Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kendi kendine seks (mastürbasyon) bir otonomi, hatta otarşi sembolü oldu. O, suçlanma­sı ya da korkulması gereken değil, özgürleştirici, tehlikesiz ve çekici bir olguydu artık."
351 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Bölüm 1
•Doğum ve doğum hikayelerinin önemi• Doğum kıymetlidir, kutsaldır ve doğal fizyolojik bir olaydır. Her ne kadar toplumda aksi iddia edilsede bebekler ne zaman doğacaklarını kendi belirler. Gebelik, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın -normal veya cerrahi- kadınların vücutlarında ve hayatlarında güçlü değişimler meydana gelmektedir. Doğum aynı zamanda
Ina May'in Doğum Meselesi
Ina May'in Doğum MeselesiIna May Gaskin · Akademisyen Kitabevi · 2018142 okunma
Reklam
Bir insan olarak diğeriyle ilişkide olabilmesi için birinin kendi kimliğinin sağlam bir duyumu gereklidir. Aksi takdirde, herhangi bir ve her ilişki bireyi kimliğini kaybetmekle tehdit eder. Bunun aldığı bir form yutulmadır. Bunda, birey, herhangi biriyle veya şeyle hatta kendisiyle olan o tür bir ilişkinlikten korkar çünkü kendi otonomisinin dengeliliği konusundaki şüphesi, herhangi bir ilişkide otonomi ve kimliğini kaybedebileceği düşüncesiyle onu korkuya maruz bırakır.
Häliyle etik otonomi anarşısı ahlakın temelini teşkil eder. Anarşist hareket birinin kendi iradesiyle arzularının peşinden gitmesi demek değildir. Daha net bir ifadeyle anarşi, devlet hukukunun bir özerklik içinde evrensel ahlak kabul edilebilecek olana tâbi kılınmasıdır. Bu şekilde anarşist eylemin ahlaki gerekçesi haklı çıkarılır; yoksa anarşıst eylem, mantıkı olarak meşru addedilmemiş ergen iradesinın salıverilmesi demek değildir.
Anarşizm, Antik Yunancada "an"(-sız) olumsuzluk eki ve archos "yönetici" sözcüklerinden türetilmiştir, yöneticisiz anla- mına gelir. Toplumsal otoritenin, tahakkümün, gücün ve hiyerar- şinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik fel- sefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlar. Anarşizm, her koşulda her türlü
Sayfa 169 - MetisKitabı okudu
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Reklam
İşlevsel Otonomi
İşlevsel otonomi, yaşamın ilk yıllarından itibaren öncül sistemlerden büyüyerek gelişen fakat bunlardan işlevsel anlamda bağımsız olan yetişkin güdülerini temsil eder.
Sayfa 581 - Nobel YayınlarıKitabı okudu
Tüm modernleşme tecrübesi Ortadoğuda önemli derecede farklıydı: Avrupa'da olduğu gibi, güçlendirme, otonomi ve yenilik şeklinde değildi, fakat yoksun bırakma, bağımlılık ve yamalı noksan bir taklit süreciydi. Sürece dahil olmayan çok geniş bir insan kitlesi için bir yabancılaşma tecrübesiydi.
Sayfa 198
Çoğunluk, der Kant, bir yetidir: Erginleşme yetisi, bağımsızlık ve otonomi yetisi. Düşünce ayrılığı yetisi. Çoğunluk olmak -metnin üç anlatısını ele alıyorum- örneğin bir kitaptan alıntı yapmaya ihtiyaç duymadan düşünebilmek; başka bir vicdanın rehberliğine gerek kalmadan hayati seçimler yapabilmek, bir doktorun reçetesini körü körüne takip etmeden kendine sağlıklı bir yaşam için gerekli kuralları koyabilmek. Azınlık tam tersi, bir başkasının düşüncelerini, dav- ranışlarını ve tavırlarını kendisine dayatmasına izin vermektir. Aydınlanma (Almanca Aufklärung) kişinin kendini azınlıktan koparıp çoğunluğa yöneltme çabası, bu çabadan doğan gerilim, birinden ötekine geçerkenki hareket halini ifade eder. Aydınlanma bir süreç, bir çabadır.
