Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Özgürlük hk. Mülahaza
Aslında Aliya İzzetbegoviç'in "Özgürlüğe Kaçışım" adlı eseri bu konuda beni çok etkiledi diyebilirim. Özgürlük kavramı ne, nedir bu özgürlük adına verilen savaş ? -Aslında tam olarak bunun net bir cevabını vermek mümkün mü o bile belirsiz. 1- Mesela, bir mahkum mu daha özgürdür yoksa bir köle mi ? 2- Yada, bir köle mi daha
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Yalnızız, Türk yazar ve gazeteci Peyami Safa'ya ait bir eserdir. İlk olarak Yeni İstanbul gazetesinde 11 Eylül 1950-20 Aralık 1950 tarihleri arasında 286-385 numaralı sayılarda tefrika edildikten sonra 1951 yılında Nebioğlu Yayınevi tarafından 343 sayfa hâlinde yayımlanan Yalnızız yazarın son romanıdır. Yalnızız, ekonomik olarak sorunsuz
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,5bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
Anlam Arayışı Yalom'la Varoluşsal Sorgulamalara Dalmak
Irvin D. Yalom'un "Günübirlik Hayatlar"ı, terapi ve varoluş üzerine samimi ve aydınlatıcı bir meditasyon gibi. Deneyimli bir psikoterapistin günlüklerinden derlenen bu eser, okuru terapinin içine çekiyor ve insan ruhunun karmaşıklığını keşfetmeye davet ediyor. Yalom, hastalarıyla kurduğu ilişkileri ve bu ilişkilerden edindiği
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik HayatlarIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20158,4bin okunma
Niyet, yani ilkelerin benimsenmesinin nihai öznel zemini, tek bir tane olabilir ve tümel olarak bütün özgürlük kullanımını ilgilendirir. Fakat bu niyet de, kendisine atıfta bulunabilmemiz için, özgür bir seçimle edinilmiş olmalıdır. Ne var ki öznel zemin ya da bu benimsemenin nedeni (hakkında araştırma yapmamız kaçınılmaz olsa da) daha fazla bilinemez; zira aksi takdirde bu niyeti bünyesinde bulundurması gereken başka bir maksim, kendi içinde bir zemini bulunması gereken bir maksim kanıt gösterilecektir. O halde söz konusu ya da daha ziyade nihai zeminini, zamanındaki herhangi özgün bir iradi eylemden türetemeyeceğimize göre, (aslında mizacın zemininin özgürlükte bulunmasına karşın) kendisine doğası itibariyle ait olan bir özgür irade biçimi olarak adlandırırız.
Sayfa 37 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Bazı fikirleri benimsemek veya onlara karşı olmak; ya da bazı konularda bir şeye inandığımızı veya inanmadığımızı dile getirmek ceza yaptırımlarına yol açıyorsa düşünce "özgür" değildir. Bu ilkel tür özgürlük bile bugün çok az ülkede vardır. İngiltere'de, küfür yasalarına göre, Hıristiyan dinine inançsızlığı dile getirmek yasalara aykırıdır; elbette bu yasak varlıklı kişiler için geçerli değildir. İsa'nın pasif direniş konusundaki öğütlerini öğretmek de yasalara aykırıdır. O halde, bir kimse eğer suçlu durumuna düşmek istemiyorsa, İsa'nın öğretilerine inandığını kabul etmeli, ama bu öğretilerin ne olduğunu söylemekten kaçınmalıdır. Amerika'da hiç kimse anarşiye ve poligamiye karşı olduğunu kesin biçimde beyan etmeden ülkeye giremez; girdikten sonra, komünizme inanmaktan da vazgeçmesi gerekir. Japonya'da Mikado'nun tanrısallığına inanmamak yasaya aykırıdır. Görülüyor ki dünya çevresinde yapılacak yolculuk tehlikeli bir yolculuktur. Bir Müslüman, bir Tolstoy yanlısı, bir Bolşevik veya bir Hıristiyan bir yerde suçlu durumuna düşmeden veya önemli gerçekler saydığı şeyler hakkında dilini tutmadan böyle bir yolculuk yapamaz. Doğaldır ki bu kural yalnızca güverte yolcularına özgüdür; yoksa kamara yolcuları istedikleri şeylere inanabilirler; yeter ki patavatsızca saldırılarda bulunmasınlar.
Sayfa 146 - Say Yayıncılık
Reklam
432 syf.
5/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Kitaba istekli başlayıp zar zor okudum . Çünkü yazarın diğer kitaplarını okuyan biri olarak diğer kitaplarıyla çok benzerlik barındırdığını söylemeliyim. Yağmurlu bir havada karşı karşıya getirmiyorsa olmuyor yazar . Vaveyla, Asi çakıltaşı, ihtilal ve gül kuyusu kitaplarında karakterler yağmurlu bir havada gerçekleşen bir olayla karşılaşıyorlar.
