Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayır, Tanrım bu olmamalı, eğer merhametin sonsuz değilse, Sen de sonsuz olamazsın - o zaman - Sen - de - Tanrı - değilsin.
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bedava olmasa da terapi
"Doğruluk mu cesaret mi?" diye sordu birdenbire. "Cesaret," diye mırıldandım. "Sarılsana bana." Uzun bir bekleyişin ardından bu ikiliye tekrar kavuştuğum için inanılmaz mutluyum. Kitabın daha ilk sayfasını okurken ait olduğum bir yere geri dönüyormuş gibi hissettim. Serinin içindeki bazı benzetmeler ve cümleler beni
Ejderha ve Yıldız
Ejderha ve YıldızN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024191 okunma
Reklam
Rus Bolşevizmi yahudilerin dünya hakimiyeti için bir araçtı
Biz, Rus Bolşevizmini yirminci asırda Yahudilerin dünya hâkimiyetini ele geçirmek için gerçekleştirdikleri bir teşebbüs saymalıyız, Yahudi dünya diktatörlüğüne yürüyüşünü ihtiyari bir feragat ile veya ebedi emelini kendi içine atmak suretiyle kesmez. O da ancak dış kuvvetlerle yolundan döner. Çünkü ondaki dünya hükmü içgüdüsü ancak kendisiyle birlikle sönecektir. Fakat ırkların acizlerinin ihtiyarlık yüzünden ölmeleri, ancak kanlarının saflığından vazgeçtikleri zaman olur. Yahudi'yse bu temizliği muhafaza etme yolunun dünyadaki her ırktan daha iyi bilir.
Sayfa 511Kitabı okudu
...simülasyon ve içindeki düzlemlerde sanıldığı yahut da rejisörlerin, senaristlerin, yazarların hatta felsefecilerin insanları yanılttığı şekilde sayısal bir çözümleme yapmak mümkün değildir. İlahi irade bir makinaya bağlı olmadığı için işlemci gücü veya evreni modelleyecek sistemin ihtiyaç duyacağı enerjiye de gerek duymaz. Çünkü mevcut aşırı kompleks yapı kendi kendini idare edebilir. Bunu sağlayan şey de tam olarak tindir. Onun sayesinde bir veri çöplüğüne ihtiyaç duymaz evren zira ol deyince olmanın temelinde muhteşem dairenin üflediği ruh vardır. Bu öyle yüksek çözünürlüklü bant aralığına sahip bir veri dizilimidir ki aynı anda aşağı ve yukarı, içe ve dışa, sağa ve sola katlanarak büyüyen ve küçülen frekans aralığında ve dahi bunun eksiye ve artıya doğru sonsuza uzanan harmonik salınımlarında bile kendine yer bulan boyutların çetelesini zaman fark etmeksizin tutabilir. Bunun sayısal ve sanal çözümlemesini yapabilecek bir enerji kaynağı için milyonlarca güneş gerekebilir. Daha net olmak gerekirse bu söylediklerimiz şu demektir; dünyadaki tek bir kum tanesinin varoluş hikayesini, konumunu, gelmişini geçmişini ve sınırsız ihtimaller dahilinde içine girebileceği varsayım datasını dijital olarak saklamak olası değildir. Fakat ruhu çözümleyebilecek bir dekoder kullandığınızda o kum tanesine dair tüm bilgiye ulaşmak mümkün olduğu gibi bunu geçmişe yahut geleceğe alıp yeniden oynatmak bile olabilirlik dahilindedir. Hem de bunu yorumlayacak bir dekoderiniz varsa o kum tanesiyle birlikte tüm dünyanın bilgisine de erişmek mümkündür.
