Önsöz
"İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
Sizin yüzünüzden, hep yanlış seçimler yaptım. Yanlış arkadaşlar, yanlış insanlar aldım hayatıma. Sizden kaçmak istedikçe yanlış yollara sürüklendim. Çünkü hiçbir şey anlatamadım ben size. Anne-kız olupta oturup konuşamadım. Derdim olsa kendime anlattım, mutlu olsam kendime, üzgün olsam kendime, ağlasam kendime.. Hep her duyguyu kendime anlattım.
Bu kitabı incelemeden almayınız ismine aldanmayınız.Ama kitabı mutlaka okuyunuz.Kitabın ismiyle içeriğini pek birbirene uyduramadım. Beklentim çok daha farklıydı. Sade yazılmış anlaşılır bir kitap.Birazda insanı şaşkına uğratacak cinsten. Ne alaka dediğim yerler oldu.Hayellerden, alemlerden bahsediyor, ihtiyar adam, upuzun ak saçlı ihtiyar kadın vs.Baş karektere gelirsek (yetişkin erkek) o kendini bilmiyor ben onu hiç bilemem o yüzden anlatmayacağım daha fazla hakkında. Hafızasını kaybetmiş ya da öyle sanıyor. Bir arayış peşinde sürekli. Ne aradığını kendiside bilmiyor.İhtiyar adam kendisine "Denize in orada bir sandal var.Denize açıl.Zamanı geçene kadar kürek çek.Zamanı geçince vardığın yerde belki bulursun aradığın şeyi.Belki de bulamazsın." der.Kendisi ise "belki de bulamayacaksam, ne diye o kadar kürek çekeyim?" Diye sorar.İhtiyar borges dayı'da (ihtiyar adam olur kendisi böyle seslenir başkarekter ona) Şöyle bir cevap verir; "Belki de sana düşen, bulmak değil, aramaktır..."diyalog devam eder vs.. Bu kitaba sadece Acayip kelimesini yakıştırdım Psikolojik yanı da var. Sanki okumasamda olurdu ama siz yine de okuyunuz.İncelemem sanırım yeterli fazla uzarsa kimse okumaz. Teşekkür ettim.Şimdiden okuyan herkese iyi okumalar...
A Thousand Letters kitaplarını okumuştum. Özellikle Wasted Words sevdiğim romanlarından biri olmuştu. Fakat bu kitap beni çok şaşırttı. Beklentilerimin hepsi daha ilk bölümde yerle bir oldu.
Lily'nin liseden beri takıntılı olduğu -ki kendisi aşk
İstifhamların başında, dönemin Kara Havacılık Okulu Komutanı’nın mahkemede, “Genelkurmay Başkanı’nın Akıncı’ya geçişi emir-komuta içinde olmuştur.
VIP olarak ağırlandığı Akıncı’dan Çankaya Köşkü’ne gidişinin de VIP şeklinde olduğunu mürettebatın ifadelerinden biliyoruz. Değilse serbest bırakıldı ya da kurtuldu/kurtarıldı, ama mürettebat tutuklu”
– Her şeye rağmen ölmek gerekli işte! “Bulunduğum hâlde olduktan sonra” diye eklemek istedi. Bilmezsiniz, sizin Ganya bana ne kadar acı verdi. İtiraz olarak da, geçen gün o yazıları okurken, bunları dinleyenlerden birkaç kişinin benden daha önce öleceğini söyledi! Bunu nasıl buldunuz? Benim için bir avuntu olduğunu zannediyor. Hah ha! Önce henüz
GÖRÜCÜ
İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum.
--Anne! Ben geldim!
Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu.
--Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben.
Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
Anlaşmazlıklar doğru ve yanlışla, güzel ve çirkinle, iyi ve kötü ile ilgili olabilir mi? Yani üzerlerinde anlaşamayıp uygun bir karara varamadığımız için seni, beni, hatta bütün diğer insanları birbirine düşman eden şeyler bunlar değil mi?
s.11
Öyleyse dine uygun olan, dine uygun olduğu için seviliyor, aksine sevildiği için dine uygun olmuyor,
Woow!!!!Ben ne okudum öyle
Gerçekten ,okumazsanız çok şey kaçırmış olursunuz söyleyeyim.Muhteşem ötesi bir kitap.O kadar sürükleyici ki bir solukta bitirdim.Kitapta caraval'ın devamı olan olayları okuyoruz.Ben bunu SPOİLER'siz anlatamam.
Caraval'ın ilk kitabında Scarlett kazanmıştı.İkinci kitapta ise bu oyuna kardeşi Donatella
Kitabı bitirdiğiniz zaman ne kitaptı ama diyorsunuz.Gerek kurgusu gerek dönemsel zihniyetleri güzel yansıtması,bilgileri derin vermesiyle çok kıymetli,emek isteyen ve insana çok şey katan bir eser.Cumhuriyet döneminin her kesimiden insanına yer verip onları ve o dönemleri anlamamızı sağlıyor Adalet Ağoğlu bir nevi o döneme ışık tutuyor.Hoşuma
"En başta her adam bir piyondur, her kız da öyle. Oyuncu olduğunu düşünenlerden bazıları bile.” Petyr bir nar tanesi daha yedi.
“En başta Cersei. Kurnaz olduğunu sanıyor ama gerçekte son derecede tahmin edilebilir bir kadın. Onun gücü güzelliğine, soyuna ve zenginliğine dayanıyor. Bunlardan sadece ilki gerçekten ona ait ve yakın zamanda onu terk edecek. İşte o vakit Cersei’ye acırım. O güç istiyor ama gücü kazandığında ne yapacağını bilmiyor. Herkes bir şey ister Alayne. Ve bir insanın ne istediğini öğrendiğinde, onun kim olduğunu ve onu nasıl oynatacağını da öğrenirsin.”
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil
_Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız.
_Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu?
_Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar
_Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür.
_Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Memleketime iyi bakın olur mu ? Çift pasaportum var ama bir memleketim yok. Şimdilik var ve sapasağlam ayakta ama içerde ve dışarda bir çok hain var. Yıkılıp,hadi olmadı zayıflatıp, esaret altına girmesini bekliyorlar. Evet dışarda düşman çok, içerde hain...
Doğal afetler cabası. Kaç insanım kavuştu Hak'kın rahmetine. Kaç ocağa ateş düştü...