Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
·
Puan vermedi
"Yazmak! insanı baştan çıkaran şu kağıt parçasına bütün samimiyetini çılgınca dökmek, çabuk çabuk, o kadar çabuk dökmek ki, kendisine yol gösteren sabırsız Tanrı'nın yıprattığı el bazan yetişeceğim diye çabalar durur, nefes nefese kalır... Sonra, ertesi gün, hummalı bir saatte bir mucize gibi yeşeren altın dalın yerinde, kuru bir böğürtlen,
Angel Dayı
Angel DayıPanait Istrati · Varlık Yayınları · 2004598 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Yitirilen gençlikler ve savaşın yarattığı travmalar... "Suskunluk... Hele ki ölüm konusundaki suskunluk, hayatın kendiliğinden içini gerçekle doldurduğu bir boşluktur" kitabın açılış cümlesi bu. Alman edebiyatının en başarılı yazarlarından olan Rothmann, yeni sayılmayacak trajik bir hikâyeyi, savaşın doğaya ve çevreye verdiği zarar, travmanın kuşaklararası iletimi gibi, o dönemi bizzat yaşamış Grass kuşağı yazarlarında görmediğimiz yepyeni bakış açılarıyla zenginleştirerek ustalıkla anlatıyor. Bir çiftlikte süt sağıcılığı yapan iki genç, Walter ve Friedrich İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde, zorla askere alınırlar. Alman Ordusu bozguna uğramış ama teslim olmamakta direnmektedir. Cephe gerisinde görev yapan Walter, bombalanan şehirlere, sivillerin çaresizlikten tükenişine, fiziksel ve ruhsal olarak çökmüş askerlerin iyice zıvanadan çıkışına tanıklık edecek ve barışı görebilecek, ama suskunluğuyla kuşattığı savaş travması onu hayat boyu hiç bırakmayacaktır.
Baharda Ölmek
Baharda ÖlmekRalf Rothmann · Yapı Kredi Yayınları · 2019152 okunma
Reklam
358 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Baz ve Kevok Karanlık ve Aydınlık Ölüm ve Yaşam Umut ve Umutsuzluk .... Dağlar, nehirler, ovalar... Şehirler, kentler, köyler... Yokluk, acı, çaresizlik...
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)Mehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20179,5bin okunma
Ruhuna bin minnet Zarif adam
Herkese iyi geceler ben bu yazıya başladığımda gün daha ağarmadı, gökyüzü hala karanlık ama bu yazının günün ışıklarıyla bitme ihtimaline karşın, herkese günaydın... Bugün pek sevgili yüreğimin zarif acısının ölüm yıldönümü...kanser bir hastane köşesinde onu meleklere teslim edeli ve o "kırlarda çiçekler bensiz
Hayat bir paragraf değildir ve ölüm de bir parantez.
Sayfa 22 - İthaki yay.Kitabı okudu
Ölüm mukadder Doktor Bey. Zaman ve şekil onun manasını değiştiremez. Hayat da can kaygusuyla köpekleşmeye değmez.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
55 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Kitap kısa olsa da her cümle sindire sindire okunması gerek. El Mustafa, halka veda ederken öğütlerle veda ediyor. "Gerçekten ölümün ruhunu görmek istiyorsanız, yüreğinizin kapılarını açın hayatın bedenine ardına kadar. Çünkü hayat ve ölüm birdir, tıpkı ırmak ve denizin bir olduğu gibi."
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370,4bin okunma
Ben hayata değil, ölüme inandım. "Hayat yok ama ölüm var!" dedim kendime. Ve boşalmanın, seks ne kadar uzun sürerse o kadar zevkli olduğunu düşünerek, hayat ne kadar sürerse ölümün de o kadar muhteşem olacağına inandım. Ve elimden geldiğince hayatla sevişmemi uzatmaya çalışıyorum. Tek kurtuluşum bu.
Sayfa 42 - Doğan KitapKitabı okudu
“Müdrik həyatı boyu ölüm axtarır, ona görə ölüm onu qorxutmur.”
