Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi belki de benim bilyelerden fal bakma fikrimi küçümsüyorsunuz. Size bir şey söyleyeyim mi okurcuğum, oyuncak arabalardan fal baksam bile hiçbir şey değişmezdi. Kimileri falın ille de kahve ya da iskambil kâğıtları gibi akışkan malzemelerden bakılması gerektiğini sanıyor. Saçma. İnsanlar falcılara giderler, çünkü kandırılmak isterler. Böyle biri karşısında ikna edici olmaya gayret etmek boşunadır. Fazla inandırıcılık, işin tadını kaçırabilir. Fal için papatyalar, ellerdeki çizgiler, hububat, yıldızlar... kullanılabileceği gibi; buzdolabındaki yiyecekler, balkondaki çamaşırlar, raflardaki tabak çanak, gardıroptaki giysilerden filan da yararlanılabilir. Talep edilen yalanın, iştirak edilen hilenin ve rağbet edilen sahteliğin kaynağında siz varsanız; yiyeceklere tükürmediğiniz, çamaşırları kirletmediğiniz, tabakları kırmadığınız, giysileri yırtmadığınız sürece problem çıkmaz.
Fal için papatyalar, ellerdeki çizgiler, hububat, yıldızlar... kullanılabileceği gibi; buzdolabındaki yiyecekler, balkondaki çamaşır-lar, raflardaki tabak çanak, gardıroptaki giysilerden filan da yararlanılabilir. Talep edilen yalanın, iştirak edilen hilenin ve rağbet edilen sahteliğin kaynağında siz varsanız; yiyeceklere tükürmediğiniz, çamaşırları kirletmediğiniz, tabak-ları kırmadığınız, giysileri yırtmadığınız sürece problem çıkmaz.
Reklam
“Bu gece, güneş bir anda gökyüzünde yıldızlar varken bile doğsa, ben seni yine bu şekilde izlemeye devam ederdim çünkü seni izlemek, bütün imkânsız mucizelerden daha güzel. Ve sen Helin Aktan. Şu yediğimiz hamburger patates, bu romantik komedi filmi, kucağında sıkıca tuttuğun beyaz papatyalar, hızlı atan kalbin, yanaklarındaki ateş. Sen yine şu âna benziyorsun ve beni heyecanlandırıyorsun. Beni bu âna hapsediyorsun, beni sana hapsediyorsun.”
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Göçmen kuşlar kaf dağına gider mi târümâr olanlar kıyâm eder mi Çağın ümmîlerine ve sana Gözleri olmayan mağarayı Ödünç verdiğim dudaklarımla Okuyorum kutsal sayfalarından Beyazın ve siyahın
Siyah Beyaz Tabletler
Siyah Beyaz TabletlerNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20161,020 okunma
Susuyorum... Bir çırpıda söylenecek onca şey olmalıyken oysa Ve varken! Yüreğimin adına adını verdiğim masal diyarlarına gidiyorum.. Geceler kuytusuna çekiyor beni.. Gönül kıyılarımda hoyrat bir sevda türküsü söyleniyor..
Gözle Dinlenen müzik:Tezyin
Batı sanatı her hangi bir konuyu “güzel” anlatır. Bir kadın, batan güneş, tabakta duran meyvalar… İslâm sanatının ise konusu Güzellik’tir. Bunun için tezyin, hat, ebru… Hatta İslâm mimarîsi dahi soyuttur, mücerred sanattır. Zira: “… Güzellik eserin maksadını kendi içinde taşımasıdır. Nesnenin kendi içinde taşıdığı nihaî maksad seyirciye sanat
Reklam
Susuyorum... Bir çırpıda söylenecek onca şey olmalıyken oysa Ve varken! Yüreğimin adına adını verdiğim masal diyarlarına gidiyorum.. Geceler kuytusuna çekiyor beni.. Gönül kıyılarımda hoyrat bir sevda türküsü söyleniyor..
Ah Neria!
