Aşık olduğu kadının adını sır gibi saklayan Orhan Veli'nin, ölümünden yıllar sonra, Nahit Hanım'a yazdığı mektuplardan oluşan derleme kitabı "Yalnız Seni Arıyorum". Aşk, mutluluk, rahatlıktan ziyade; mektuplarında sitem, kendini karşısındaki kadına anlatma çabası, maddi sıkıntılar & bolca uzaktaki sevgilisine özleminden kaynaklı yalnızlık hakim.
Sadece Orhan Veli'nin yazdıklarını okuduğumuz kitapta, Nahit Hanım'ın cevaplarını bilmediğim halde çoğu zaman mektupların içeriğini tahmin ettim. Sanki şair, bu aşkta en çok çabalayan bazense fazla ısrarcı olan taraftı ki beni aşırı rahatsız etti.
Muhakkak ki şair & yazarların yaşantıları eserlerine ışık tutuyor. O muazzam eserlerinin üzerimizde bıraktığı etkiyle perde arkasında kalan kısımlar uyuşmadığında eğer benim gibi negatif etkileneceğinizi düşünüyorsanız, okumayın.
Sanmıyorum ki Orhan Veli yaşasaydı bu mektuplarının kitap haline getirilmesine izin verip mahremini halka açsın. Okurken hem merak edip hem de yanlış bir şey yaptığımı düşündüğüm tek kitap olabilir.
Sabahattin Ali'nin Canım Aliye, Ruhum Filiz'inden sonra mektup derlemelerine karşı tutumum olumlu ivme kazanmıştı. Ama Yalnız Seni Arıyorum'la artık bu türe ait kitapları okumayı tamamen bırakma kararı aldım.
Olumsuz bir inceleme olduğunun farkındayım ama öneri listemde değildir.