“Eninde sonunda, tanımlanamayan bir nesne gibi sürüklenen büyük hayat kütlesi ve ölüm dediğimiz şey günün mavi zarfından içeri sızar ve beyaz hücrelerimize işler, bir kere sızdırmaya başladık mı da durduramayız.”
Reklam
TRAKYALI OLMAK...
Biz Trakyalılar, Trakyalı olmaktan gurur duyarız. Ama öyle bölgeci, kökenci, faşist bir gurur değildir bu... Kültürel bir gururdur. Kültürümüzdeki hümanizmle gurur duyarız mesela... Bizde kadın (ya da erkek) cinayetleri neredeyse yoktur. Çocuk gelinler yoktur. Bir kız bir erkekle kaçmışsa, aile meclisi toplanıp ölüm fermanı vermez. Önce "Nabalım beya sevmiş kızancıklar birbirlerini" denir, sonra kızın babası "Süüleyin o susaa gelsin öpsün elimi" der... Susak da gelir öper zaten... Olay kapanır, tatlıya bağlanır. İnsan ve hayat öndedir... Eğlenmeyi çok severiz. Çoğunluğun "Çingene" dediği Romanlarla bin yıldır ayrımcılıksız, aşağılamasız birlikte yaşarız. Düğünlerimizde onlar çalar söyler, "eeep beraber oynarız beyaaa"... Yobazlık, muhafazakarlık yoktur. İçmeyi de çok severiz. Piizlenmedik mi mutsuz oluruz... Trakyalı'nın "er şeyini" al piizine karışma... İçer o, "Roman avası" oynar bayılana kadar, sonra sızar bi yerde... Ama merak etme sabah çıkar gelir beya...Spartacüs de burdan çıkmıştır. Kölelik düzenine baş kaldırmıştır. Buradan anlaşılacağı gibi hümanist bakışımıza rağmen almiican bizden özgürlüğümüzü. Arızaya bağlarız... Bazen sıkılırız, konuşuruz içerken "Olmuyo büüle beya, kuralım Trakya Cumhuriyeti'ni" diye ama sabah baş falan ağrıyınca erteleriz... Kısacası dostlar, güzeldir Trakyalı olmak....
Hermann Hesse:
"İster ata ister taşıta bin Ha iki olmuşsun ha üç Son adımı tek başına atacaksın Ne kadar güç..."
Sayfa 111 - Elma Yayınevi 43.Basım Kasım 2018Kitabı okudu
"Saatler, dakikalar ve hatta saniyeler bazen insanlar için önemini yitirir. Sadece bir boşlukta sonsuzluğa yuvarlanırcasına acıyla, terk edilmişlikle başa çıkmak belki de hayat boyu bir insanın karşılaşabileceği en zor şeydir. Acı bazen insanın dokunur ya hani, yakar baştan başa ama cehennem azabı gibi dinmek bilmez bir acıyla ve siz inatla bedeninizin de ruhunuzun da hâlâ diri olduğunu fark edersiniz işte o daha da acıtır. Kalbiniz yok olana kadar kasıp kavrulan bu acı ölüm demekti onun için."
Insanın Yenilgisi..!
Yön belli, yol belli, hedef belli, hayat sakin ve alınyazısı itaatkardır. Işte kurtuluş yolu! Dünya bu, ahiret o, hepsi belli; sınırlı, sabit, açık. Artık başka ne istiyorsun.? "Ölüm istiyorsan, mezarlığa git!" ...
Sayfa 13
Eski zaman fotoğrafları...
Hepsi sonsuzlukta birer gölge. Onca hareket, hayat, maceradan eser yok şimdi. Hiçbiri yaşamıyor bugün bunların, göz göze geldiğim bunca insandan hiçbiri sağ değil. Hepsi kendi ölümlerini yaşadı, hikâyelerini yazdı. Dünya âlem perdesi üzerine az ya da çok gölge salarak kendilerine biçilen rol ve zaman içinde bir görünüp bir yok oldular. Zaman perdesinin üzerine dünya şemaillerini düşürdü sonra da çekip gittiler günü gelince. Kiminin sureti perdeyi titretti kiminin gelip geçtiği belli bile değildi.
Sayfa 161 - Timaş Yayınları 2.Baskı Ekim 2013Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.