Gül Kuyusu 1
Gül Kuyusu 1Binnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 05 okunma
348 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Merhabalar "Bu kitap bir yandan felsefi düşünceyi tanıtırken bir yandan da filozofların ve felsefenin bilmece, kargaşa ve ihtişam dolu dünyasına kapı aralamaktadır." Bugün sizlere @monakitap tan çıkan #birfilozofgibidüşün eseri ile geldim. #petercave kalemi oldukça sade geldi bana. Eserde otuz adet felsefi düşünürün hayata karşı bakış
Bir Filozof Gibi Düşün
Bir Filozof Gibi DüşünPeter Cave · Mona Yayınları · 20243 okunma
İyi niyetli birçok insa­nın kafasını kurcalayan sorunun, “Özgür bir toplumda insanlar ne yapacaklar?” sorusunun bir yanıtı vardır. Bu soruya, bence, meselenin tam kalbine isabet eden yanıt, zenci bir kız tarafından verildi. Şöyle söyledi: “Hayatı­mızda ilk kez, ne yapacağımız hakkında düşünmek için özgür olacağız.” Özgürlük Üzerine Bir Deneme Herbert Marcuse
ÖZGÜRLÜK SONRASI
Özgürlüğe kavuştuktan birkaç gün sonra, bir gün, çiçekli çayırları geçip, kamp yakınlarındaki pazar kasabasına doğru kilometrelerce yürüdüm. Tarlakuşları gökyüzüne yükseliyordu, neşeli şarkılarını dinleyebiliyordum. Uzun süre kimseye rastlayamadım; geniş topraklardan, gökyüzünden, tarlakuşlarının verdiği şölenden ve mekân özgürlüğünden başka bir şey yoktu. Olduğum yerde durdum, çevreme, sonra gökyüzüne baktım ve diz çöktüm. O anda kendim ya da dünya hakkında hiçbir şey bilmiyordum, aklımda tekrarlayıp durduğum tek bir cümle vardı: “Daracık hücremden Tanrı’ya yakardım, o da bana özgürlükle yanıt verdi.” Orada diz çökmüş halde ne kadar kaldığımı ve bu cümleyi kaç kere tekrarladığımı artık anımsamıyorum. Ama biliyorum ki o gün, orada, o saatte yeni yaşamım başlamıştı. Ta ki yeniden insan olana kadar, adım adım ilerledim. {-Kitabı okurken askerlik dönemini tekrar yaşadım sanki, ölümün kara bulut gibi üstümüze çöktüğü zamanları anımsadım. Yaşadığımız zorlukların yanı sıra mayınlı dağlar da intikal ederken ölümü ensemde hissederdim, en kötüsü de nereden olacağı fikriydi, sağımdan gelen bir merminin kafamı dağıtması yada bir yamaçta gizlenmiş düşmanın silahından çıkan merminin özlem dolu kalbimi parçalaması veya sırlanmış mayınlardan birine basıp vücudumun paramparça olması mı sonumu getirecekti? Böylesi karamsar düşünceler içinde yavaş yavaş duygu körelmesi yaşıyordum her gün boyunca..-}
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Komün yenildikten sonra tutuklanan diğer tutsaklar gibi aylarca berbat koşullarda tutulan Louise Michel, yargılanmaya başladığında mahkeme heyetinin yüzüne şöyle bağırıyordu: “Kendimi savunmak istemiyorum, kimsenin beni savunmasını da istemiyorum! Ben her şeyimle toplumsal devrime aidim ve yaptığım her eylemin sorumluluğunu kabul ettiğimi ilan ediyorum. … Beni generallerin infazına katılmakla mı suçluyorsunuz? İşte yanıtım: Evet, onlar halkın üzerine ateş etmek istediği zaman Montmartre’de olsaydım, bu türden emirler veren insanların üzerine tetiği çekmek için bir an bile duraksamazdım.” Hakkında ölüm cezası istendiği açıklandığında, “Mademki özgürlük için atan yüreğin yalnızca bir kurşun hakkı var, ben de kendi payımı istiyorum. Eğer yaşamama izin verirseniz intikam diye bağırmaktan vazgeçmem ve Af Komisyonundaki katillerden kardeşlerimin intikamını alırım. Eğer korkak değilseniz, beni öldürürsünüz” dedi. Ama onu idam etmeye cesaret edemediler ve ömür boyu hapis cezasıyla Yeni Kaledonya’ya sürgüne gönderdiler.
Sayfa 137 - c:2
415 syf.
