Ve, bitti...
Bu kadar kısa zaman diliminde içinden çıkamam sanıyordum ama uzun süre içimden çıkmayacak bir eser oldu İki Şehrin Hikayesi...
Bir arkadaşın tavsiye ve hediyesi üzerine başlamıştım esere. İtiraf etmek gerekirse ilk iki yüz sayfada esere girmekte oldukça zorlandım. Ama sayfalar ilerledikçe kitap beni kendisine çekti ve son üç yüz
Charles Dickens. İlk olarak bu romanı bir genel kültür sorusu aracıyla öğrendim. Fransız devrimi ve etkilerini konu alan dünya klasiği nedir diye sormuşlardı.
Paris ve Londra'da geçen bu roman anlatıldığı kadar sürükleyici olmamakla birlikte sıradan bir eser sayılamayacak kadar da iyiydi.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
İki Şehrin HikayesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201858,4bin okunma
İki Şehrin Hikayesi
Fransız İhtilalinin öncesi ve sonrasında gerçekleşen burjuva ve aristokrasi arasındaki kanlı çatışmalar, bir kurgu içerisinde anlatılmıştır. Artık ezilen halkın aristokrasiye tahammülü kalmamış ve halk önüne gelen soyluyu parçalayan kana susamış bir köpek balığına dönüşmüştür.
Kitabın karakterlerinden, Charles Darnay:
Sana Yahudileri anlatayım. Bir keresinde, savaşın ilk aylarında hareket halindeydik ve bir geceliğine bir kasabada konakladık. Yahuda işkariyot gibi kızıl sakallı, korkunç bir ihtiyar Yahudi sinsi sinsi konakladığım yere geldi. Ne istediğini sordum. 'Efendim,' dedi, 'size bir kız getirdim, henüz on yedisinde güzel bir genç kız. Sadece elli frank.' 'Teşekkürler,' dedim. 'Getirdiğin gibi götürebilirsin. Hastalık kapmak istemiyorum.' 'Hastalık mı!' diye bağırdı. Hastalıktan korkmanıza gerek yok. Bu kendi kızım!' Al sana Yahudi milleti.
İki Şehrin Hikayesi, dünyada tüm zamanların en çok satan kitabı (200 milyonun üzerinde) Lisedeyken okumuş olmama, sonunu bilmeme rağmen tekrar heyecanla okudum. Kitap 1700 lü yılları, Fransız İhtilali' ' ni ve öncesini anlatıyor. İhtilal öncesi ezilmiş, sömürülmüş, sefalete sürüklenmiş halk, sefa içinde yaşayan asilzadelere, adaletsizliğe başkaldırmış ve devrimle birlikte yeni bir dönem başlatmıştır. Fakat yıllarca ezilip, sömürülen halk, bundan kaynaklı bir kin ve öfke biriktirmiştir. Bu öfke onları aslında asilzadelerden daha acımasız yapmış ve suçlu, suçsuz pek de ayırt etmeksizin yüzlerce insanı giyotinle idam ettirmiştir.
Haksız yere hapsedilmiş ve 18 yıl hapishanede kalmış, bundan dolayı da çıldırmış Dr. Manette, Dr Manette'nin kızı Lucie ve Lucie'nin eşi asilzadelerinden olan Charles Darnay, Dr. Manette' nin eski uşağı Defarge ve karısı, Dr. Manette' nin sadık dostu banka müdürü Lorry ' in Paris ve Londra arasında yaşanan hikayesi. Ama benim için bu kitabın en önemli karakteri Lucie ' ye platonik şekilde aşık olan Avukat Sydney Carton ' dur. Gerçekten kitabın seyrini değiştiren ve muhteşem bir finale sebep olan Carton, bu romanın olmazsa olmazı bana göre. Bunca vahşete ve zulme tanık olmuş insanların ruhsal değişimlerini ele almış yazar. Aynı zamanda kitaptaki tarihi bilgilerden de faydalanabilirsiniz. Ama kitapta İngiltere ve İngilizler bir tık üstün tutulmuş gibi. Bu da sanırım yazarın İngiliz ve biraz da milliyetçi olmasından kaynaklı. Kısacası dünyada en çok satan kitap ünvanını sonuna kadar hakkeden bir roman ve tavsiye ederim.
Bir epilepsi'li olarak, bu kitabın benim için önemli olduğunu belirtmiştim. Kitap, tıbbi gerçekler diye bir kısımla başlamış. Eee tabi bana da bu gerçeklerden bahsederek incelemeye başlamak düşer.
1. Nedir bu epilepsi?
Beyindeki sinir hücreleri fazla hareketlendiğinde, kontrolsüz, gelişigüzel gibi görünen sinyaller verirler. Bu sinyallerin
‘’Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez.’’ (s.
Hayat, herkesin belli bir rol aldığı sahnedir.
- William Shakespeare
1. Giriş:
Bu yazı yalnızca kitap hakkında değildir. Shakespeare’in yaşadığı çağa, İngiltere’nin siyasi tarihine, eserin ilham kaynaklarına ve Shakespeare’e yöneltilen eleştirilere dair kapsayıcı bir yazıdır. Konu başlıklarına ayırma sebebim daha rahat okunabilmesi içindir.