündüzalp/Seçmeler
Reklam
Aradığım şey, yitmiş yaşamımın anlamıdır. Niçin ve ne sebeble yitirildi? Bu soruya kendi olanaklarımla bir yanıt bulmak isterdim. Bunu başarırsam, şimdikinden de daha derinlerde kaybolmayı bile sineye çekerdim.
“Karasakal” derler bir muhterem Hoca Efendi varmış. Konya’da veya Karaman’da, bir Hac kafilesine rehberlik ederek otobüsle yola koyulmuşlar. Sınırı geçmişler. Hoca da koyu sigara tiryakisi. Öndeki koltuğunda şöyle arka sıralara doğru bakmış, hemen herkesin ağzında bir sigara, tüttüre tüttüre Hacca gidiyorlar. Aşka gelmiş: -Ey Müslümanlar!
Ne sebeble olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlemenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir...
31. LOKMAN SÛRESİ TEFSİRİ
Mekke'de inen Lokman sûresi, Kûfiyyûna göre 44 âyettir. Rahman, Rahim Allah 'ın Adıyla 1. Elif-Lâm-Mîm. 2. Bunlar {bâtıla karşı Allah tarafından muhkem kılınmış} hakim kitabın âyetleridir. 3. (Bunlar) ihsan edenler {yani, takva sahibi olan kimseler} için {dalâletten kurtaran} bir hidâyet ve {azabtan uzak tutan} bir rahmettir. Allah Teâlâ,
Sayfa 345 - işaret yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hasta adayı...
Tıp profesörü yıllarca öğrencilerine şu dersi verirdi: "-Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir "hasta adayıdır". Bu sebeble dikkatli olun, "hasta adaylarını" gerçek hastalar yapmayın."
201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.