Nutuk'tan sonra Türk Tarihi adına beni en çok etkileyen kitap oldu . İmkansız gibi görünen bir proje. Dünyada emsali yok. Yüzlerce yıldır derebeylik rezilliğinin altında ezilmiş Anadolu insanı. Hiçbir modernizmin olmadığı , yollarının olmadığı , hatta yiyecek ekmeğin bile olmadığı köylerimiz ve köylülerimiz. ''Milletin efendisi'' olması gereken
YİNE BİRBİRİNDEN GÜZEL KİTAPLARLA BULUŞTURDUK BİRBİRİMİZİ.
KATILAN-KİTAP GÖNDEREN HERKESE ŞİMDİDEN ÇOK TEŞEKKÜRLER. KAZANAN ARKADAŞLARI TEBRİK EDERİM.
BÖYLE GÜZELLİKLERİN ÇOĞALMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPMALIYIZ HEP BİRLİKTE.
''DAHA FAZLA KİTAP-DAHA ÇOK MUTLULUK DEMEKTİR..''
Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle,
“Herkes keyfine, fantezisine, kendi maksadına, menfaatine, aldatacağına, ve aldatıldığına göre yazar.” Dr. Rıza Nur, I. Baskı, Sayfa 523, Hayatım ve Hatıratım
Bu hatıratta okuduklarımızın temel özeti işte Rıza Nur’un kendi ifadesinde bize sunulmuştur. Yani okuyacağımız hatırat için bize şunları demektedir;
Bu hatırat, benim keyfime, benim
Celaleddin Vatandaş'ın okuduğum ilk kitabı. Cumhuriyetin tarihine eleştirel bakan ideal kitaplardan biri. Akıcı bir dile sahip olduğu için sıkmadan okutuyor kendini.
İlk meclisten başlayıp da 2000li yıllara kadar getiriyor kitabı yazar. Ama Atatürk dönemi diğer dönemlere nazaran çok daha uzun ele alınmış. Kitabın kaynakları noktasında diğer
Onlar, en güzel örnek olan peygamberin sâdık dostları. Nasıl sevmem senin sevdiklerini yâ Resûlullah! Bilâlleri, Hamzaları, Ammârları, Selmânları, Mus'abları...
Onlar, risâletin mesajlarını dünyanın dört bir tarafına ulaştıranlar, Atlarının üzerinden inmeyip bir ömür, "Davam, davam!" diye inleyenler.
İslâm'ın aziz sancağının
Hayal kurmayı sever misiniz?
Haydi gözlerinizi kapayın ve düşünün... Evde yalnız başınıza oturuyor, kitap okuyor yahut bir şeyler seyrediyorsunuz. Kapı çalıyor, tanımadığınız bir adam, "Ben Tanrıyım," diyor isminizi hitap ederek, "Sizinle konuşmam gerek!"
"Aman Tanrım!" filmini izlemiş miydiniz? Baş rolde Jim Carrey
Hayırlı günler arkadaşlar…
İbretlik ve derslerle dolu ve ısrarla tavsiye edebileceğim, akıcı çok güzel ve sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap diyebilirim. Ben çok yorum yapmayı düşünmüyorum size kitabı özetleyecek birkaç alıntı yapmak istiyorum. Buyurun;
1.) Öncelikle insanlar ne der korkusundan kurtulup Allah ne der korkusuna yönelmemiz
24 Ağustos 1922'de karargahlarımızı Akşehir'den saldırı cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına taşıttırdık. 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan savaşı yönettiğimiz Kocatepe'nin güneybatısında çadırlı ordugaha naklettik. 26 Ağustos sabahı Kocatepe'de hazır bulunuyorduk. Sabah saat 5.30'da topçu ateşimizle saldırı başladı.