Sayfa 124 - Cogito / YKY YayinlariKitabı okudu
Cogito’dan Türkiyeli Kadın Felsefeciler - Şeyda Öztürk Saniye Vatansever - Gamze Keskin - Türkiye’de Kadın Felsefeci OlmakDilek Kadıoğlu: Matematiksel Pratiğe Sadık Kalmak: Penelope Maddy’nin Kaçınılmazlık Argümanı’na İtirazları Sezen Bektaş - Evrimsel Biyolojiyi Erekbilimsel Çağrışımlarından Kurtarmak Mümkün mü?Cemre Özev: Sezen Bektaş ve Dilek
Reklam
Çok sayıda duraklamaya, geri dönüşe ve karşı duruşa rağmen Aklın Yürüyen Merdiveni'nin daha geniş kapsamlı bir etkisi daha var, o da kabilecilik, otorite ve saflık peşindeki ahlaki sistemlerden uzaklaşma, hümanizm, klasik liberalizm, otonomi ve insan hakları doğrultusundaki ilerleme (9. bölüm). İnsanın serpilip gelişmesini en üste yerleştiren hümanist bir değerler sistemi aklın ürünüdür, çünkü haklılığı gösterilebilir: Kendi çıkarlarına değer veren ve akla dayalı müzakerelere girişen her düşünür topluluğu bu konuda fikir birliğine varabilir, oysa toplulukçu ve otoriter değerler kabileyle sınırlıdır ya da hiyerarşiye tabidir (4. ve 9. bölümler).
Sayfa 758Kitabı okudu
Borgenicht gece eve, çocuklarına döndüğünde yorgun, yoksul ve baskı altında olabilirdi, ancak capcanlıydı. Kendi kendinin patronuydu. Kendi kararlarından, kendi yönetiminden kendisi sorumluydu. İşi karmaşıktı: Zihnini ve hayal gücünü meşgul ediyordu. İşinde çaba ile ödül arasında bir ilişki vardı: O ve Regina önlük dikmek için geceleri ne kadar uzun süre uyanık kalırlarsa ertesi gün sokaklarda o kadar çok para kazanıyorlardı. Bu üç şey –otonomi, karmaşıklık ve çaba ile ödül arasındaki ilişki– işin tatmin edici olması için taşıması gereken üç özelliktir ki çoğu kişi bunda hemfikir.
Hangi dışsal etmenler ahlaki sezgileri topluluk, otorite ve saflıktan uzaklaştırıp hakkaniyet, otonomi ve rasyonalite doğrultusuna yöneltiyor? Apaçık nedenlerden biri coğrafi ve sosyal hareketlilik. İnsanlar artık aile, köy ve kabilelerinde, gündelik yaşamın temelini uyumculuk ve dayanışmanın oluşturduğu, dışlanma ve sürgünün de sosyal ölüm anlamına geldiği küçük dünyalara hapsedilmiş bir ortamda yaşamıyorlar. Şanslarını başka çevrelerde arayabiliyorlar, farklı dünya görüşleriyle karşılaşabiliyorlar, bu da onları bağnazca grubu yüceltmektense bireyin haklarına ağırlık veren daha evrensel bir ahlak anlayışına yöneltebiliyor. Aynı şekilde, yetenek, hırs ya da şans sayesinde içine doğulan ortamdan çıkılabilen açık toplumlarda, otorite sıralamalarını çiğnenemeyecek doğa kanunları gibi ele almaktansa, onlara yapay tarihsel olgular ya da adaletsizlik kalıntıları olarak bakma olasılığı daha yüksek.
Sayfa 704Kitabı okudu
Çağdaş LAWRENCE'ler toplumumuzu kamplara bölmüş durumdadır. Otonomi yanlıları bir tarafa, Federasyon yanlıları bir tarafa, sözde bağımsızlıkçılar bir tarafa çekip durmaktadırlar. Sorunumuz, işte bu işportacı mahluklar ve onların azgın patronlarıyladır.
Kendinizi özgürlüğe adadıysanız ve bu yüzden otonomi hissine ihtiyacınız varsa, kendi şartlarınıza göre bir hayatı ne kadar az kurarsanız fırsatları o kadar sabote eder ve mutlu olmanız 'gerekirken' kendinizi tükenmiş ve bitkin hissedersiniz.
512 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.