Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendine Ait Bir Oda
"Sizden sorumluluklarınızı unutmamanızı,daha soylu ve daha ruhsal olmanızı rica ediyorum;size ne çok şeyin size bağlı olduğunu ve gelecek üzerinde ne kadar etkili olabilceğinizi hatırlatmak istiyorum. Ama düşünüyorum da,bu uyarıları gönül rahatlığıyla karşı cinse bırakabiliriz; onlar söz söyleme sanatında bende n çok daha etkin oldukları için,bunu benden daha iyi yapabilirler ve bugüne kadar yapmışlardır da.. Ben kendi zihnimin altının üstüne getirsem de,yoldaşlık,eşitlik ve dünyayı daha yüce amaçlara yöneltme konusunda hiçbir soylu düşünceye rastlayamıyor ve kendimi kısa ve sıradan bir şekilde,insanın kendisi gibi olmasının diğer ve her şeyden daha önemli olduğunu,söylerken buluyorum. Kulağınıza daha övgü dolu gelecekse eğer, size başka insanları etkilemeyi hayal etmekten vazgeçin,diyebilirim. Her şeyi kendi özünde nasılsa,o şekilde görün."
Sayfa 136 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
İlk deyişi Kara Ozan söylüyordu: Ötüken’in erleri Bilir benim gücümü. Kopuzumun mızrabı Aratmaz kılıcımı. Kara Ozan! Seninle Aşık atan Çuçu mu?
Reklam
''Ne büyük bir felaketti gönlün hiç yaşlanmaması! Çünkü, gönül yaşlanmayınca, düşleri, düşünceleri de değişmiyordu. Ve insan ancak rüyada, düşüncelerde hür ve ölümsüzdü. Düşleriyle o, gökyüzüne çıkıyor, denizlerin dibine inebiliyordu, insanın yüceliği, ölünceye kadar hayatla ilgili düşünüp düşlemesindedir. Ama ölüm buna hiç aldırmaz, hiç bırakmaz insanın peşini, insanın yaşaması, düş ve düşüncelerinin çok yüce, zekasının çok parlak olması umurunda değildir ölümün. O, bütün bunlarla alay eder ve insanı bırakmaz. Niçin böyledir? Dünya niçin böyle kurulmuş? Deniz Kızı bir rüya imiş, hayalmiş... Varsın olsun, ama devam etsin, bu dünyada olduğu gibi öbür dünyada da devam etsin, sonsuza kadar sürüp gitsin...
Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekKitabı okudu
öyle bir yere git ki herkese karışasın, herkese yabancı olasın, hepsi seni aşina bilsin, kendinle olasın, o büyük benliğini tanımadığında gönül bağlılığı ve ihtiyaç rezaletine düşmeyesin, düşüşlerin dayanağı olasın, ruhuna bilinmeyen yüce zevkleri dökeyim, sevgi ve aşk zevkinden daha büyük zevkler, düşünme zevki... bu ticaret kokan viranelerdeki düşünce zevki değil! uçma zevki; ama tavuğun uçması değil; şahinin, meleğin uçması... meltemin hafif ve temiz özgürlüğü... sen birkaç güzel, yüce ve değerli düşünce dışında hiçbir düşüncenin ulaşamadığı o zirveye düşüncelerin uçuşunun anlamını biliyor musun? tembel, ağır, aşağılık ve kaba anlayışların bulaşmadığı şeyleri anlamanın ne kadar sıcak ve güzel tadı vardır! hayır, biliyorsun, şimdi tadını almaya başladın, kendine bak, şimdiki kendine, birkaç ay önceki kendine. bir müddet öncesine kadar sana yetenlerle aynı idiniz, sözleriniz birbirini tamamlıyordu, doyuyordunuz, neşeleniyordunuz, sonunda hoşnutluk ve huzur içinde evine dönüyordun. birkaç dakika bu sözleri ve bu duyguları düşünüyor ve uyuyordun, ne kadar rahat ve sakin...
Sayfa 445
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu
''Ne büyük bir felaketti gönlün hiç yaşlanmaması! Çünkü, gönül yaşlanmayınca, düşleri, düşünceleri de değişmiyordu. Ve insan ancak rüyada, düşüncelerde hür ve ölümsüzdü. Düşleriyle o, gökyüzüne çıkıyor, denizlerin dibine inebiliyordu, insanın yüceliği, ölünceye kadar hayatla ilgili düşünüp düşleme-sindedir. Ama ölüm buna hiç aldırmaz, hiç bırakmaz insanın peşini, insanın yaşaması, düş ve düşüncelerinin çok yüce, zekasının çok parlak olması umurunda değildir ölümün. O, bütün bunlarla alay eder ve insanı bırakmaz. Niçin böyledir? Dünya niçin böyle kurulmuş? Deniz Kızı bir rüya imiş, hayalmiş... Varsın olsun, ama devam etsin, bu dünyada olduğu gibi öbür dünyada da devam etsin, sonsuza kadar sürüp gitsin...'' Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Reklam
Yeşilçam Sineması
Bu kitapta toplumsal iktidarın duygular alanındaki hareketini Türk sinemasında takip etmeye çalışıyorum. Bizi biz yapan, kendimiz üzerine düşünmenin ve kurduğumuz hayallerin sınırlarını çizen, bizi ev ve ulus fikrinin eşiğine bırakarak mutlu sona kavuşturan hikâyelerin gücünün, toplumsal iktidarla duygular evreni arasındaki sıkı fıkı ilişkinin
Sayfa 11 - Metis Yayınları
Hepsi son nefesini vermiş, sen hariç, sen bile tamamen değil. Gözlerindeki ilâhî ışık hariç, Göğe çevrili gözlerindeki ruh hariç. Onları gördüm ben, dünyaya bedeldiler benim için Onları gördüm ben, saatlerce baktım onlara. Onları gördüm sadece ay batana kadar, Ne çılgın gönül hikâyeleri yazılı; uzanıyor Görünür, billur, kutsal gezegenlerde. Ne karanlık bir ızdırap! Ama nasıl da yüce bir ümit! Nasıl da sessiz ve dingin bir gurur denizi! Nasıl da cüretli bir hırs! Ama nasıl da derin, Nasıl da dipsiz bir hacim aşk için!
Geri134
521 öğeden 511 ile 521 arasındakiler gösteriliyor.