Kelebek ile Keman || Kitap Yorumu
"Yüreğinin en ıssız köşesinde bile bir kelebeğin umuda kanat çırptığını duyabilirsin…" .
.
"Portreye konu olan kız yirmili yaşlarındaydı. Pürüzsüz ve ışıl ışıl teni bir insanda olamayacak kadar kusursuz, direkt kalbe işleyen keskin gözleri de mavinin en vahşi tonlarındaydı. Dudak kıvrımlarındaki yumşaklık, yüz hatlarının tamamına yansımış derin bir hüzün, sıfıra vurulmuş kafasının ıssız soğuğu... Bunlar şan, şöhret, ihtişam, ödül ve süslerden yoksun gencecik bir güzelliğin parçasıydı. Ön tarafında bazı rakamların dövmesini taşıyan kolu bir kemana beşiklik ediyordu." Adele Von Bron herkesçe bilinen Avusturyalı bir keman virtüözü... Ve onun hikayesi 2. Dünya savaşından yıllar sonra bu portrenin gizemine atılan her adımda biraz daha açığa çıkacak. Kitabı okurken savaşı, umudu , üzüntüyü , korkuyu , cesareti ve sevgiyi iliklerime kadar hissettim. Karakterler ne kadar kurgu olsa da o dönemde yapılanlar gerçek. Maria Mendel adı verilen bir alman subayı Auschwitz toplama kampında bir kadın orkestrası kurmuştur ve sanatçılar hayatta kalmak için müzik yapmaya zorlanmışlardır . .
.
"Müzik eşliğinde gözlerini ne zaman kapatsa zihninin içine binlerce görüntü hücum ediyordu. Herkes gözlerinin önüne geliyordu. Ölenler... Cesur olanlar... Hiçbir zaman ikinci bir şansa sahip olmayan yitik ruhlar...
