Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
insanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez. ne anlamlı bir söz, değil mi? yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, yüzmek için değil. ve düşünmek istememeleri doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri
Zaman ve dünya, para ve güç, küçük ve sığ insanların elinde bulunacak her zaman; asıl insanların elinde ise hiçbir şey, yalnızca ölüm. -Hepsi o kadar mı? -Hayır ölümsüzlük ayrıca. -İsmin ölümsüzlüğü mü söylemek istediğin? İnsanın kendisi bu dünyadan göçtükten sonra geride kalacak ünü mü? -Hayır kurtçuğum, demek istediğim ün değil. Ünün ne değeri var? Hem sanıyor musun gerçek ve kusursuz insanların hepsi üne kavuşmuş, sonradan gelen kuşaklarca tanınıp bilinmiştir?
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan her şey gibi aşklarınız da. yaşamı ölüm diye anlatıyorlar size yalanı gerçek diye. ne leylakların tomurundan haberiniz var
Tam Metin
(Çok uzun bir sessizlik) Ama senin dostların var. (Uzun bir sessizlik) Çok dostun var. Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne veriyorsun onlara?
Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan daha yüksek bir muameleye layık olamaz. Yabancı bir devletin koruma ve kollayıcılığını kabul etmek, insanlıktan yoksunluğu, güçsüzlük ve uyuşukluğu kabul etmekten başka bir şey değildir. Gerçekten bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, başlarına isteyerek bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Oysa, Türk'ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!.. O halde, ya bağımsızlık ya ölüm! İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
Reklam
Dostluktan söz etmekle , bana ne kadar eziyet ettiğinizi bilmenizi isterdim. Bunun gerçek olamayacağını biliyordum. Oysa olmasını çok isterdim.Bir mucize olsun istiyordum. Ne yazık ki , mucize diye bir şey yoktur. Hafifledim şimdi.
Sayfa 298 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Yolculuk Mu , Nereye
Psikolog William Marston, 300 kişiye “Yaşamaktan maksadınız nedir?” diye sormuş ve insanların %94'ünün “gelecek ümidiyle, bugüne katlandıkları” sonucuyla karşılaşarak şaşırmıştır. İnsanların çoğu “Bir şey olmasını; birinin ölmesini, çocuklarının büyümesini, gelecek seneyi, rüyalarında gördükleri veya hayallerinde yaşattıkları bir seyahati yapmak fırsatını vs. beklemekte fakat sadece yaşadığımız anın elimizdeki biricik gerçek oldugunu farkedememektedir. Halbuki, akan suyun içinde insan ne ise. geçen zaman içinde de hayat o değil midir? Geri getirebilir misiniz?
Sayfa 25
gerçek varlığımızın ölümden sonraki durumu
''Zaman tümüyle nesnel ve gerçek, benden bütünüyle bağımsız bir şeydir. Ben onun içine ancak bir kaza sonucu fırlatıldım ve ancak onun küçük bir bölümüne sahip oldum ve dolayısıyla benden önce şimdi artık var olmayan başka binlercesi gibi gelip geçici gerçekliğe ulaştım ve ben de tıpkı benden öncekiler gibi kısa zaman sonra hiç olacağım. Buna mukabil zaman gerçek olandır ve ben olmadan da devam edecektir.'' Bütün bunların sonucu olarak hayat kesinlikle bir rüya, ölüm de bir uyanış olarak görülebilir. Fakat o zaman kişilik, birey uyanan bilince değil bu rüyaya ait olur ve bu sebepten ötürüdür ki ölüm o zaman kendisini o rüyaya bir yok olma, fena bulma olarak gösterir. Ne var ki bu bakış açısından ölüm her ne olursa olsun bizim için bütünüyle yeni ve yabancı olan bir duruma geçiş olarak değil fakat sadece asli durumumuza bir geri dönüş olarak görülmelidir ki hayat bu asli durumun kısa bir perdesinden başka bir şey değildi.
Sayfa 314 - yasonKitabı okudu
Sınırları tanıyan, benimseyen, bu sınırlara uyum gösteren hiçbir insan, karşı çıkmanın sonundaki bireysel bağımsızlığa erişemeyecek. Hem karşı çıkıp, hem de sınırlarda yaşayan insan, yaşamı boyunca çıkmazından sıyrılamayacak. Huzursuzluk duyacak ve ne yaşamdan hoşnut olacak, ne de rahatlıkla ölebilecek. Yaşlandıkça ölüm korkusu büyüyecek. Başkalarının yanında kendini güçlü göstermeye yeltense de, yalnız kaldığında, hiç değilse kendi kendine yalan söylediğinin bilincine varacak. Bu bilince varsa, o bile bir adım. Birçoğu yalanı gerçek gibi algılayacak kadar sıyrılmış kişisel özgürlükten. Oysa insan, hem yaşamı, bize sunulan en yüce olguyu, hem de yaşam sonunda sonsuzluğa varmayı hak etmek zorunda. Yaşam, bu gelişmeye tüm kapılarını açan bir olgu. Gelişigüzel geçip gidilecek bir varoluş değil, insan varoluşu. Biçimlendirilecek, değiştirilecek, sınırsızlaştırılacak bir HER ŞEY.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.