Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
224 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Ah Franz kafka! Benim hüzünlü kekim.."
1883 senesi yazında, sıcağın kasıp kavurduğu bir yaz gününde buz gibi biri olarak doğuyorsunuz. Prag'da Almanca konuşan bir Yahudi ailenin, 6 çocuğundan en büyüğüsünüz. İki küçük kardeşiniz bebeklik döneminde ölüyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce hayatınızı kaybediyorsunuz. Ardından üç küçük kız kardeşi toplama kamplarında ölüyor.
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,1bin okunma
299 syf.
9/10 puan verdi
Sürgünlüğün Bin Yüzü
Her kuşak kendi sürgünlüğünün tarihini yazmıştır. Her dilin varoluşunda böylesi bir tarihin izleri kaçınılmaz biçimde yer etmiştir. İnsanlığın yeryüzündeki ütopyası silinmediği sürece, sürgünlüğün sarkacı da dinmeyecektir. "Sürgün hakkında düşünmek tuhaf bir biçimde davetkâr hatta kışkırtıcı bir şeydir de, sürgünü yaşamak korkunçtur.
Sürgünlüğün Bin Yüzü
Sürgünlüğün Bin YüzüFeridun Andaç · Can Yayınları · 20046 okunma
Reklam
Polonyalı bir dönmenin torunu olan Nâzım Hikmet, Kurtuluş Savaşı sırasında Rusya'ya kaçmış, orada öğrendiği şeylerle Türkiye'ye dönerek ve edebiyatı komünist propagandası için bir vasıta gibi kullanarak faaliyete geçmişti.
PDF
Macaristan cumhuriyet ilan etmişti. Kanlı bir şekilde bastırıldı. Polonyalı ve Macar subaylar Osmanlı İmparatorluğu'na sığındı. Biz bunları Rusya ve Avusturya'ya iade etmedik. Bunların çoğu da başkomutan General Józef Bem (Murat Paşa) başta olmak üzere Müslümanlığa döndü. Bu Müslümanlık bir itikat meselesi, bir hidayetten çok adeta bir milli kimlik meselesi olarak düşünülmelidir. Nitekim içlerinde bulunan Nâzım Hikmet'in büyük dedesi Konstantin Borzecky (ki albaydı o zaman), Mustafa Celaleddin adını almıştır, sonra general olmuş ve mirliva rütbesiyle Karadağ Savaşı'nda şehit düşmüştür.
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
128 syf.
7/10 puan verdi
Merhaba sevgili okur
Kasım Hasan ÜNAL
Kasım Hasan ÜNAL
in özenle hazırladığı
Hayykitap
Hayykitap
'ın yayımladığı #cebimdeyoktuyüreğimdenverdim adlı eserin yorumu ile karşınızdayım. Türk ve Dünya Edebiyatı bakımından çağın en önemli şairlerinden biri olan Nazım Hikmet Ran , tutkulu kişiliği özgün yeteneği ile hepimizin sevdiği şairlerden birisi. Sevdaya ve kavgaya adanmış hayatı
Cebimde Yoktu Yüreğimden Verdim
Cebimde Yoktu Yüreğimden VerdimKasım Hasan Ünal · Hayykitap Edebiyat Yayınları · 202155 okunma
Reklam
Örneğin, Mahmut Celalettin Paşa (Constantine Boznecky), Avrupa'yla ilişkilerinde sultana yaptığı yardımlar ile modernleşme sürecinde çok önemli etkileri olmuş Polonyalı bir dönmeydi, torunu Nazım Hikmet Ran, Türkiye'nin en büyük solcu şairi olmuştu.
Sayfa 158 - Osmanlı devletine göç edip yerleşen Slavlar arasında, 1848 ayaklanmasına katılmış pek çok Polonyalı siyasal önder ve yandaşları vardır.Kitabı okudu
224 syf.