Bir şehrin uzak semtleri gibi gözlerin üzgün, kara, ayaklanmaya hazır ben yaralar kuşanıp katılırım onlara onlara katılırım yedek mermi ve şarkılar alarak seni alırım sonra her bir yanım çağıldar bir oyuna kalkarız sıkılmış yumruklarla yazarız duvarlara fırtınalı yazılar. Bir gün burda, bu kalktığımız yerde kendini yaşamakla taşıran bir güneş kabarcığı zonklayan bir atardamar olduğu anlaşılır el tutuşmuş çocuklar ki o zaman senin gözyaşlarını heyecanla kapışır.
Helenistik dünyanın temsil ettiği bu yeni mecburi mevcudiyetlere Gnostik düşüncenin cevabı şuydu "Kendini bilirsen sahip olursun." İkinci yüzyıl Valentin GnostiklerindenTheodotus'un ünlü ifadesiyle: "kim olduğumuzun, kime dönüştüğümüzün, nereden geldiğimizin ya da nereye vardığımızın, acele edip etmediğimizin, ne günahlardan kurtulduğumuzun, doğumun ne olduğunun ve neyin yeniden doğum olduğunun bilgisi" (Exc. Thd., 78.2). Ya da çağdaşı Gnostik Hıristiyan tanrı bilimci İskenderiyeli Klement'in ifadesiyle:"O zaman... alınacak tüm derslerden en önemlisi insanın kendini bilmesi. Çünkü insan kendini bilirse, Tanrı'yı da bilir." (Paedagogus, 3.1).
Sayfa 69 - Profil KitapKitabı okuyor
Reklam
Değişmez bir iş bulma yöntemi: Torpil ve sebep olduğu kıyım.
Cevdet Hoca, adımı, ailemi, menşeimi sormakla işe başladı. Manevî vaziyetimi anlamaya ehemmiyet verdiğini seziyordum. Dereden tepeden sualler soruyor gibiydi. Arada bir tarihi malumâtımı da yokluyordu. Bunlar bittikten sonra bana eski vesikalardan üç örnek verdi. Bunlardan birini okudum. Birinde müşkülât çektim. Birini hiç okuyamadım. Nihayet sıra makine ile yazı yazmağa geldi. İmtihanı kazanma şartlarından biri de bu idi. Cevdet Hoca bana bir örnek verdi, kendisi de karşıma oturdu. Bu örneğin yazılması epeyi uzun sürdü. Konuşmamız uzayıp gidiyordu. Ben bir taraftan yazıyor, bir taraftan da Cevdet Bey'i dinliyordum. Birçok merâklı şeyler anlattı. Nihayet yazı bitti. Cevdet Bey adresimi aldı ve şunları söyledi: İmtihanı belki kazanamazsınız. Bu sizin değersizliğinizi göstermez. Siz zaten feleğin darbesine dayanmaya alışık olduğunuz için size kazanamazsanız müteessir olmamanız için öğütler verecek değilim. Birkaç gün sonra da kapıya kazananın adı asılacak, neticeyi o zaman anlayacaksınız!, dedi. Bu sözlerle kazanamadığımı anlamıştım. Hakikaten birkaç gün sonra kapıya asılan isim benim adım değildi." (Ergin 2005: 494-495) Devrin önemli âlimlerinden Muallim Cevdet'in Atsız için kullandığı "feleğin darbesine dayanmaya alışık olmak" ifadesi dikkat çekicidir...
Bende değişmez bir kanaat mevcuttu: Hâlâ da mevcuttur: "İktisadi meselelere büyük siyasi çekişmeleri karıştırmak tehlikeli olur," diyordum. Bu husus özellikle bizim Alman milletimiz için düşünülürse çok doğrudur. Zira bu takdirde iktisadi mücadele derhal siyasi mücadelenin enerjisini bir miktar kendisine aktaracaktır. Tasarruf ve iktisat yoluyla insanlar ufak bir eve sahip olacaklarını tasarlasalar, artık mevcudiyetlerini yalnız bu maksada bağlayacaklardır. Bir zaman sonra o toplanmış paraları şu veya bu yolla gasp etmeyi planlayan kimselere karşı siyasi savaşmaya takatleri kalmayacaktır. Siyasi kavgada kanaatleri ve düşünceleri yolunda savaşacak yerde, tamamen "dahili kolonileşme" düşüncesine gömülecekler ve çok defa, iki sandalye arasına kendilerini bırakacaklardır.
