Herkese Merhabalar!
Beyaz Zambaklar ülkesinde kitabını henüz bitirdim ve bilgiler tazeyken söze hemen başlamak istedim zira kitabı okurken inceleme yapacağım anı sabırsızlıkla bekliyordum.
Kitap Grigoriy Petrov'un 1920'li yıllarda yazmış olduğu bir kitap ve kitapta Findanliya'nın kuruluşunu bataklıklar ülkesi bir ülkenin Beyaz zambaklar ülkesine
Tarık Tufan. Tarık ağabey. Çok sevdiğim hatta en sevdiğim yazar. Yaklaşık 10 yıldır hem okurum hem de şahsen tanırım. Tanışma hikayemi belki başka bir sefer anlatabilirim. İnceleme için niye bekledim, demek ki bugüne nasipmiş. Diğer 6 kitabı hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum ilerleyen günlerde.
Şimdi bu kitaptan bahsedelim. Kekeme
Ruhlarında kıskançlık ve hasetlik vardı, dışarıdan bakıldığında ise saftılar. Uzun yıllardır yaşadıkları esaret ve aşağılanma, halkın ruhunu bozmuştu. Herkes kandırılmamak için başkalarını kandırmaya çalışıyordu.
Ruhlarında kıskançlık ve hasetlik vardı, dışarıdan bakıldığında ise saftılar. Uzun yıllardır yaşadıkları esaret ve aşağılanma, halkın ruhunu bozmuştu. Herkes kandırılmamak için başkalarını kandırmaya çalışıyordu.
En az alıntı yapabildiğim kitaplardan biri oldu. Her bir bölüm kendi içinde o derece bağlantılı ve akıcı ki ya bölüm tamamen ele alınmalı ya da yalnızca keyifle okumaya devam edilmeli. Hangi cümleyi alsam bir önceki veya bir sonraki cümle ile birlikte çok daha anlamlı olduğunu düşünüp vazgeçtim. Tek tek alıntılar yerine kitabı tamamı ile okumanızı
Dairelerdeki fena memurlardan daima şikâyet ediyoruz. Acaba işbaşına geldikleri vakit onların hepsi mi kötü niyet sahibi tembel atlatıcı müflis insanlardı?
Ruhlarında kıskançlık ve hasetlik vardı, dışarıdan bakıldığında ise saftılar. Uzun yıllardır yaşadıkları esaret ve aşağılanma, halkın ruhunu bozmuştu. Herkes kandırılmamak için başkalarını kandırmaya çalışıyordu.
Adı her yıl nobel için geçse de her ne hikmetse (!) bir türlü aday gösterilmeyen yüzyılımızın halen yaşamakta olan edebiyat ustalarından olan Murakami'den bir öykü kitabı:
‘’Kadınsız Erkekler’’
Her biri bir sebeple terkedilmiş erkeklerin birbirinden farklı 7 adet hikâyesinden oluşuyor. Kadınlar için; Terkedilen/aldatılan erkeklerin
800 sayfalık kadın hastalıkları beklerken, sınavıma 1 gün kalmışken, bu gecemi SOL AYAĞIM okumaya ayırmış olmaktan pişman mıyım? Tabi ki hayır :) (muhtemelen sınavdan sonra pişman olucam ama neyse )
Şimdi gelelim kitaba, kitap boyunca bir çok konu beni etkiledi. İnsanların fiziksel engellerinin ruhlarında açtığı yaralar, onlara engeli olmayan insanların yardım amacı ile bile olsa yapacağı bazı hareketlerin ruhlarını nasıl incittiği, kendilerini ifade etmek için sürekli bir çıkış yolu aradıkları gibi konular öyle güzel ve sade anlatılmış ki.
Ama en çok etkileyen gerçeklerden biri ise bazen bize çıkış yolu gibi gözüken tutunduğumuz şeylerin bizi Aslında daha kötü bir yere süreklediği oldu.
Tıpkı yazarın yıllarca tutunduğu sol ayağı gibi. İçine düştüğü çıkmazlar, hayatını elinden alan engellerine rağmen çabalayıp her seferinde başka bir yol ile iletişime geçişi çok etkiledi beni. Hemde bunu içinde olduğu zor durumlara rağmen (fiziksel durumundan ziyade ruhsal durumu). Her şeye rağmen dünyaya kendini ifade etme yolunu bulmuş ve bunu herkeste hayranlık oluşturacak bir anlatımla yapmış olması muhteşem. Çok severek okudum, kitabı elimden bırakamadım desem gerçekten yeridir, hem hemen bitsin hemde hiç bitmesin istedim.
Maalesef her şey gibi bunun da bir sonu vardı ve geldi. Şimdi ben sınavlarımla yüzleşmeye gidiyorum ve okumayı düşünen herkese keyifli okumalar diliyorum...
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,5bin okunma
Hz. Lut Sedum kavmine peygamber olarak gönderildi. Sedum kavmi Mutefike kasabasında yasamaktaydi. Hz. Lut Sedum kavmine geldiği zaman gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüştu. Çünkü Sedum kavmi erkek erkeğe cinsel ilişkiye giren ve bunu ulu orta utanmadan yapan bir kavimdi. Cadde üzerlerine oturuyor yoldan geçen erkeklere taş atıyor eğer taş
Ertesi gün hiç kimse ölmedi.
Enkidu ölünce korkmus olan Gılgamışın pesine düştüğü ve bu uğurda öldüğü ölümsüzlüğe insan ulaşsaydı ne olurdu.
Kitap bunun çözüme ulaşmış bir ülkeden bahsediyor. Saramago'nun ustaca anlatımıyla bir masal okuyacaksınız. Adi üstünde Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş. Ölüm gelmeyince ölmek isteyen insanlar başka ülkeye