Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İkinci Misal: Bil ki! İnsan bedeni bir ülke, akıl da o ülkeyi idare eden bir hükümdar gibidir. Onun zahirî ve bâtınî olan idrak organları da askerleri ve yardımcıları gibidir. Azaları ise muhafızları gibidir. Diğer taraftan şehvet ve öfkeden teşekkül eden nefs-i emmare ise kralın ülkesinde kral ile mücadele eden, halkını yok etmek isteyen düşmanı gibidir. Onun bedeni ise bir hudut şehri, nefsi ise sınır boylarında yerleşmiş muhafız gibidir. Eğer bu muhafız düşmanla çarpışır da onları hezimete uğratırsa, düşmanı istenilen şekilde tahakküm altına alırsa kralın huzuruna döndüğü zaman övgü ve iltifat görür. Nitekim Allah (cc) şöyle buyurmuştur. “Allah, malları ve canları ile cihat edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı.”* Ancak nefis sınır boyundaki şehri kaybeder, görevini ihmal ederse yerilir, Allah katında ondan intikam alınır ve Kıyamet günü ona şöyle denilir: “Ey kötü muhafız! Eti yedin, sütü içtin, yitirdiğini bulamadın, kırığı onaramadın. Bugün senden intikam alacağım!” Bu mücahedeye işaret eden şöyle bir hadis vardır: “Küçük cihattan büyük cihada döndük.”** *Nisa suresi, 4:95. **Hatîb el-Badâdî, Tarihu Bağdadi, 4587
Helâk etmez bir iki darb-ı zikr emmâre-i nefsi O bir tünd ejdehâdır kim nice cellâddan kalmış İnsana daima kötülüğü, günahı emreden nefsi sadece bir iki zikir darbesi ile yok etmek mümkün değildir. Zira o, nice cellâtların elinden kurtulmuş gaddar bir ejderhaya benzemektedir. (Yenişehirli Avni)
Sayfa 46 - Profil KitapKitabı okudu
Reklam
Nefis mertebeleri yedidir: 1-Nefs-i Emmâre: Kâfir, şeytan, münafık ve fâsıkların, 2-Nefs-i Levvâme: Günahkâr mü’minlerin, 3-Nefs-i Mülhime: Âlimlerin, 4-Nefs-i Mutmainne: İlmiyle âmel eden kişiler 5-Nefs-i Radiyye: Evliyâların 6-Nefs-i Mardiyye: Âriflerin 7- Nefsi Safiyye: Nebiler ve rasüllerin -aleyhimü’s-selâm- nefislerinin makamıdır. (Müminler bu makamın hallerine kavuşabilir.) (NEFİS MERTEBELERİNDE RÜYA TABİRLERİ)
Rub u l Muhlikat
Allah ı bilen,Allah yaklaşan ,Allah için amel eden Allah a doğru say eden ve nihayet Allah katında olanları keşfeden kalbdir. Diğer uzuvlar kalbe tabi ve onun hizmetçileridir. Onlar,kalbin çalıştırdığı alet ve vasıtalardır. Masivalardan temizlendigi zaman, Allah a yaklaşıp saadete eren ve felah bulan bu kalb olduğu gibi,masivayı içine alıp
Nefsi emmare kendinden dış dünyaya akan güzellikleri kendinden görür ve kendinden bilir. Onları ilâhi bir sanatın ürünü olarak algılayamaz. Bu durum ise nefsin görsel algıya dayanan temel bir hastalığının başlangıcı olur. Riya( gösterişçilik)
Reklam
Nefsi emmare'nin israfının en büyüğü ise zamandır. Zamandaki israf, mekandaki israfı doğurmaktadır.
Kuran'da insan nefsi üç tip olarak sınıflandırılmaktadır. Birincisi, insanı kötülük yapmaya teşvik eder, bunun ismi 'nefsi emmare'dir. İkincisi yanlış bir iş ve düşünceye niyet ettiği zaman o kişiyi bu yüzden kınar ve azarlar, buna 'nefsi levvame' denir. Bugün buna biz 'vicdan' adını vermekteyiz. Üçüncüsü de, doğru yol üzerinde sebat ederek sapık yollardan sakınmak suretiyle tatmin olan nefistir, buna da 'nefsi mutmainne' denir.
Sayfa 531Kitabı okudu
Eğer şu fani dünyada beka istiyorsan beka, fenadan çıkıyor. Nefsi emmare cihetiyle fena bul ki baki olasın.
