Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bing Bang olayının aslı nedir
Evrim yoktan var edilmeyi tartışmaz ve savunmaz; var olanın nasıl daha karmaşık (daha doğru bir yaklaşımla daha başarılı) hale dönüştüğünü açıklar. Bu nedenle yara­tılışçılar, eski bir yaklaşımla Big Bang olayına dört elle sarıIırlar; çünkü zannederler ki Bing Bang'de evren yoktan var ediliyor. Halbuki Cenevre'nin Cern kentinde yapılan ve
Zamanın her şeyden bağımsız bir şekilde var olduğu Newton kuramında şu soru sorulabilir: Tanrı evreni yaratmadan önce ne yapıyordu? Aziz Augustine'in de söylediği gibi, bu konu hakkında, "Işine fazla karışanlar için Cehennem'i hazırlıyordu," diyerek şakaya kaçılınamaz. Bu, insanların yüzyıllardır üzerinde düşünüp durduğu, ciddi bir sorudur. Aziz Augustine'e göre, Tanrı her şeyi yaratmadan önce, hiçbir şey yapmadı. Aslında, bu modern düşüncelere çok daha yakındır.
Reklam
İsaac Newton (1642-1727)
Tanrı'yı kendi mekanik sistemine indirgemiş olan İngiliz fizikçi İsaac Newton (1642-1727) da, Hristiyanlığı gizemden kurtarma konusunda aynı derecede endişeliydi. Onun başlangıç noktası matematik değil mekanikti; çünkü bir bilim adamı geometriye hakim olmadan önce kusursuz olarak daire çizmeyi öğrenmeliydi. Sırasıyla kendinin, Tann'nın ve doğal
Sayfa 433 - Pegasus Yayınları 2017Kitabı okudu
DEVRİM: OKSİJEN DÜNYAYI NASIL DEĞİŞTİRDİ Fizik alanında Isaac Newton, biyolojide Charles D arwin neyse, kimyada da A ntoine Laurent Lavoisier odur denir. Lavoisier, bir dizi apayrı olguyu bir araya getirip, bütünleyici ilkelere dayanan bir bilime dönüştürmüştür. Burada zamanlama da önemli. N ew ton’m 17. yüzyılda yaptığı çalışmalar
Yeryüzünde ortalama bir elmanın ağırlığı 1 Newton'dur.
Bir gazeteci, Isaac Newton'dan bu yana en büyük bilim dahisi olan Albert Einstein'dan başarısının formülünü açıklamasını istedi. Büyük düşünür, bir saniye düşündü ve sonra yanıtladı, "Eğer A başarıysa, formülün A=X+Y+Z olduğunu söyleyebilirim, burada X çalışma, Y oyundur." "Ya Z nedir?", diye sordu gazeteci. "Çeneni kapalı tutmak."
Reklam
".....Biyoloji müfredatına uymak zorunda olan öğretmen, ' Evren tesadüfen var oldu, yaratıcı yok' diyor. Diğer taraftan din dersi öğretmeni 'Evreni Allah yarattı' diyor. Öğrencinin kafası karışıyor. ABD' de Yaratılışçılık da bir tez olarak akademik özgürlük kapsamında öğretilebilirken bizde bu özgürlüğün olmaması çok şaşırtıcı. Yaratılış kitabı öyle bilimsel ve entelektüel ölçülerle yazılmalı ki Evrim ideologlarının yaptığı kuantumu ve fiziği saklama oyunu olan ' Elmadaki Solucan' a benzememeli. Yani bilimleri bütünlüğü tezi ile anlatılmalı. Newton'un yerçekimi teorisi, Einstein' in izafiyet teorisi, Heidelberg' in belirsizlik ilkesi elektromanyetik teori gibi bir teori olduğu bunların kanıtlanan ve kanitlanamayan kısımlarının olduğu anlatılmalı. Yaratılış tezinin de evrenin neden var olduğunu açıkladığı, Tevhid inancının rasyonel inanç olduğu gerekçeleri ile anlatmalı."
Aydınlanma'yla birlikte müspet (pozitif) bilimde büyük gelişmeler oldu. Newton (1642-1727) fiziği kuruldu. Felsefede usçuluk da gelişti. Tanrı düşüncesi de buna ayak uydurdu. Yaradancılık (deizm), yani “Saatçi Tanrı” anlayışı ortaya çıktı. Buna göre Tanrı evreni ve onun işleyiş yasalarını (doğa yasaları) yaratmıştı. Ama yarattıktan sonra (saatçinin saati yapması gibi) evrenin işleyişine karışmıyordu. O halde kişilerin Tanrı'ya yakarması, dilekte bulunması beyhudeydi.
