Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ülkemizde çok önemli bir çevre sorunu olduğu bilinen tıbbi atıkların giderilmemesi konusunda, düzenli depolama tesislerine sahip illerin sayısının giderek artmakta olduğu söylenebilir. Ankara, Bursa, Izmir, Gaziantep, Denizli, Malatya ve Erzincan belediyelerinin düzenli depolama tesisleri bulunduğu vurgulanmalıdır. Kocaeli, Sakarya ve İstanbul anakent belediyeleri ise, tibbi atıkları yakarak yok etme yöntemini kullanan belediyelerdir. Atık pil ve akümülatörler, inşaat yıkıntı ve hafriyat atıkları (ki bunlar, betonarme, beton, siva, tuğla, briket, tahta, cam, metal parçaları, alçı kartonpiyer, kiremit, plastik, elektrik malzemeleri, boru ve asfalt gibi maddelerdir), tarımsal atıklar, atık yağlar, evsel atık sular ve endüstriyel atık sular başlıca kirletici elemanlardır. Evsel atık su arıtma tesisleriyle pis su (kanalizasyon) ağlarının yapımından ve işletilmesinden belediyelerin sorumlu olduğu bilinmektedir. Çevre Bakanlığı'nın bu tesisler üzerin de belli bir denetim yetkisi olmakla birlikte, uygulama bekle nen gibi değildir. 3200 kadar belediyeden 2300 kadarında pis su ağı ile hizmet verilmekte olmasına karşın, arıtma tesisle rinde işleme konu olan suların büyük çoğunluğunun deniz lere ve akarsulara boşaltıldığı bilinmektedir.
Bir de bu noktadan bakalım...
Tocqueville'in kuramının merkezinde birbiriyle ilişkili üç konu bulunur. Aydınlanmanın bir ürünü olarak Tocqueville her şeyden önce, önemli bir özgürlük destekçisi ve savunucusudur. Bununla birlikte o, önceki, daha fazla eşitsizlik çağının aristokratIarının (onun kendisi bir aristokrattı) ürettiği üstünlükle karşılaştırıldığında sıradanlık üretmeye eğilimli gördüğü eşitlik konusunda daha fazla eleştireldir. Daha da önemlisi, eşitlik onu en fazla ilgilendiren şeyle ilişkilidir ve bu da özellikle hükümette merkezileşmenin artması ve merkezileşmiş hükümetin özgürlük için oluşturduğu tehlikedir. Ona göre önceki dönemin eşitsizliği, aristokratların iktidarı, yönetimin merkezileşmesini kontrol altında tutuyordu. Bununla birlikte, aristokratların çöküşü ve daha çok eşitliğin ortaya çıkışıyla birlikte merkezileşmeye yönelik her zaman var olan eğilime karşı koyma kabiliyeti olan hiçbir grup kalmadı. Çoğunlukla eşit olan insanlar kitlesi, bu eğilime karşı koyamayacak kadar "köle ruhu"du. Tocqueville, eşitliği "bireycilik"e (kendi "icat ettiği"ni iddia ettiği ve itibar görmesini sağlayan önemli bir kavram) bağlar; ona göre sonuçta ortaya çıkan bireyciler, daha büyük "topluluk"un refahıyla, onlardan önceki aristokratların ilgilendiğinden çok daha az ilgileniyorlardı.
Reklam
Bizi ikna etmeye çalışan sevdiklerimiz olunca ne kolay kanıveririz. Evlenmek sanıldığından çok daha önemli bir konu;insanın yaşamı boyunca mutlu ya da mutsuz olması buna bağlı.
Bir roman gerçek hayatla böyle uyuştuğu için değerleri de bir ölçüde gerçek hayatın değerleridir. Ancak belli ki kadınların değerleri karşı cins tarafından konulan değerlerden sıklıkla farklı; doğal olarak böyledir bu. Ne var ki geçerli olan erkeklerin değerleridir. Kabaca söylersek, futbol ve spor ‘önemlidir’; modaya düşkün olmak, giysiler satın almaksa ‘önemsiz’. Ve kaçınılmaz olarak bu değerler hayattan alınıp kurmacaya taşınırlar. Savaşı konu edindiği için bu önemli bir kitap, diye karar verir eleştirmen. Bu kitapsa önemsiz, çünkü bir salondaki kadınların duygularını konu edinmiş. Bir savaş alanı sahnesi bir mağazadaki sahneden daha önemlidir – her yerde ve çok daha az göze çarpacak biçimde değer farklılığı mevcuttur. Bu bakımdan eğer karşımızdaki kadınsa, on dokuzuncu yüzyıl başındaki romanın bütün yapısı, kafasının dikine gitmeyen ve dış otoriteye saygı nedeniyle berrak bakışını değiştirmek zorunda kalan bir zihin tarafından kurulmuş oluyordu.
