Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
23 Nisan nasıl çocuk Bayramı oldu?
23 Nisan 1920! Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş ve açılış günü! 23 Nisan, o kadar önemli bir gündür ki, Meclis, o günün, her yıl milli bayram adıyla kutlanmasına karar verdi. Bir yıl sonra, 23 Nisan gününe yaklaşılırken bütün Ankara, Meclis'in açılış gününü en güzel şekilde kutlamak için yoğun bir hazırlık içine
Sayfa 34
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
"Hapishanede kendisini görmeğe giden avukatına hayatının bu çirkin yönünün nedenlerini yazmak istediğini söyledi, kağıt kalem istedi. Avukat getirdi. Suçlu, bütün hayat boyu, eski usulle, mürekkep hokkası kullandığını söyledi. Avukat ertesi günü istenen şeyi götürdü. Bir gün sonra hücreyi açan gardiyan duvarda kocaman bir mürekkep lekesi gördü. Öğretmen hokkanın cam kırıkları ile bileklerini kesmişti. "
Sayfa 48 - Kuzey Yayınları
1978 Maraş Olayları Üzerine
Devrimci iki öğretmen öldürülmüş, bu öğretmenlerin cenaze namazlarının kılınmasına sağcı teröristler izin vermemişlerdi. Ve bu olayın hemen ardından yeni cinayetler işlendi ve cumartesi günü de çevre illerden gelen teröristlerce katliam başlatıldı. O zaman soracağız: MiT Bölge Başkanları nerede? İl Jandarma Komutanı ne yapmış? Vali ve Emniyet Müdürü ne gibi önlemler almış?
Harf inkılabı okuryazarlığın artışına yaradı mı?
Arap elifbasını bırakıp Latin alfabesine, daha doğrusu Atatürk'ün deyişiyle 'Türk alfabesi'ne geçilmesinin okur yazarlığı kolaylaştırıp cehaleti ortadan kaldıracağı tahmini de doğru çıkmamıştır. Rakamlar hakikaten şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Gazi Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928 günü Sarayburnu'ndaki parkta yaptığı konuşmada
Kurt topluluklarında, bir anne kurdun yavrularını beslerken onlarla birlikte tembellik ederek epey zaman geçirmesi sık gözlenen bir durumdur. Büyük bir yavru topluluğunda herkes birbirinin üstüne atlar; dış dünya ve meydan okumalar dünyası çok uzaklardadır. Ancak, günü geldiğinde yavrularını avlanma ve yiyecek bulma konusunda eğitmeye koyulan dişi kurt, onlara çoğu zaman dişlerini gösterir, tersler ve itaat etmelerini ister, istediklerini yapmazlarsa onları itip kakar. Demek ki, küçükken bizim için çok uygun olan, yanımızdan ayrılmayan içsel anneyi başka tür bir anneyle, psişik vahşi toprakların daha da derinliklerinde yaşayan, hem eşlikçi hem de öğretmen olan anneyle değiştirmemizin amacı, daha ileri düzeyde bir gelişimi yakalamaktır. O, sevecen, ama aynı zamanda sert ve talepkâr bir annedir.
Reklam
#acı
"Anlayabildiğin hiçbir şey sana acı veremez. Bilge, acı çekmez. Acının öğretmen olduğunu bildiği için. Acı, içinde sana yazılmış bir mektubun saklı olduğu bir şişedir. Farkındalığı yüksek insan, acının şişesini açar ve içindeki mektubu okur. Acı, tanrıdan gelen bir ceza değildir. Acı, kişinin kendisini aşmasıdır. Acı, gelişmektir. Spor sonrası duyduğun kas ağrıları, kaslarının geliştiğini müjdesidir. Her acı da, "anlama" ve "anlamlandırma" sınırlarını zorlarsın. Şifresini çözdürene dek sana vardığını hissettiren acı, onun nedenini anladığın anda kesilir. Acı, öğretmendir ve senin mektubu okumanla birlikte onun dersi bitmiştir."
