Bence dünyanın en güzel romanı budur... Evet, kabul ediyorum, tamamen kişisel bir görüş bu ancak ben öyle olduğuna inanıyorum. Bu görüşe ilk sahip olduğumda henüz bir üniversite öğrencisiydim ve kitap okuma maceramın başlarında sayılırdım. Lakin aradan uzun yıllar geçti, aralarında hatırı sayılır miktarda roman da olan binden fazla kitap okumuş
Günümüzde de pek çok örneğine rastladığımız ''Erki ele geçirme arzusu'' kendinden olmayanı sapkınlıkla yaftalar. Dışlanmışlık hissi vererek karşıdakinin fikrini doğru ya da yanlış köreltmek ister. Taraftarlarından eyyam, veryansın, karalama kampanyaları sipariş edilir ve tarih boyunca hiç şaşmayan döngü de şudur ki: Taraftarlar, taraflardan önce
Hayat, doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün sonlanan amansız bir yolculuktur. Aynı zamanda hayat, doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün sonlanan amansız bir arayıştır da. Kimileri bu yolculuk esnasında sürekli arar durur; kimileri ise hiçbir zaman aramaya tenezzül etmez. Kimileri yorulur yarı yolda bırakır; kimileri asla yorulmaz, yılmadan
Sabahın bu saatinde huzursuz eden, uykuları kaçıran, bulanıklaşıp berraklaşan şeyin Suç ve Ceza'nın kendisi olduğunu iyiden iyiye hissettiğimde geriye onu nasıl tarif edeceğime dair hararetli muammalar kalmıştı. Herhangi bir kitabın incelemesini kolaylıkla yapabilirdim, fakat bu kitap için şu andan itibaren neler yazmam gerektiği üzerinde bir
Bir yazar bir kitapta nasıl her şeyi birden anlatabilir? Tek bir olay etrafında okura nasıl aynı anda üç kitap okumuş hissi verebilir? Peki bir kitabın birden fazla konuyu aynı cümlelerle ve aynı kitabın içerisinde işlemesi mümkün müdür? Bir kitabı okuyan ve seven birçok kişinin kitaptan çıkarımları nasıl farklı farklı olabilir? Böyle bir şey
"O cennetin kapısı değil, Cennet’in ta kendisidir…"
Kapılar, göğün ruhumuza açılan kanatları...Ümmi ve bilge...Kandil ve turap...Hikmet ve Kuyu...
Sekiz peygamber ve O'nun nuruna bir hayret ile sığınan ufukları...
Hz.Adem; O'nun yüzü suyu hürmetine yaratılan kâinatın ilk sırrı...
Karakoç'un lisanıyla...
"Cennette hiçbir
Evlat,artık kurtulmanın tek bir yolu kaldı şu an yaşadığınız zaman içerisinde yaratıldığınız varlık olmanız. Öze dönmeniz. Yani beden frekansınızı muazzam bir dereceye yükseltmeniz gerekir. İnsani olan bütün davranışlar sonrasında sünnet-i hakikati yerine getirmeniz gerekir.
Ey Can!
Beden urbasından geçip ruha eremedin mi?!
Nefsi yok edip de öze değemedin mi?!
Aşk aşk diye gece gündüz yanar iken
İlahi aşkı bir türlü göremedin mi?!
~A_dile