Hikâye Anlatamayanların Hikâyesi
Düşündünüz mü? Hepsi tuhaf bir şekilde birbirlerine benzemiyor mu bu yüzlerin? Bu kişilerin tıpkı derinden derine birbirlerine bağlayan o görünmez bağ gibi, yüzlerini de birbirine benzeten bir şey yok mu sizce? Sessizlerin, anlatmayı bilmeyenlerin, kendini dinletemeyenlerin, önemli gözükmeyenlerin, dilsizlerin, o iyi cevabı hep olaydan sonra evde düşünenlerin, insanların hikâyelerini merak etmediği o kişilerin yüzleri diğerlerinden daha anlamlı, daha dolu değil mi? Sanki anlayamadıkları hikâyelerin harfleriyle kaynaşıyor bu yüzler, sanki sessizliğin, ezikliğin, hatta yenilginin işaretleri var onlarda. Kendi yüzünüzü de düşünmüştünüz değil mi bu yüzler içinde? Ne kadar kalabalığız hepimiz, ne kadar acıklıyız hepimiz; ne kadar çaresisiz çoğumuz! Ama sizleri kandırmak istemem: Ben sizlerden biri değilim. Eline kağıt kalem alıp bir şeyler döktürebilen, bu döktürdüklerini de başkalarına iyi kötü okutabilen kişi, biraz olsun kurtulmuş sayılır bu hastalıktan. İşte bunun için, belki de bu en önemli insanlık durumundan hakkıyla söz edebilen bir yazara rasgelmedim hiç. Artık elime kalemi kağıdı her alışımda yalnızca bir tek konu olduğunu anlıyorum: Yüklerimizin gizli şiirine, bakışlarımızın korkunç esrarına girmeye çalışacağım artık, hazırlanın.
Sayfa 245Kitabı okudu
Kaygı: Nathalie ve Oğlu Kaygı bozuklukları genellikle birçok varoluşçu meseleyi içerir. Nathalie ve oğlu Jason bu örnek olayda, anne ve oğlu Jason'nm Adam'la arkadaşlığı ve Adam'ın intiharından doğan varoluşçu sorunlarla yüzleşir. Varoluşçu kaygı, genel kaygı bozukluğunun bazı belirtileriyle birlikte bu durumda ortaya çıkmaktadır. Hem Nathalie
Mohtesem psixoloji roman cixar bundan..Nece maraqli heyat hekayesidir.
Reklam
Cilt 2
Prens Andrey normal bir ruh hali içinde değildi. Sağlıklı biri genellikle pek çok şeyi aynı anda düşünür, hisseder ve hatırlar ama bir düşünce ya da konu dizisini seçip tüm dikkatini bu konu dizisine verecek iradesi ve gücü vardır. En derin düşüncelere dalmışken bile yeni gelen birine nezaket icabı bir şeyler söylemek için bu düşüncelerden
Sayfa 461 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
YUNUS'UN DİN GÖRÜŞÜ
Bu konu bütün mistiklerde, ham sofulara ve şeriat bilgilerine karşı gösterilen tepki ve protestolarla önemli bir özellik gösterir. Yıllarca tarikat adamlarıyla şeriat adamları biririyle anlaşamamışlar, birincilerin daha hür, geniş ve esnek düşüncelerine karşı, ikinciler, hoşgörüden yoksun bir kin ve nefretle bu gönül adamlarını kâfirlikle
Seninle laf arasında değil, gözlerinin içine bakarak konuşmam gereken önemli bir konu var.
Sayfa 146Kitabı okudu
Dünyada bir zerre yoktur ki güzel yazılmak suretiyle önemli bir konu olarak kabul edilsin.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.