İnsanların insanlara sordukları sorular iki kategoride toplanabilir. Bir kısım sorular enformasyon içindir, diğer bir kısım sorular ise kararsızlığı gidermek için. Yani kendimizin dışındaki kişilere ya Roma’ya nereden gidilir? diye sorarız veya Roma'ya gitmem doğru olur mu? şeklinde bir soru yöneltiriz. Enformasyon almak üzere başvurduğumuz kişilerle herhangi bir bağımız olmasını, onlarla duygusal veya zihni bir yakınlık katmayı gözetmeyiz. Gerektiğinde bir düşmandan veya bize cevap vermek istemeyen birinden de, enformatik bilgi alınabilir, ama kararsızlığın izalesi için alacağımız bilgilerin hepsi bizimle müsbet bir bağ olan kişilerden alınmak zorundadır. Şimdi durum ne merkezde olacak? Böyle bir soruyu dost da düşman da ancak kendi kapasitesi ve duruma vukufu nisbetinde cevaplandırabiiir. Durumun ne merkezde olacağını bilmesi onun bize olan dostluğu veya düşmanlığı ile değil, durum hakkındaki bilgisinin sağlamlığı ile ilgilidir. Enformatif bilgiler alanında insanlar yeterli verilere ve zihni kapasiteye sahip olmadıkları için yanılabilîrler. Oysa karar alma için, kamrsızlığımızın izalesi için bilgisine başvurduğumuz insanların uzmanlığına başvurmayız. Onların yakınlığını, bizim için duydukları iyi duygulara, dostluklarına ihtiyacımız olduğu için onlara bir soru tevcih etmişizdir. Bu durumda ne yapsam acaba? Böyle bir soruyu bir yabancıya, bir düşmana sormayı
düşünemeyiz.