İnsan
Söylediğimiz gibi insan, en aşağı olan behimí (hayvâní) nefs, ortada olan yırtıcı (seb'i) nefs ve en şerefli olan meleki nefs olarak üç kuvvenin bileşimidir. En aşağı olan (nefs) ile o, hayvanlarla ortaktır, en şerefli olanla onlardan ayrılır; yine en şerefli olan (nefs) ile meleklerle ortaktır, en aşağı olanla da onlardan ayrılır. Seçim dizgini ve tercih gemi onun elindedir. Eğer isterse o, hayvanlar seviyesine, onlardan biri olana kadar iner; isterse yırtıcılar mahalline yerleşir ve onlardan biri olur; isterse de melekler makamına ilerler ve onlardan biri olur. Bu üç nefsin tabiri Yüce Kur'ân'da emredici nefs (nefsi emmâre), ayıplayıcı nefs (nefsi levvâme) ve tatmin bulmuş nefs (nefsi mutmaine) olarak geçer. Emredici nefs, şehvetlere atılmayı emreder ve onda ısrar eder; Ayıplayıcı nefs, noksanlığı gerektiren şeye bulaştıktan sonra bu girişimi pişmanlıkla ve ayıplayarak basiret gözünde çirkinleştirir. Tatmin bulmuş nefs ise yalnız güzel fiil ve razı olunan sonuca (eser) razı olur…
Reklam
Bazılar, nefsi taksim ederken, bunların nefs-i emmâreden başka nefsler olduğunu zannetti. Filhakika oyun ve eğlence arazisinde bukalemun gibi renkten renge huydan huya sık sık değiştiği için nefs-i emmâreye sebuiyye, behimiyye, şeytâniyye, rabbâniyye olmak üzere dört isim verildi. Sanki nefs-i emmare, sebuiyye vasfıyla domuz; behîmiyye vasfıyla saldırıcı ve avcı sırtlan; hile ve şeytanlık vasfıyla maymun, tilki ve bukalemun, kendisinde rabbaniyye sıfatlarını izhar etmekle de feylesoftur. Zira üstün zeka ve idrâkle nutuk kabiliyeti ve Rabb Teâlâya nisbet edilmekle sair hayvanlardan üstün olduğu için, üstünlüğüyle şeytanların ahlakını izhar eder, şerlerini hayrlarla gizler.
Nefsi emmare Nefs-i emmare kötülüğü emreden ve bundan zevk alan nefise verilen isim. Nefis tezkiyesi kademelerinden ilkidir. İlk kademede nefsin temizliğine henüz başlandığı için nefiste bütün 19 afet mevcuttur. Onun için bu kademede nefis henüz arınmadığı için kötülüğü emreder. Genelin sahip olduğu nefis, "Nefsi natıka"dır. Nefsi
"Âlimin bir tanesi, maalesef gene câhil bir âlimmiş, Ebû Cehil hikâyesinde olduğu gibi; gemiye biner. Fakat kendisi çok iyi bildiği için hemen kaptanı imtihan eder. Kaptan buraya gel bakayım, der. Sen fıkıh bilir misin, hadis bilir misin, Kur'an bilir misin? Kaptan biraz mahcup olur, Bilmem efendim deyince, peki ya fizik, kimya, matematik der.. Pek bilmem efendim deyince, "Vah vah! Ömrünün yarısı boşa gitmiş' diye kaptanla alay eder, Kaptan gayet üzgündür ama yolcuya bir șey demez. Birkaç gün sonra muazzam bir fırtına kopar. Kaptan gelir, alime sorar: Yüzme bilir misiniz efendim? Hayır, der âlim. Öyleyse 'Vah vah! Ömrünüzün hepsi, biraz sonra ilminiz dâhil boşa gidecek." Hazreti Mevlânâ diyor ki, mânâ âleminde yüzdüren ilim, benlik değildir; nefsi emmâre değildir. Rızâdır, râzı olmaktır; nefsin en alt makamı ve en zor verilen, en zor geçilen makamı, emmâredir.
Nefsi Emmare’nin Askerleri
‘Nefsi emmare’nin sayısız askeri var ise de aslı yedidir. 1. Şehvet, 2. Gazap, 3. İnat, 4. Kibir, 5. Tamah, 6. Haset, 7. Kin. Çocuk dünyaya gelip buluğa erinceye kadar dönemde şehveti olmadığından onda bu sıfatlar var ise de saman alevi gibi gelip geçicidir ve müessir değildir. Ne zaman ki şehveti galip gelir, gazabı da inadı da artar. Kibri bayrak açar. Buğzu, tama'ı hasedi ortaya çıkar. Hepsi birbirine bağlı olarak çalışır. Hepsinin başında şehvet kuvvesi vardır. Bunların hepsine birden “emmare nefs” denir. Bu sıfatlar insanın nefsinden kıyamete kadar sökülüp atılamaz. Her an bunlar ile amel olunur. Bu sıfatların zahirleri zemmedilmiştir. Batınları ise vücud için her biri bir cevher kabul edilmiştir. Bu kuvvelerin batınlarının kıymetini gönlünü marif nuruyla nurlandıran gerçek erler bilir, seyreder.
500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.