Sayfa 7 - GirişKitabı okudu
Kuran Newton'un yıldızlı bir gecede semaya bakarak "Tanrı'nın en büyük kitabı bu " dediği evreni işte böyle okuyor ve böyle okunmasını istiyor.
Sayfa 261Kitabı okudu
Newton, doğadaki düzenin, maddenin kendisinden kaynaklanmadığını; bazen doğrudan müdahaleyle, çoğunlukla ise doğa yasaları aracılığıyla bunu sağlayan ve evreni yaratan Tanrı'nın eseri olduğunu savundu.
Reklam
Bir gazeteci, Isaac Newton'dan bu yana en büyük bilim dahisi olan Albert Einstein'dan başarısının formülünü açıklamasını istedi. Büyük düşünür, bir saniye düşündü ve sonra yanıtladı, "Eğer A başarıysa, formülün A=X+Y+Z olduğunu söyleyebilirim, burada X çalışma, Y oyundur." "Ya Z nedir?", diye sordu gazeteci. "Çeneni kapalı tutmak."
En zevkli ders...!
Son fizik sınavında 40 almış olsam da, en sevdiğim ders hâlâ fizik. Newton'u ve bütün evreni uyduğu prensipleri öğrenmek hoşuma gidiyor.
Newton’un sonsuz evren fikri, yaratılışın başlangıç zamanını göstermek açısından güçlük çıkarıyordu ve zihinde belirsizliğe yol açıyordu. Fakat sonsuz güçlü Tanrı’nın, sonsuz bir evren yaratabileceği, Kilise dahil bir çok ilahiyatçı tarafından benimsenmişti. Newton’dan sonraki bilim adamları ve felsefecilerin aşağı yukarı hepsi, Newton fiziğinin etkisi altındaydılar ve evreni sonsuz büyüklükte kabul ediyorlardı. Bu, Big Bang teorisi ortaya konana kadar böyle devam etti.
Newton’a göre Tanrı’nın özelliklerini bildirmek bilimin işidir, biz Evren’i inceleyerek Tanrı hakkında bilgi alırız. Dolayısı ile Newton’un bilim yasalarını kullanan bir inançsız, Newton’a göre ister istemez Tanrı’ya inanmaya başlayacaktır.
Bu kavram, doğruluğu tartışma götürür bir hikâyeye göre Pisa Kulesi'nden aşağıya küçük bir taş ve kocaman bir top güllesi bırakan Galile tarafından biliniyordu. Galile, dünya üzerinde bütün nesnelerin yerçekimi altında tamamen aynı ivmeyle (9,8 metre bölü saniye kare) düştüğünü gösteren ilk insandır. Gezegenlerin ve Ay'ın Güneş veya Dünya etrafında yörüngelerinde dönerken aslında bir serbest düşüş durumunda olduğu gerçeğini Newton da biliyordu. Dış uzaya gönderilen her astronot da yerçekiminin ivmelenme tarafından iptal edildiğinin farkındadır. Bir roketin içerisindeki her şey, zemin, cihazlar ve siz dahil, aynı hızla düşersiniz. Ayaklarınız yerden kurtulur, yerçekiminin ortadan kalktığı yanılsamasına yol açar, çünkü zemin de vücudunuzla birlikte düşmektedir. Ve bir astronot, geminin dışında bir uzay yürüyüşü yaptığı zaman birdenbire dünyaya düşmez, roketin yanı sıra yavaş yavaş uçar, çünkü hem roket, hem de astronot, beraberce dünyanın etrafındaki yörüngelerinde dolaşırken dahi hep birlikte düşmektedirler (Pek çok bilim kitabında yanlış şekilde iddia edilenin aksine, dış uzayda çekim gerçekte ortadan kalkmaz. Güneş'in çekimi, Pluto gezegenini dünyadan milyarlarca kilometre uzaklıktan yörüngede tutmayı başaracak kadar güçlüdür. Çekim ortadan kalkmamıştır; yalnızca ayaklarınızın altındaki roketin düşüşü yüzünden iptal edilmiştir). Buna "özdeşlik yasası" adı verilir. Bu yasaya göre bütün kütleler, yerçekimi altında aynı hızla düşerler (daha doğrusu, eylemsizlik kütlesi, çekim kütlesine eşittir).
298 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.