Sayfa 475Kitabı okudu
Hangimizi önce... Ne kadar saçma değil mi sorduğum sorular Akılı bir insanın sormayacağı sorular O ki aklım var mı onu bile bilmiyorum Herşeyi unutuyorum. Bazen dönüp dolaşıp hep aynı yere
İstemeye başlamadan evvel, öncelikle yaşamının hangi yönde ilerlemesini istediğine karar vermelisin. Karar verirken bütün kapıların sana açık olduğunu hatırlatmak istiyorum, bütün. O halde, önce kim olmak istediğini bir düşün. Daha sonra, şu anda kim olduğunu belirle. Eğer bu iki şahıs arasında büyük fark varsa, o zaman dikkatini hemen olmak istediğin kişiye odaklamalısın. Olmak istemediğin kişiyle daha fazla vakit harcamamalı, kendini onunla özdeşleştirmekten vazgeçmelisin.
Reklam
Bathsheba’nın varlığı çiftçinin gözlerine vurunca, ay ışığının bir yüksek kaleyi aydınlatışı gibi nura boğdu onu.Bir adamın gövdesi, içine kapanık ya da dışadönük; coşkun ya da baskı altında oluşuna göre, ruhunun kabuğu ya da aynasıdır. Boldwood'un dış görünüşünde de bir değişiklik olmuş, o eski sarsılmazlığını yitirmişti. Ömründe ilk olarak savunma çizgisinin dışına çıktığını ve her kurşuna hedef olabileceğini korkunç bir açıklıkla duyarak yaşadığı, yüzünden okunuyordu. Bu, güçlü yaradılışların âşık oldukları zaman düştükleri olağan durumdur.
Sayfa 152Kitabı okudu
Rüya
- İnsanlar çok üzüyor bizleri Elif Hanım. - Nasıl hâlâ ümitvarsınız? - Bir damla mürekkeple mutlu, huzurlu sağlıklı olmaya çalışıyoruz. - Ne yaşattılar? - Bir Yasemin Devrimi'ni yaşattılar gönül yuvamıza. - O zaman ümidiniz çok büyükmüş. - Bilmiyorum. Bildiğim sinemin Ebubekir Sine'sini rehber edindiğidir. - O zaman, hiç ölmeyeceksiniz. - Yok, hepimiz ölecek andayız fakat bizi yaşatan bir bembe yasemin kokusudur. Bu hem ümit hem de acı veriyor Elif Hanım. - Niçin yasemin kokusu? - Çünkü pembesi nadidedir. Derken rüyadan uyandı ve bahçesindeki yasemin kokusu odasını doldurmuştu... Emrah Turan
Tavşanlar aslında o kadar da fena hayvanlar değilmiş (:
İlgimi çeken çoğu alanı, mesleğini yapabilecek kadar öğrenmeye çalışıyorum. Bazen birinden sıkılıp diğerine koşuyorum, bazen diğerinden öbürüne. Sonrasında "Çok şeyi az çok öğreneceğine bir şeyi tam öğren." sözü geliyor aklıma. O zaman diyorum ki "Öğrenmek istediğim çok şey var, birinin derinine inince boğulma hissi veriyorsa -en
312 syf.
·
Puan vermedi
·
32 günde okudu
Kitap akıcı ancak durağan bir anlatıma sahip. Genellikle Daisuke'nin baba parası yiyerek, kitap okuyarak ve gezerek yaşadığı hayatı anlatıyor. Kültürlü, bilgili bir adam olmasına rağmen bu durum hayatını devam ettirmesine yetmiyor. Öncelikle Daisuke'nin babası ve abisi de bana çok masum işler yapan insanlar (!) gibi gelmedi. Bunu
Ardından
ArdındanNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 2021917 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.