Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Görmeyi öğreniyorum. Bilmiyorum neden, her şey içimde daha derinlere işliyor, her zamankinden daha derinlere. Bir iç dünyam varmış da bilmezmişim. Her şey, şimdi oraya gidiyor. Orada ne olup bitiyor, cahiliyim.
Put ve Perest Katliam yaptığım olay mahallindeyim Alnımın pervazından görüntüler sızıyor Kapının önündeki zümrüt yeşili çimenler Tıpkı o gün gibi şakıyor meltem eşliğinde Bir put ve bir perestin hikayesi bu Rastgele açan sonbahar çiçeklerine karışan iki kişi Bir çift meşeden tabut İçinde uzanmış parlıyor iki yakut Tanıştıklarında erkek
Reklam
Cehenneme Kışı Getiren Cesur Ölü Ah o kendi kendini hayattan çekenler yok mu Ne büyük saygı duyarım her birine Kendi kendinin celladı olup, intihar eden Bunu bir seçim hakkı olarak kullanan Varlıktan yokluğa geçenler
Bana sor sevgili kâri’, sana ben söyleyeyim, Ne hüviyette şu karşında duran eş’ârım: Bir yığın söz ki samîmiyyeti ancak hüneri; Ne tasannu bilirim, çünkü, ne sanatkârım. Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız, Aczimin giryesidir bence bütün âsârım! Ağlarım, ağlâtmam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım! Oku, şâyet sana bir hisli yürek lâzımsa; Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
O şimdi ne yapıyor, Şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir, -her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili canımın içi ayaklar!...- Ve ne düşünüyor beni mi?
SÖZLER, YAPRAK bazı sözler karanlıkta söylenir, diyorum uykularımın birinde bazı sözler hiçbir zaman, diyorum kendi sesime uyanırken bazı sözler karanlıkta söylenir bazı sözler hiçbir zaman diyorum armaların birinde öyledir, iki yanı ağaçlı yollar, arasından geçip gitmektir şiir ağaçla, yolla, ne tarafa ve hangi zaman imgenin şiddetiyle çoğalır anlam parçalana parçalana geçtiğimiz yollardan onca yaprak düşer birkaç şiir kalır yalnızca o derin ağaçlardan kendi sesimize uyandığımız rüyalarda
Reklam
Zahide hurilerle dolu cennet hoş gelir Oysa bana üzümün suyu daha hoş gelir Onun cenneti veresiye benimki peşin Ne var ki uzaktan davulun sesi hoş gelir
Her an karanlığını giyinecek gibisin Ne kadar uzun sürüyor Ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin Karnın ne kadar küçük ve içerde İnce belin- Fazla kabarık değil kemiklerinden etlerin Biliyorum ancak sen Bu kadarla yetindikçe ve ekmeği Böyle mübarek tuttukça doyar karnı çinin hindistanın amerikanın Sen olabilirsin çaresi Su içinde Susuzluk hissinden ölen kimselerin
Biri dese ki Ruhtan öncedir ışık Ve kusura yakın İnan. Hayat ne kadar karmaşıksa İyilik o kadar yalın.
Gökyüzü karışıksa kuşların işi Ya içim içime sığmıyorsa Ne denir kötüdür insanların gidişi
Reklam
XVIII Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgarlar örseler, Işıldar göğün yüzü, yakacak kadar sıcak, Kısacaktır süresi yeryüzünde bir yazın: Ve sık sık kararır da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki, asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölümsüz satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün, elverir, Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
Sayfa 18 - Türkiye İş Bankası, Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir an kayboldun gibi. Yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir
Bir şarkı ne zaman güzel değildir Sonu olduğu zaman Sonu yoktur çünkü güzel şarkıların Kimse bir şarkıyı sonuna kadar söyleyemez Nasıl ki ölüm öldürenlerinse Ve korku korkmuyor görünenlerin Şarkı tersine
Kitabe-i Seng-i Mezar I Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda
Diraclar toplanmış ayrıkla birlikte Sinyaller saçılmış dünyaya her yere Sevdiğim kare dalga yok artık vizede Hatırla o günü karşıki sınıfta (Laplacela fourierle gülüşün kaybolmuş) Seni öptüğünü ilk defa vizede Sen sinyaller ve sistemler sayısal bir öğrencinin vizeleri çalışırken aklına tanju okan gelmesiyle motorun teklemesinden çıkan şiir :D (Not=laplace ve fourier mühendislikte can alıcı denklemler kısaca zamanla frekansı kanka yapan ne demek istediği anlayınca çok zor olmayan ama anlaması bir hali zor olan ömür törpüsü konular :D ondan uymasa da genede tuttum hayatımda büyük yer ettikleri için :D)
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.