Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir Günlük Yumurtanın Hayatı
Aşağıdaki nutuk bir yumurtaya, ikinci yıldönümü münasebetiyle yapılan jübilede, kalabalık horoz ve tavuklar önünde, bir horoz tarafından verilmiştir: – Muhterem tavuklar, horozlar!.. Bugün jübilesini yaptığımız, dünyaya gelişinin ikinci yıldönümünü idrak eden bir günlük yumurtadır. Size, bu münasebetle, kısaca hayatını anlatmayı faydalı buldum.
Sayfa 133 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Salih Bozok...
Saat 9'u 25 geç... Matem halindeki Dolmabahçe Sarayı tek el silah sesiyle irkildi. Sedef kabzalı Smith Wesson'ın namlusundan çıkan mermi, adeta çığlık gibi koridorları dolaştı. Koştular hemen alt kata ... Kanlar içinde yerde yatıyordu. Kalbine dayamış, tetiğe basmıştı. Salih Bozok... Mustafa Kemal' in yaveriydi.
Sayfa 449 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Şık
Şatırzâde Şöhret Bey kitabın başkarakteridir. Maddi durumu çok iyi değil. Aynı zamanda giyimine çok düşkündür. Yalnız parası yetmediği için kendi mahallesindeki terziye bir şeyler diktirir (Mir Cotereau). Yirmi beş yaşında, siyah gözlü, uzun boylu, zayıf, küçük gözlü, gaga gibi bir burun yapısına sahiptir. Birkaç ay önce Beyoğlu alemlerinde bir
Şık
ŞıkHüseyin Rahmi Gürpınar · Bilgi Yayınevi · 20193,002 okunma
Devlet Krizi Nasıl Aşılır?
Devlet krizi ancak devlet yönetiminde 2500 yıllık Türk devlet geleneğini inkâr etmeyen bir anlayıştan hareketle aşılabilir Türkiye Cumhuriyeti Amerikan danışmanlık şirketlerinden istenen raporlarla değil, Alper Tunga'dan Mete Han'a, Alparslan'dan Fatih'e ve Atatürk'e uzanan büyük tarihi birikimden alınan feyizle yönetilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşadığı krizden McKinsey'in raporlarını okuyarak değil, Orhun Abideleri'nden, Kutadgu Bilig'den, Nutuk'tan aldığımız devlet anlayışıyla ve 21. yüzyıla değin insanlığın elde ettiği demokratik kazanımlar esasında yeniden inşa ederek çıkarabiliriz. Bu söylenenler hamaset edebiyatı değildir. Türkiye Cumhuriyeti yeniyetme kolonyal dönem sonrası bir devlet değildir. Türk devleti, Çin devleti ile birlikte tarihsel derinliği en fazla olan iki devletten birisidir. Böyle bir devlet ancak kendi tarihsel ve kültürel birikiminin 21. yüzyılın demokratik değerleri ile sentezlenmesi sonucunda yaşanan krizi aşabilir. Ancak İslam dinini İngiliz kolonisi olan Mısır'da ortaya çıkan Müslüman Kardeşler'in koloni Müslümancılığından öğrenen siyasal kadrolar Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşadığımız ağır krize sürüklemişlerdir.
Davamızın haklılık ve kutsallığı, bu zor zamanlarda, Allah'tan sonra en büyük yardımcımızdır.
Sayfa 284Kitabı okudu
Hayatım boyunca hiç kimseden, Filozof'tan işittiğim kadar nasihat işitmedim. Fakat o bir kez olsun, ağzını bana nasihat etmek ya da nutuk atmak için açmadı. O benimle konuştu! Tıpkı iki eski dost gibi benimle sohbet etti. Ben de hiç kimseyi dinlemediğim gibi onu dinledim.
Reklam
Orhan Veli'nin yıllar önce söylediği gibi: "kimimiz öldü, kimimiz nutuk attı bu vatan için." Bugün de kimimiz ölüyor, kimimiz de nutuk atıyoruz bu vatan için...
Milli Mücadele kahramanlarımızı mümkün olduğu kadar bire indirmek istediler . O şanlı mücadeleyi anlatan Nutuk'tan başka bir kitap olsun istemediler. Nitekim Karabekir Paşa'nın 1171 sayfalık İstiklal Harbimiz isimli meşhur kitabını bu düşüncelerle toplatıp yaktılar.
