Pazarın pazar olduğu zamanlar, Kanal D’nin çizgi film kuşağı. Babaların pazar günleri Western film izleme tutkusu, at sesleri ile uyandığımız günler, anneee diye bağırıp salçalı ekmek istemeler, mahalle maçları, camda komşu kızı. Ne güzel günlerdi be. Şimdi pazarlar bile pazartesi gibi..
Ayçagül Akar ‘a ithaf edilmiştir.
“Atma Babaaa..“
Yahu şu yoklukta, elindeki demir parayı taze betonun içine attı ya adam. Ben onunla renk renk akide şekerleri alırdım, gitti anam gitti! Tamam da ben büyüdüm, koca adam oldum, şimdi şu sekiz yaşımdaki köyde evin temel atılmasında yaşadığım anıyı
Gençken, diye konuştu, romanı sevdiğim kadar başka hiçbir şey sevmiyordum. Pazar günleri bir köşeye çekilip, bütün kalbimle bir Miss Janny'nin mutluluğunu ve musibetini paylaşmaktan ne kadar hoşlandığımı, tanrı biliyor. Türün benim için daha başka çekicilikleri olduğunu da inkar etmiyorum. Ama elime öylesine seyrek bir kitap geçiyor ki, o zaman da bunun benim zevkime uygun olmasını istiyorum. Ve en sevdiğim yazar, kendimi, dünyamı bulduğum, etrafımdaki olayların meydana geldiği ve hikâyesi pek tabii bir cennet olmamakla birlikte, tanımsız bir saadetin kaynağı olan kendi ev yaşamımdaki gibi ilginç ve içten olan yazardır.
Yok canım, bu da yaşamak mıydı yani! Eskiden ancak kürek mahkumlarına gördürülen Tanrı’nın cezası bir işte hayvan gibi çalışıyor, çoğu kez genç yaşında geberip gidiyor, buna karşılık sofrada et yüzü bile göremiyorlardı. Gerçi aç kalmıyor, iyi kötü bir şeyler yiyorlardı, ama yetmiyordu işte, açlıktan ölmeyecek kadar besleniyor, üstelik gırtlağa dek borca batarak, sanki şu bir lokmayı da alınlarının teriyle kazanmıyorlar, ondan bundan çalıyorlarmış gibi sürekli bir polis korkusu içinde yaşıyorlardı. Pazar günleri eğlenecek yerde, yorgunluktan bitkin bir halde yatıp uyuyorlardı. Biricik eğlenceleri ya gidip fıçı gibi içmek ya da karılarının karnını bir kez daha şişirmekti; bira göbek yapıyor, çocuksa büyüdü mü insanın başına dert oluyordu. Yok azizim, yok, çekilir şey değildi bu yaşam...
Sayfa 172 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Herkese merhaba arkadaşlar,
23 Haziran 2018 Cumartesi günü 7. buluşmamızı yapacağız.
Buluşmalarımız hep Pazar günleri olmuştu ancak bu sefer seçim dolayısıyla Cumartesi olacak.
Geçen ay en az katılımlı toplantılardan biri olmuştu. Umarız katılım bu kez daha yüksek olur.
Bu etkinlik için seçmiş olduğumuz kitap
Bu dünyanın karanlık yüzünde kalmak mı, yoksa tavşan deliğinden yuvarlanmak ve aynanın öteki tarafındaki hayata bakmak mı?
Yazar bize bir yol gösteriyor aslında Alice' yi harikalar ülkesine gönderirken.
Dünyada olup bitenler mi saçmalık, yoksa rüyalarımız mı? Hangisinde yaşamak daha mutlu yapar bizi? Belki de saçma olanı görünce yaşadığımız
Tarihe, kültüre, sanata, mimariye ve en çok da arkeolojiye ilgisi olanlara önermek istiyorum bu belgesel serisini. Alanında uzman arkeolog Ümit Işın'ın hazırlayıp sunduğu Anadolu Arkeolojisi, her hafta pazar günleri saat 18.30'da TRT 2'de yayımlanıyor. Bugüne dek 110 bölüm yayımlandı ve tüm bölümlere TRT İzle uygulamasından ulaşmak
"...çünkü pazar günleri, tamamen keyfimin, tesadüflerin veya anında verilmiş kararların akışına göre geçireceğim planlanmamış birkaç boş saatim olmasını özellikle severim."
Tam adı Mehmet Ruhi Su olan halk müziği sanatçısı, besteci ve şair, 1912 yılında Van'da doğdu.
Babasını I. Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında, annesini de bundan kısa süre sonra kaybetti.
Kendi anlatımıyla “I. Emperyalist Paylaşım Savaşı ’nın ortada bıraktığı çocuklardan biriydi”.
Dünya görüşleri yüzünden yaşamının hemen her döneminde