Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Görünürde bir şey yok ama görünmeyende binlerce yok oluş var.
Cinsel iyi oluş iyi vücudunuz hakkında özeleştirel düşünceler arasında doğruda bir değiş tokuş vardır.
Sayfa 193
Reklam
Atatürk'ün dediği gibi, "Bilhassa zihinlerdeki inkılapları ikmal etmek (tamamlamak) lazımdır." Çünkü toplumlar daima oluş halindedir. Devrimler ileri atılma ve medeni olma mücadelesidir.
Sayfa 103 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Olacak öylesine bir aydınlık ki varlık çatlayacak. Olacak öylesine bir karanlık ki yokluk parçalanacak. Olacak öylesine bir doluluk ki oluş patlayacak. O zaman havalanacak yeni ben çatlaklarından yaşamın yeni kanatlarıyla rengarenk, engin oluşarak.
Terörizm bir hareket, ideoloji ya da rejim değil, bir taktiktir; bu da hiçbir zaman "Teröre Karşı Savaşı" kazanamayacağımız anlamına geliyor; tıpkı George W. Bush'un daha geniş kapsamlı bir hedef olan (ve 11 Eylül sonrasındaki aynı konuşmada dile getirdiği) "dünyayı kötülükten arındırmayı" başaramayacağımız gibi. Küresel medya çağında daima bir yerlerde, yaşanan bir haksızlıktan beslenen ve terörizmle muazzam bir kâr elde etmenin çekiciliğine kapılan -saçma sapan bir şiddet gösterisiyle başına müthiş bir talih kuşunun konmasını uman- bir ideolog bulunacaktır ve daima dayanışma ve şan şeref uğruna her şeyi riske atmaya hazır bir kardeşler grubu olacaktır. Terörizm büyük bir ayaklanmanın taktiği olduğu zaman, halka ve sivil yaşama korkunç zararlar verebilir; hele olası bir nükleer terörizm tehdidi terör sözcüğüne yeni bir anlam kazandırıyor. Yine de, son zamanlarda bir kez daha doğrulandığı gibi, diğer bütün koşullarda tarih bize terörist hareketlerin kendi yok oluş tohumlarını içlerinde taşıdıklarını öğretiyor.
Sayfa 400Kitabı okudu
‘Her aşık oluş umudun, kendini tanımaya karşı zaferidir. Kendimizde gördüklerimizi, onda görmemeyi umarak aşık oluruz; yani korkaklıklarımızı, zayıflıklarımızı, tembelliğimizi, sahtekarlıklarımızı, verdiğimiz ödünleri ve aşırı aptallıklarımızı…’
Sayfa 21
Reklam
"Parça, bütünün habercisi, sırrı, delili ve sirayet edilenidir. Bir şeyin başka bir şeye sirayet ve nüfuzu, sirayet ve nüfuz eden şeyin, kendisine sirayet ve nüfuz edilen şeyle perdelenmesidir. O hâlde, zamanın gaye noktasına nisbetle tarihî "konjonktür-devre" dilimleri zahir hükmünde; gaye noktası da, ayrı ayrı hakikatleri belirten bu dilimlerin gıdası, "bâtın”ı hükmündedir... İçinde bulunduğumuz yüzyılı İslâm'ın fetih ve oluş oluş ve fetih dönemi olarak ilân etmek, "zaman hükmü" bakımından İBDA memuriyetinin zâhir ve bâtın ölçüsüyle ifşâıdır da...
"Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği kendi kendine yaşamı kanıtlama dileği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp gidiyorlar. Ya da sevgiyi sevgi, beraberliği beraberlik, ayrılığı ayrılık, yaşamı yaşam, ölümü ölüm olarak yaşıyorlar. Oysa yaşam ölümle, ölüm yaşamla tanımlı. Ama sen. Senin için her beraberlik ayrılış, her ayrılık beraberlik, sevgiyi sevgisizlik, duyum duyumsuzluğun başladığı an. Birisinin teniyle yanyana olmak, kendi var oluşumu unutmak mı. Ya da daha derin algılamak mı. Kendi var oluşum. Her var oluş kendisiyle birlikte ölümü getirmiyor mu. "
Mübarek Ramazanı tebrik ederim. Bu ay, müessir ve esere ait bütün kemâlleri toplayıcıdır. Bu ay, aslın dairesi içindedir ve hiç bir gölge ona yol bulamaz. Kâinat, zaman ve mekân bakımından ilk oluş, onun gölgesidir ve Kur'anın indiği zaman çerçevesi olarak "o mübarek ay ki, Kur'an onda nazil oldu" meâlindeki âyete uygun bir üstünlüğe sahiptir. Bütün hayr ve bereketleri çerçeveleyici ay... Bir yıl bütünü içinde kime bir hayr ve bereket erişse ve o nimetler hangi yoldan gelse daima bu ayın nihayetsiz bereketler deryasından bir damla olarak zuhur eder. Bu ay içinde toplayıcılık, verimcilik bütün senenin toplayıcı ve verimci olmasına, bu ay içinde dağınıklık ve kısırlık da yine bütün senenin dağınıklık ve kısırlığına sebeptir. Ne mutlu o kimseye ki, Ramazanın gelmesiyle saadet kazanır ve oruç ayını kendisinden razı eder. Ne yazık o kişiye ki, mübarek ayın kendisinden razı olmamasıyle hayr ve bereketinden yoksun kalır.
Sayfa 33
“İnsanı, anasının karnındaki bitki ve bebeklikteki hayvan durumundan, akıl olgunluğunun belirmeye başladığı bir duruma yükseltinceye kadar yirmi yıl geçmektedir. İnsan yaratılışının ufacık bir bölümünü anlayabilmek için, üç bin yıl gerekmiştir. Rûhunun bir parçasını biraz anlayabilmek içinse, bütün bir sonsuz var oluş gerekir. Oysa öldürmek, bir an işidir.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.