Ah Neria ! Nereden bilip ne yöne gitmeli? Zümrüd-ü Anka hangi dağın ardında? Geceler boyu ayın şavkı hangi maşuk için parlıyordu sularda ? Papatyalar hangi kalbin ikliminde gülümsüyor faili meçhul, bu maktûl sevdaya? İsyanı kime sevgilinin? Göz yaşları ne için dökülüyor? Adressiz mektupların muhatabı kim? Yağmurlu nisan akşamlarında ezanlar okunurken minarelerden, altında ıslandığımız sokak lambaları kim için üşüyorlardı ve gözyaşı mahiyetinde döktükleri titrek ışıklarının loş aydınlığı hangi ayakların izlerini bekliyordu? ... Peki hangi muharrir bulup çıkarır sayfalar arasında unutulmuş tozlu hikayelerin nasipsiz kahramanlarını? Nereden bilebilirim Neria ? ... Üç bilinmeyenli denklemin ortasında "Hasbunallahü ve niğmel vekîl'in" sırrına erip susmalıydık. Bütün sahipsiz mektupları arafta bırakıp, sırlarımızı heybemize doldurarak, dilini bilmediğimiz gönül ülkesinden, turuncu renkli bir güz akşamının darlığına sığınan güneşle düşmeliydik yollara, umuda doğru. Yürümeliydik durmaksızın. Tâ ki yıldızlar sönüp şafak sökene kadar. ... (f.m.g/ 17/04/2017 Eskihisar )
yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
Yalan yalanı kovalar. İşte (Aslan)lar, (Boğa)lar. Derken (Başaklar)lar, (Kova)lar, (İkiz)ler yalan söylüyor! Burda papatyalar, orda Yıldızlar yalan söylüyor!
Reklam
İslâm sanatındaki Güzellik’i görmek için eğitimli olmak gerekmez.
Çünkü kilise resimleri gibi dinsel ya da tarihi göndermeler yoktur. Tezyinî sanat tıpkı tabiattaki sûretlerin bir nizam ile birleşmesi gibidir. Dalgaların altında ışıldayan çakıl taşları, kırdaki papatyalar, gökteki yıldızlar, sonbahar yaprakları, deniz kabukları, kuş tüyleri hep belli bir ritim ile tekrar eden görsel müziklerdir. Bu yüzden durağan Batı sanatının aksine İslâm sanatı dinamiktir; adeta hareket halindedir. Batı sanatının karşısında durulur ve bakılır çünkü mekânsaldır. İslâm sanatı ise yaşanır, hissedilir. Çünkü musikî gibi zamansaldır.
232 syf.
·
Puan vermedi
Papatyamdan Ntlar 'İnsan olmasaydım eğer ,birbirini çok seven iki insanı kavuşturacak bir tren bileti veya koparılmaya yüz tutmuş bir papatya yaprağı olmak isterdim.' 'İnsan başına gelmediği bir şeyin ne demek olduğunu bilmezmiş.' 'Aslında insan yüreğindekileri kaybedince değil, yüreğindekilerden gram değer görmeyince
Papatyamdan Notlar
Papatyamdan NotlarSalih Tunç · Uğur Tuna Yayınları · 201782 okunma
Susuyorum... Bir çırpıda söylenecek onca şey olmalıyken oysa Ve varken! Yüreğimin adına adını verdiğim masal diyarlarına gidiyorum.. Geceler kuytusuna çekiyor beni.. Gönül kıyılarımda hoyrat bir sevda türküsü söyleniyor..
Papatyalar Bile...
"Balkon demirlerinden baktığın kaldırım taşlarında yürüyorum; ne olur gir içeri. Gökteki yıldızlar kadar yakınım sana; kaldırma başını. Kış şarkıları yazıyorum; ağaçlarına yağdığında kar, saçlarına döküleceğim. Şehrin ışıkları kadar üşüyorum gölgende ve sokak lambalarının altında ısınıyorum; ne olur bakma pencerenden. Yağmurları çağırdığımda dokunmasın kirpiklerine. Çünkü papatyalar bile durduramaz gözyaşlarını; biliyorum... Seher vakti geçmeden gör beni, baş koyduğun göğsümde arama; uzamadan sarıl gölgeme ve gün doğmadan gir gizli bahçeme..." İbrahim Miraç BEKTAŞ/AĞUSTOS 2021
ve artık hükmü kalmayacak ölümün / Dylan Thomas
ve artık hükmü kalmayacak ölümün. rüzgârdaki adam ve batı mehtabıyla birleşip yekvücûd olacak çırılçıplak ölü adamlar; ve tertemiz ayıklandığında beyaz kemikleri ve sonra o temiz kemikler de kaybolduğunda, yıldızlar belirecek dirsek ve ayaklarında; delirseler bile akılları başlarında olacak, denizin en dibine batsalar da çıkacaklar
287 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.