Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sayın Makar Alekseyevich, Sonunda beni kavga etmek zorunda bırakacaksınız. Makar Alekseyevich, yemin ederim hediyeleriniz için çok üzülüyorum. Size nelere mal oluyordur. Bunları alabilmek için ne kadar gerekli ihtiyaçlarınızdan fedakârlık ettiğinizi biliyorum. Size kaç kez hiçbir seye ihtiyacım olmadığını söyledim. Bugüne kadar bana yağdırdığınız seyleri ödeyecek durumda değilim. Hele su çiçeklere ne gerek var? Kınaçiçeği tamam da, sardunya ne oluyor? Bos bulunup ağzımdan bir laf kaçırdım siz de hemen kosup almıssınız! Eminim çok pahalıdır. Çiçekleri de çok güzel doğrusu! Küçücük kırmızı haç gibi. Böyle güzel sardunyaları nereden buldunuz? Onları pencerenin önüne koydum, oradan daha güzel görünürler. Yere tahta bir sıra koyup geri kalan çiçekleri onun üzerine dizeceğim, hele bir param olsun da! Fedora da çok seviyor. Odamız cennet gibi temiz ve aydınlık! Peki sekerler neden?
Üstada sormuşlar: "Kırılan kalp yine sever mi? Üstat da "EVET" demiş... Adam: "Peki" demiş, "üstadım, siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi?" Üstat da cevap vermiş: "Peki sen hiç bardak kırıldı diye, su içmekten vazgeçtin mi?" Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
"Bekleyin!" demişti. "Burada bekleyin onlar size gelecek." "Kimler?" diye sormuştu Filipinli. "Hayatının anlamını bulmuş olanlar. Hayatlarını adayacakları şeyi bulmuş olanlar gelecek. Siz de kalplerini söküp, yerine, o şeyleri koyacaksınız. Sonra da kalpleri fırlatıp atacaksınız!" "Ama..." demişti Kızılderili. "Kalpleri olmadan nasıl hayatta kalırlar?" "Göreceksiniz!" demişti bina da. "Peki ya kimse gelmezse?" diye sormuştu Filipinli. "Kim kalbinden vazgeçecek kadar kendini bir şeye adayabilir ki?" "Onu da göreceksiniz !" demişti bina. "Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar?" diye söze girmişti Kızılderili. "Onlar ne olacak?" "Onlar da, göğüslerinde bir et parçasıyla canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!"
Sayfa 251Kitabı okudu
Hayat Neden Bu Kadar Sıkıcı ? DiyenLere … “Bugün ne Yaptın ? “ Hiiiç Aynı işte ne olsun ! DiyenLere , anlatacak bir çok şeyi olması için … Şimdilerde insanlığın en büyük sorun bu … Hayatın sıkıcı , monoton olması dışarıya dahi çıkmak istememek , gün ışığı görmemek … Herşeyin aynı olması insanın canını sıkıyor elbet , bunaltıyor , depresyona
Yapmacığı okumadan okumaya kadar vardıran okurlar vardır; tıpkı balıkadamlar gibi dalgıç kıyafeti kuşanıp, üstlerini tek damla ıslatmadan kitapların içinden geçerler. Bunlar balıkokurlar olarak adlandırılabilir. Ve iki tür okuma vardır: iç organlarıyla okuma, temiz okuma. Peki ya siz? Etobur okurlardan mısınız?, Vejetaryen okurlardan mı?
Arka kapak
Sevgili bayan milena'ya, size önce prag'dan, ardından da meran'dan yazdığım kısacık mektuplarıma kesinlikle cevap beklemiyordum. umduğum gibi karşılık yazmadınız da sevinmem gerek. Sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işaretidir. Bu yüzden sevinmem gerek ki, iyi olduğunuzu bildiğim için.. Yarım kalmış bir düş gibi. Önümden geçip
Reklam
üstada sormuşlar ? kırılan kalp yine sever mi ? Üstad " Evet " demiş. Yine sormuşlar : " Üstadım siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi ? " Üstad yine cevap vermiş: " Peki sen bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtin mi ?"
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
-Söyle, anlaşılmaz adam; kimi seversin en çok anneni mi,babanı mı,bacını mı yoksa kardeşini mi? -Ne annem, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim. -Dostlarını mı? -Anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız. -Yurdunu mu? -Hangi enlemdedir, bilmem. -Güzelliği mi? -Tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz. -Altını mı? -Siz Tanrı'ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim. -Peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı? -Bulutları severim... İşte şu... Şu geçip giden bulutları... Eşsiz bulutları!
"Ahmet Şerif İzgören'in yaşadığı ve İngiliz profesörlerden haftalarca öğrenemediğim şeyi bir taksiciden 5 daikada öğrendim diye tarif ettiği bir hayat dersi... "Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.