Millî Mücadelemizin bir numaralı lideri, kahramanı Mustafa Kemal Paşa'dır. Bu, kesinlikle doğru. Yalnız, Kâzım Karabekir Paşa'mızın da diğer Millî Mücadele kahramanlarımızın da haklarını inkar etmemek lazım. Bana göre, Karabekir Paşa olmasaydı veya 1919 yılında, İstanbul Hükümetinin tarafını tutsaydı, Mustafa Kemal Paşa da Atatürk olamazdı. Peki! Kâzım Karabekir Paşa'yı, Rauf Orbay'ı, Ali Fuat Cebesoy Paşa'yı idam etmek talebiyle, neden İstiklâl Mahkemesine verdiler? Ben de bu soruyu, eski İstanbul Milletvekili Tahsin Demiray'a, Ankara'daki evinde sordum. Bana dedi ki: "Millî Mücadele kahramanlarımızı mümkün olduğu kadar bire indirmek istediler. O şanlı mücadeleyi anlatan NUTUK'tan başka bir kitap olsun istemediler. Nitekim Karabekir Paşa'nın 1.171 sayfalık İSTİKLAL HARBİMİZ isimli meşhur kitabını bu düşüncelerle toplatıp yaktılar. Paşanın evindeki bütün tarihi belgeleri bunun için çuvallara doldurup götürdüler. Ama gerçekleri gizleyemediler. Yanlış yaptılar!"
Büyük Taarruz
24 Ağustos 1922'de karargahlarımızı Akşehir'den saldırı cephesi gerisinde­ki Şuhut kasabasına taşıttırdık. 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan savaşı yönettiğimiz Kocatepe'nin güneybatısında çadırlı ordugaha naklettik. 26 Ağustos sabahı Kocatepe'de hazır bulunuyorduk. Sabah saat 5.30'da topçu ateşimizle saldırı başladı.
Reklam
Süreyya Ilmen, Serbest Firka'yla ilgili olarak şunları yazıyor. "1927 senesinde mebus olduğum sırada bir gün Millet Meclisi Kürsüsünde Başvekil İsmet Paşa'nın irad ettikleri nutuk, hala kulaklarımda çınlamaktadır: Arkadaşlar, dedi, memlekette şimendifer yok, liman yok, köprü yok, yol yok, mektep yok, velhasıl hiçbir şey yok! Ben bunları yapacağım; bunları yapabilmek için paraya ihtiyaç var. Onun için milletin cebinde on para da bulsam alacağım." İsmet Paşa'nın, cebinde on para da bulsa alacağı toplum kesimleri bellidir. Toprak ağası, tüccar, vurguncu, karaborsacı, komisyoncu dışında kalan yoksullar ordusu... İsmet Paşa, sömürücü sınıflara yedirmek için çok paraya ihtiyaç duyuyor. Bunu da yoksul halktan zorla alıyordu... Gelir farkı gözetmeksizin, her yetişkin erkek "yurttaş'tan yılda 8 ila 15 lira arasında değişen yol vergisi alınıyordu. Yetişkin beş nüfusa sahip bir köylü ailesi için bu, yılda yaklaşık 60 TL, ödeme zorunluluğu demekti. Bir ton buğdayın 40 liraya satıldığı koşullarda bu vergiyi ödemenin ne demeye geldiğini anlamak zor değildir. "Sınıfsız", "imtiyazsız", "kaynaşmış" toplumda hapishaneleri vergilerini ödeyemeyen yoksul köylülerle dolup taşıyordu.⁷³³ 733. Fikret Başkaya, Paradigmanın İflası, Doz Yayınları (kapakta 2.bsk.) içeride ise Lbsk Nisan 1991, İstanbul, s.165
Sayfa 297 - Genç BirikimKitabı okudu
Nutuk'tan
Efendiler, asıl milletime tavsiyemdir: başına geçirecekleri adamların kanlarındaki ve vicdanlarındaki cevher-i asliye dikkat etsinler.
... Özellikle Harf Devrimi'nin bizi 1929 öncesi malumatın hemen tamamından mahrum ettiğini bilmemiz lazım. Kurtuluş Savaşı'nın gazetelerini okuyamayan bir nesil, oradaki tartışmalara nasıl vakıf olacak, farklı olarak neler söylendiğini nereden öğrenecek? Nutuk'tan elbette, diyecekler. İyi ama Nutuk bir fotoğraf değil, bir yorumdur. Hem de öyle bir yorumdur ki, kendisinden sonraki bütün yorumları boyunduruğuna almak için yazılmış bir ana yorum.
Sayfa 58 - Timaș Yayınları, 5. Baskı, 2008 AğustosKitabı okudu
315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.