Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sabah yıldızı Lucifer:
"Eskiler, Venüs'ü yani sabah yıldızını, meşale taşıyan bir genç figürüyle betimlemişlerdi. Aziz Jerome, İnciller'de İsa'nın Şey­tan'dan "cennetten düşmüş bir kıvılcım" diye söz ettiği bölümü çevirirken, sabah yıldızı karşılığında Lucifer sözcüğünü seçmişti. Lucifer (lux, lucis: ışık + ferre: taşımak). Ne güzel bir anlam kay­ması: Asi bir meleğe, cennetteki melek ordusunun en güzeline, şafağın ilk ağartısını muştulayan habercinin adını yakıştırmak, büyük bir ahlak ve şiir imgeleminin ürünüydü. Işık gölgeden ay­rılmaz, uçuş da düşüşten. Kötülüğün kapkaranlığının tam orta­sında ikircikli bir yarısı belirdi: Şafağın belli belirsiz ışığı. Lucifer - başlangıç mı, çöküş mü; ışık mı, gölge mi? Belki ikisi birden. Şairler bu belirsizliği benimsediler, ondan nasıl yararlandıklarını biliyoruz. Lucifer, Milton'ı büyüledi, onu bir isyan meleği, bir özgürlük meşalecisi diye gören Romantikleri de. Sabahlar kısa­dır, hele Lucifer'in ışığıyla aydınlanan sabahlar daha da kısadır..."
Victor Hugo'nun Peygamberimiz (s.a.v) e yazdığı şiir
HZ.MUHAMMED Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında Durup su içen develeri izliyordu arada sırada Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu. Sanki Cenneti görmüş, İlahi Aşkı
Reklam
Mushaf-ı Reş'te anlatılan bir başka yaratılış inancına göre, yer ve gök yaratılmadan önce Allah, karanlık bir uzay durumundaki buharlar üzerinde dolaşıyordu. Sonra bir papağan yarattı ve kırk yıl ona hükmetti. Sonunda kızdı ve onu öldürdü. Tüylerinden dağlar ve kayalar, nefesinden hava, dumanındangök meydana geldi. Gökyüzünü direksiz diktikten sonra ve kendisi de oraya çıktıktan sonra, kendi nur ve cevherinden güneş, ay, fecr, şafak, sabah yıldızı ve diğer yıldızları yarattı. Arkasından ilki şeytan olmak üzere yedi meleği yarattı. Şeytan kibre düşünce, cehenneme atıldı ve orada yedi bin yıl kaldı. Yaptığına pişmanlık duyarak öyle ağladı ki, göz yaşlarından yedi büyük küp doldu. Allah onu bağışladı, diğer meleklere üstün kıldı. Ona Melek Tavus adını vererek onunla birleşti. Gözyaşları ile dolu yedi küp, Şeyh Adiy'in yeryüzünden dönüşüne kadar cehennem ateşini söndürmek üzere orada saklı bulunmaktadır.
Kuran’daki gökten inen koç hadisesi ile benzeşen hikaye,
Yar.22: 2 Tanrı, "İshak'ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git" dedi, "Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun." Yar.22: 3 İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak'ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı'nın kendisine
Ringer adını duymayan mı vardı? Yaptıklarıyla bütün Londra’yı titretmiş, acımadan öldürmüştü. Ondan korkan, ondan nefret eden insanlar, evleri polis tarafından korunuyor diye içleri rahat yatmışlar ve sabah ölü bulunmuşlardı. Ringer, sabaha karşı bir ölüm meleği gibi gelip geçmişti odalarından.
Yaşanmış Hikayeler / Emanetçi
Sabah saat 9:15… Kadının mahmur gözleri, üzerine doğan güneşin okşamasıyla binbir güçlükle açıldı. Tam oniki saat uyumuştu. Kahvaltıya kalkmadan bu gün yapması gereken şeyleri bir şerit gibi zihninden geçirdi. İstemeye istemeye yatağından doğruldu. Günlük işlerine koyuldu. Bir saatlik koşuşturmadan sonra karnının iyice acıktığını hissetti. TV
Sayfa 249 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
.... Düşünceleri o acıklı görüntüye kaydığı zaman, bir yandan sakinleştiriyordu, öte yandan ama, kocasına o anda kendisine eziyet veren sıkıntılarını anlatmaktan alıkoyduğunu hissediyordu. Albert dönünce, Lotte onu tedirgin bir telâş içinde karşıladı; keyfi yoktu, işleri iyi gitmemişti, komşu yerin hukuk danışmanı, eğilmez bükülmez, dar ufuklu
Hayali şeylerin sonsuz çeşitliliğine açtık onu, ayağını yerden kesmenin sevincini tattırdık, aynı anda her yerde bulunabilme yetisiyle donattık, zaman tanrısı Kronos’tan kurtarıp, okurun masal ülkesinin beklenmedik biçimde kalabalık olan yalnızlığına daldırdık… Ona okuduğumuz masallarda kardeşler, anneler, babalar, benzemek istediği idealler, koruyucu melek filoları, onun acılarını yüklenen, fakat canavarlarla vuruşurken onun kalbinin kaygı dolu atışlarına sığınan koruyucu arkadaş toplulukları kaynıyordu. O da onların kurtarıcı meleği olmuştu: bir okur. O olmadan, onların yaşayabilecekleri bir dünya yoktu. Öykülerdeki kahramanların yokluğunda ise, kendi içinde hapsolacaktı. Dünyaya bir anlam vermek için bizi ondan soyutlayan okumanın çelişkili erdemini böylece keşfetti. Bu yolculuklardan dili tutulmuş dönerdi. Sabah olduğunda başka şeylerden konuşurduk. Doğrusu, oralarda ne kazandığını öğrenmeye çalışmazdık. O, masumane, bu sırla meşguldü. Aynen denildiği gibi, kendi âlemiydi bu. Pamuk Prenses’le veya yedi cücelerden herhangi biriyle kurduğu özel ilişki dostluk seviyesindeydi, gizlilik isterdi. Okumadan sonraki bu sessizlik ne büyük bir hazdır okur için!
63 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.