“Özür dilemeyin, ne konuştuğumuza da dikkat etmeyin. Hoş bir sohbet, iki kişilik bir monologla olur ancak... Öyle olmalı ki, bir noktadan sonra gerçekten biriyle konuştuk mu, yoksa sohbeti baştan sona sadece hayal mi ettik, bilemez hale gelelim... En tadına doyulmaz, en samimi sohbetler, ahlaka ve eğiticiliğe en uzak olanlar, yazarların romanlarında iki kahramana yaptırdıklarıdır. Örneğin...”
“Tanrı aşkına! Umarım örnek saymayı düşünmüyorsunuz! Bu sadece dilbilgisi kitaplarında olur; hem belki hatırlarsınız, onları da kimse okumaz.”
“Hiç dilbilgisi kitabı aldınız mı elinize?”
“Asla. Nasıl konuşacağımızı öğrenmekten hep nefret etmişimdir... Dilbilgisi kitaplarında bir tek istisnalar ve söz uzatımları ilgimi çekmiştir. Kuralları boşverip gereksiz şeyler anlatmak; esasen modern tavrı da gayet iyi özetliyor. Böyle demek lazım, değil mi?”
“Kesinlikle. Dilbilgisi kitaplarında (böyle bir konuda sohbet etmenin ne kadar lezzetli, ne kadar imkânsız olduğunun farkında mısınız?), en sevimsiz şey fiil, bütün fiiller. Cümleye anlam veren onlardır. Oysa dürüst bir cümlenin hep birden çok anlamı olmalı... Fiiller! İntihar eden bir arkadaşım -ne zaman sohbet biraz uzasa, bir arkadaşımı intihar ederim-, evet ya, arkadaşım ömrünü fiilleri mahvetmeye adamıştı."
Sayfa 440 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 370 H.K. Başlangıç metniKitabı okudu
Saçma, diye bağırdı. Hayatları hiç de gerçeğe yakın değil. Hem gerçek, çok güç bir şeydir. Öyle cennetten düşmez insanın başına. Son iki yüzyıldan beri bütün gerçeklerden kopmuş olarak yaşıyoruz. Fikirlere açık mısınız bilmem ama cesurdurlar. Sonra, iyiliğe karşı bir tutku, bir ihtiras var, ama çocuksu bir biçimde bu… Dürüstlük de var gerçekte ama sürüyle korkaklar olduğunu da unutmamak gerek. Ama hayatımız gerçeğe yakın değil. Hayır bunu kabul etmiyorum. Aksine, gerçekleri tamamıyla yitirmişiz.
Sayfa 161Kitabı okudu
Bana öyle geliyor ki, kadının kadın olarak, erkeğin de erkek olarak, ayrı ayrı şansları var. Tarihte biçok bü yük, önemli kadınlar var. Acaba onlara «Erkek olmak ister misiniz?» diye sorulsaydı, erkek olmak isterler miydi? Hiç sanmıyorum. İster kadın, ister erkek olalım, kendi kendimizden memnunsak, şanslıyız demektir.
-Bilir misiniz, ben sizi hiç yabancı saymıyorum...
Mümtaz:
-Ben de öyle, dedi. O kadar öyle ki, bir gün dost olursak, bu dostluğun yolu bana, çok evvelden çizilmiş gibi gelecek.
Sayfa 110Kitabı okudu
Hâlâ aklınızı kullan(arak ondan yararlan)mayacak mısınız? Enbiya,10
Bugün imam Cuma hutbesine
"O, ‘Hay’dır, diridir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde sadece Allah’a itaat ederek samimiyetle O’na ibadet edin. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur."(40/65) ayeti ile giriş yaptı ve
din istismarcılarından bahsetti.
“Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler.”(2/11) ayetini okudu.
15 Temmuz özelinde idi belki bilemem ama güncel ölüm olayının da özelinde de bunu değerlendirip genel bir farkındalık oluşması vakti gelmedi mi!!!!
Ezcümle Kuran okumalı, peygamberi doğru tanımalı, hayati öyle anlamlandırmalı
İlk ayrımcılık yapan ve ırkçılığı yayan Tanrı'dır. insanların arasını bozan, düşman yaratan yine Tanrı'dır. Tanrı, bilinçsiz toplumların çoğalmasını daima istemektedir, ancak söylevlerinde "akıl sahipleri, akletmez misiniz?" diyerek usa önem verdiğini göz boyamacı olarak göstermektedir. Halbuki işin aslına bakıldığında hiç de öyle akılla alakalı bir şey ortada yoktur.
Katılır mısınız?
Öyle sevmeyiz biz ısıtıcıda hızla kaynatılan suyu, beş dakikada demlenen çayı... Çay dediğin yavaş yavaş demlenir. Çaydanlığın altındaki su kaynayana kadar üstü kıvamını alacaktır zaten.
Sayfa 8 - Ayrıkotu Kitap, 1. Baskı, Nisan 2023.Kitabı okudu
Öyle ya da böyle, tükenir bende her şey; ben de sende tükenirim... Ya dön bıraktığın yere, ya da ben de giderim...
Sayfa 36
“Yalnızca akşam yaşar Hâşim, Dranas geceye saplanır, Nâzım’da sabahın büyülü gücü salınır, Asaf ne geceyi ne gündüzü tanır, şimdidedir, şimdide.“
Bu kitap üzerine bir inceleme yapmak fikrimde yoktu. Zira herkes bilirdi 
Özdemir Asaf’ın az sözle çok şey anlatma sanatının üstâdı olduğunu, anlaşılmak için değil anlamak için şiirler yazdığını… Zordur dili
P: Bu havanın dışına çıkamaz mısınız?
H: Çıkarım, mezarımda.
P: Öyle ya hava dışıdır orası.
Sayfa 52Kitabı okudu