6/10 puan verdi
Başlıktan dolayı tek bir büyük aile inceleniyor zannına kapılıyorsunuz. Ancak üçü 19. yüzyılda İstanbul’da yaşayan (Polonyalı, Alman, Rum, Hırvat kökenli) dört muhtedinin neslinden gelenler incelenmiş. Bu muhtediler paşa olup etkili insanlar haline gelince ve çocukları, torunları arasından komutanlar, bürokratlar, yazarlar, sanatçılar, hasılı çok
Boğaz'daki Aşiret
Boğaz'daki AşiretMahmut Çetin · Biyografi.Net Yayınları · 201572 okunma
Sonra Krakov’un yüz kilometre kadar uzağındaki Zakopanı’ ya gitmiştik. Dağlar karla kaplıydı. Ayaz havada güneş parlıyordu. Etraf kayak yapmaya gelmiş Almanlarla doluydu. Yüksek sesle konuşup gülüşüyorlardı sürekli ve çoğunluğu şişmandı. “Duvarın arkasında sarhoş Almanlar dolaşıyor,” diye aptal bir cümle kafamda dönüp duruyordu. Onlara ne kadar
1849 da imparatorluğa sıgınan Macar,Polonyalı subaylar ihtida ettiler ve Türk Milliyeyçisi oldular.İçlerinden Konstantin Borzecki 1869 yılında(diger adıyla Mahmud Celaleddin Paşa, Nazım Hikmet'in ana tarafindan büyük dedesidir.)Eski ve yeni Türkler adlı bir kitap yazdı.
Reklam
"Bakın bakın ne anlatıcam"
Gelen insanlar çok kısa zamanda bu vatana sığınıyorlar ve içlerinde çok önemli Polonyalı ve Macar albay ve generaller asıl adlarını değiştiriyor, din değiştiriyorlar. İşte meselâ, Konstantin Borcezski, “Mustafa Celaleddin” adını alıyor. Bu zat sonra paşa oluyor. Karadağ muharebesinde general rütbesi ile şehit düşüyor. Bunun torunu Nâzım Hikmet.
1849'da imparatorluğu sığınan Macar,Polonyalı subaylar ihtida ettiler ve Türk milliyetçisi oldular. İçlerinden Kostantin Borzecki 1869 yılında (diğer adıyla Mustafa Celaleddin Paşa, Nazım Hikmet'in anne tarafından büyük dedesidir) Türk etnik milliyetçiliğinin dusturu olan "Les Turcs anciens et moderns" adlı kitap yazdı. Buna Türk etnik milliyetçiliğinin ilk teorik denemesi denilebilir.
Sayfa 34 - Kronik kitapKitabı okudu
Sonunda büyük dedesi bir Polonyalı olduğu için'' Nazım Hikmet Borzanski'' adıyla Polonya yurttaşlığına kabul edildi.
Sayfa 60 - İmgeKitabı okudu
Nazım Hikmet, bilindiği gibi, soykütüğünün bir yanı ile Polonyalı bir slavdır. Ve ayrıca ataları arasında Türk'­ten başka milletlere mensup kişiler de vardır, öyle olmasına rağmen Türklüğü benimseyip bu millete ve bu yurda bağlanabilir, Türklük için yaşar, Türk milleti için yazabilir ve bu suretle bu milletin şairi sayılmak gibi büyük bir serefi kazanabilirdi, Tarihimizde, soykütüklerinin bir yanı ile Türk'ten gayrı bir köke bağlı oldukları halde kendilerini Türk saymış ve bunun sonucu Türklük için yaşamış, kafasını ve kalemini Türklük yolunda kullanmış kimseler yok değildir. Bunlardan Türk olma şerefini kim esirgemiştir ?
Kongre’de öğrendiğime göre, günümüzde dünya devletleri yılda 120 milyar dolardan fazla harcıyorlarmış silahlanmaya. Eğer sizlerden her birinize bu para verilseydi onu nereye harcardınız?” Afganistanlı matematikçi Abdül Gaffar Kakar, Polonyalı Dlusskiy, Iraklı genç şair Al Bayati, Andrey Tupolev, Lübnanlı ünlü mimar Antuan Tabet, Fransız gazeteci-yazar Pierre Courtade, Pablo Neruda başta olmak üzere tüm konuklarımız bu parayı ev, hastane, üniversite yapımında ve ekonomileri geri kalmış, fakir halkların yaşam standartlarını iyileştirmede kullanacaklarını söylediler. “Ya sen Miguel, benim eski dostum olmasının dışında Guatemala’nın seçkin yazarı Asturias?” “Dünyanın en büyük sigorta şirketine gider, tüm dünyadaki barışı sigorta ettirirdim.” “Sen Carlo,” diye sordun İtalyan ressam ve yazar Carlo Levi’ye. “Düşün ki cebinde 120 milyar var!” Bir türlü sığamadığı koltukta beceriksizce kımıldanan konuk, içten bir gülümsemeyle verdi yanıtını: “Ben kötü bir yöneticiyim Nâzım. Üstelik ekonomiden hiç anlamam. Bu halimle o parayı alıp dünyaya savursam bile şimdikinden yüz kat daha iyi olur!” O gece en zor durumda olan Mozambikli konuğumuzdu. Anadilinden başka bir dil bilmiyordu.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.