bazen upuzun bir paragrafı sebepsiz bir şekilde seversin
Deli. Sonra da kaçak. Bu da onların tanımlamaları. Artık çocuk olmadığım için benim hakkımda yapılan tanımlamalara müdahil olma şansım var. Vardı yani, o günden bahsediyorum. Beni görmeleri beni var kıldığı gibi, kendi algılayışlarından kaynaklanan sebepler bana kimlik de kazandırmıştı sadece dilde olmasına rağmen. Değişecekti. Ben bir söz
Sayfa 107Kitabı okudu
Yasak Kuşlar
Uruguaylı siyasi mahkumlar izin almadan konuşamazlar, ıslık çalamazlar, gülemezler, şarkı söyleyemezler, hızlı yürüyemez ve başka bir mahkumu selamlayamazlar. Ayni sekilde hamile kadınların, çiftlerin, kelebeklerin, yıldızların ve kuşların resimlerini ne çizebilir ne de hapishaneye sokabilirler. ideolojik fikirleri sahip olduğu için işkence gören ve tutuklanan öğretmen Didasko Perez, bir pazar günü 5 yaşındaki kızı Milay tarafından ziyaret edilir. Kızı Ona üzerinde kuşların olduğu bir resim getirir. Sansürcüler hapishane girişinde onu yırtarlar. Ertesi pazar Milay ağaçların resmini getirir. Ağaçlar yasak değildir, resim geçer. Didasko resmi överken kızına ağaçların yapraklarıve dallarıarasındki rengarenkküçük yuvarlaklarin ne olduğunu sorar; Bunlar portakal mı? Meyveler mi? Küçük kız onu susturur: Şşşittt.. Ve kulağına sessizce fısıldar: Şaşkın. Onların göz olduklarını göremiyor musun? Sana gizlice getirdiğim kuşların gözleri.
Reklam
Kurt topluluklarında, bir anne kurdun yavrularını beslerken onlarla birlikte tembellik ederek epey zaman geçirmesi sık gözlenen bir durumdur. Büyük bir yavru topluluğunda herkes birbirinin üstüne atlar; dış dünya ve meydan okumalar dünyası çok uzaklardadır. Ancak, günü geldiğinde yavrularını avlanma ve yiyecek bulma konusunda eğitmeye koyulan dişi kurt, onlara çoğu zaman dişlerini gösterir, tersler ve itaat etmelerini ister, istediklerini yapmazlarsa onları itip kakar. Demek ki, küçükken bizim için çok uygun olan, yanımızdan ayrılmayan içsel anneyi başka tür bir anneyle, psişik vahşi toprakların daha da derinliklerinde yaşayan, hem eşlikçi hem de öğretmen olan anneyle değiştirmemizin amacı, daha ileri düzeyde bir gelişimi yakalamaktır. O, sevecen, ama aynı zamanda sert ve talepkâr bir annedir.
Yasak kuşlar 1976. Özgürlük Uruguaylı siyasi mahkumlar izin almadan konuşamaz, ıslık çalamaz, sırıtamaz, şarkı söyleyemez, hızlı yürüyemez ve başka bir mahkumu selamlayamazlar. Aynı şekilde, hamile kadınların, çiftlerin, kelebeklerin, yıldızların ve kuşların resimlerini ne çizebilir ne de hapishaneye sokabilirler. İdeolojik fikirleri olduğu için işkence gören ve tutuklanan öğretmen Didaskó Pérez, bir pazar günü beş yaşındaki kızı Milay tarafından ziyaret edilir. Kızı ona üzerinde kuşların olduğu bir resim getirir. Sansürcüler hapishane girişinde onu yırtarlar. Ertesi pazar Milay ağaçların resmini getirir. Ağaçlar yasak değildir, resim geçer. Didaskó resmi överken kızına ağaçların yaprakları ve dalları arasındaki rengarenk küçük yuvarlakların ne olduğunu sorar: "Bunlar portakal mı? Meyveler mi?" Küçük kız onu susturur: "Şşşittt." Ve kulağına sessizce fısıldar: "Şaşkın. Onların göz olduklarını göremiyor musun? Sana gizlice getirdiğim kuşların gözleri."
Sayfa 85
Anneler Günü
Batı Virginialı öğretmen Anna Jarvis 9 Mayıs 1905'te annesini kaybetti. 1907 yılında annesinin ölüm yıldönümünde evine çağırdığı arkadaşlarına her yıl Anneler Günü adı altında ülke çapında kutlama yapılması önerisinde bulundu. Amerika'nın önde gelen kumaş tüccarlarından John Wanamaker'ın mali desteğiyle çalışmalara başlandı. 1908 baharında Anna, annesinin yirmi yıl din dersi verdiği Grafton'daki Andrews Methodist Pazar Okulu'na önerisini kabul ettirdi. 10 Mayıs 1908'de ilk anneler günü Grafton'da 407 çocuk ve annelerinin katılımıyla kutlandı. Anna vaazdan sonra bütün anne ve çocuklara karanfil dağıttı; kendi annesi en çok bu çiçeği seviyordu.
Sayfa 66
457 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.