Anlayabildiğin hiçbir şey sana acı vermez. Bilge, acı çekmez. Acının öğretmen olduğunu bildiği için. Acı, içinde sana yazılmış bir mektubun saklı olduğu şişedir. Farkındalığı yüksek insan, acının şişesini açar ve içindeki mektubu okur. Acı, Tanrı'dan gelen bir ceza değildir. Acı, kişinin kendisini aşmasıdır. Acı, gelişmektir. Spor sonrası duyduğun kas ağrıları, kaslarının geliştiğinin müjdesidir. Her acıda, "anlama" ve "anlamlandırma" sınırlarını zorlarsın. Şifresini çözdürene dek sana varlığını hissettiren acı, onun nedenini anladığın anda kesilir. Acı, öğretmendir ve senin mektubu okumanla birlikte onun dersi bitmiştir. Sınıfı terk ederken yerini "haz, öğretmen"e bırakır.