10/10 puan verdi
AMOR FATİ :)
Hepimizin aldığımız kararlardan, olduğumuz yerden ve kişiden şüpheye düştüğümüz; ''Her şey çok başka ve güzel olabilirdi.'' dediğimiz anlar olmuştur. Belki de bazılarımız bütün hayatını bu keşke ve acabaların arasında geçirmiştir. Dr. Bruer de bu kişilerden biri. Yaşadığı yerin en saygın doktoru, zengin ve iyi bir ailesi var
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
Göçebelerin Dünyasında Bir Yolculuk Selvi Boylum Al Yazmalım
Düşünsene, Kırgız bozkırlarında Asya ve İlyas adında iki genç aşık var. Fakat kader onları ayırıyor ve Asya, Cemşit adında bir adamla evlenmek zorunda kalıyor. Yıllar sonra İlyas geri dönüyor ve Asya ile olan aşklarını yeniden canlandırmak istiyor. Ama bu aşk imkansız, çünkü Asya artık evli ve bir çocuğa sahip. Bu imkansız aşk, gurbetin acısı ve özgürlük arayışı roman boyunca iç içe geçiyor. Aytmatov, sade ve şiirsel diliyle Kırgız bozkırlarının güzelliğini, göçebelerin geleneklerini ve inançlarını ustalıkla resmediyor. Aynı zamanda modern yaşamın getirdiği yabancılaşma ve benlik kaybı gibi evrensel temalara da değiniyor. sadece edebi açıdan değil, tarihi ve sosyolojik açıdan da önemli bir eser. Romanda 20. yüzyılın ortalarında Sovyetler Birliği'nde yaşanan göçler ve bu göçlerin insanlar üzerindeki etkileri anlatılıyor. Aynı zamanda geleneksel yaşam tarzının moderniteyle nasıl çatıştığını ve bu çatışmanın yarattığı trajedileri de gözler önüne seriyor. bu kitapta hem hüzünlü bir aşk hikayesi hem de bozkırların güzelliği, göçebelerin kültürü ve modernleşmenin etkileri var. Duygusal bir hikaye arıyorsan, farklı bir kültürü keşfetmek istiyorsan veya kendi kimliğin ve özgürlüğün hakkında düşünmek istiyorsan "Selvi Boylum Al Yazmalım" tam sana göre bir kitap! Romanda geçen "Selvi Boylum Al Yazmalım" türküsünü de dinlemeden geçme.
Selvi Boylum Al Yazmalım
Selvi Boylum Al YazmalımCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20179,5bin okunma
Pek çok insan yüzyıllardır yeni bir dünya umut ediyor ancak onlar, bunu nasıl yaratacakları hakkında hiçbir fikre sahip değiller. Ben sana onu nasıl yaratacağının kesin bilimini veriyorum. Bu bilimin adı medistasyondur.
304 syf.
8/10 puan verdi
Takıntının Bedeli Koleksiyoncu'da Ferdinand'ın Saplantılı Dünyası
John Fowles'un "Koleksiyoncu" romanı, biraz tuhaf bir adam olan Ferdinand Barber'ın kafasının içinde dolaşmaya hazır mısın? Ferdinand, Miranda adında bir kadını kaçırarak bodrum katında hapseder ve garip bir ilişki kurmaya çalışır. Bu hikaye, Ferdinand'ın Miranda'ya olan takıntısı ve yarattığı sanal dünyanın etrafında dönüyor. Miranda'yı sadece bir nesne olarak görüyor ve onu kendi saplantılı fikirlerine göre şekillendirmeye çalışıyor. Miranda ise bu tutsaklığa karşı direnmeye çalışırken, kimliğini ve özgürlüğünü korumak için mücadele ediyor. "Koleksiyoncu" sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda insan psikolojisi ve ilişkiler üzerine de derin bir bakış açısı sunuyor. Ferdinand'ın takıntısı, modern toplumdaki yalnızlık ve yabancılaşma duygularını da yansıtıyor. Roman, okuru Ferdinand'ın zihnine girmeye ve onun saplantılı bakış açısını anlamaya teşvik ediyor. Fowles, ustaca bir dil kullanımıyla Ferdinand'ın karmaşık karakterini ve Miranda'nın iç dünyasını tasvir ediyor. Roman boyunca gerilim dozunu sürekli yükselterek okuru sayfalara bağlıyor. "Koleksiyoncu", gerilim ve gizem severler için olduğu kadar, insan psikolojisi ve ilişkilerle ilgilenen herkes için de etkileyici bir eser. Ferdinand'ın tuhaf dünyası ve Miranda'nın özgürlük mücadelesi, okuru derinden etkileyecek ve uzun süre aklından çıkmayacak. Eğer sürükleyici bir gerilim romanı arıyorsan ve insan psikolojisi hakkında derin düşüncelere dalmak istiyorsan, "Koleksiyoncu" tam sana göre! Hazır mısın, Ferdinand'ın kafasının içinde kaybolmaya?
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.