öyle bir yere git ki herkese karışasın, herkese yabancı olasın, hepsi seni aşina bilsin, kendinle olasın, o büyük benliğini tanımadığında gönül bağlılığı ve ihtiyaç rezaletine düşmeyesin, düşüşlerin dayanağı olasın, ruhuna bilinmeyen yüce zevkleri dökeyim, sevgi ve aşk zevkinden daha büyük zevkler, düşünme zevki... bu ticaret kokan viranelerdeki düşünce zevki değil! uçma zevki; ama tavuğun uçması değil; şahinin, meleğin uçması... meltemin hafif ve temiz özgürlüğü... sen birkaç güzel, yüce ve değerli düşünce dışında hiçbir düşüncenin ulaşamadığı o zirveye düşüncelerin uçuşunun anlamını biliyor musun? tembel, ağır, aşağılık ve kaba anlayışların bulaşmadığı şeyleri anlamanın ne kadar sıcak ve güzel tadı vardır! hayır, biliyorsun, şimdi tadını almaya başladın, kendine bak, şimdiki kendine, birkaç ay önceki kendine. bir müddet öncesine kadar sana yetenlerle aynı idiniz, sözleriniz birbirini tamamlıyordu, doyuyordunuz, neşeleniyordunuz, sonunda hoşnutluk ve huzur içinde evine dönüyordun. birkaç dakika bu sözleri ve bu duyguları düşünüyor ve uyuyordun, ne kadar rahat ve sakin...