Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Samiler tüccardır, açgözlüdür, dalaverecidir, kurnazdır, hilecidir; oysa biz Ariler heyecanlıyız, kahramanız, şövalyeyiz, çıkar gütmeyiz, dürüstüz, saflık derecesinde içteniz. Sami dünyevidir, yaşanan hayatın ötesinde bir şey görmez; Tevrat’ta öteki dünyaya ilişkin hiçbir bilgi yoktur. Hristiyan Tanrısı arşı âlâdadır, Yahudi tanrısı ya dağın tepesinde, ya çalıların arkasındadır, daha yükseklerde değil. Sami ticaret adamıdır; Ari tarımcı, şair, rahip ve özellikle de askerdir, çünkü ölüme meydan okur. Sami’nin yaratıcı gücü yoktur; siz hiç Yahudi müzisyen, ressam, şair ya da bilimsel buluşlar yapmış bir Yahudi gördünüz mü? Ari mucittir, Sami icatlardan yararlanır.
Sayfa 386 - Doğan KitapKitabı okudu
Samîler içinse aynı ölçüde tipik olan şey "resmi yasaklamaları"dır. Tanrı'nın ya da "kutsal olan"ın resmini ya da heykelini yapmak yasaktı. Eski Ahit'te de insanların Tanrı'nın herhangi bir şekilde resmini yapmamaları emredilir. Bu yasak günümüzde İslam ve Yahudilikte hâlâ geçerlidir. İslam'da bu genel olarak fotoğrafa ve resimli sanatlara da karşı olmak şeklinde gelişmiştir. Buradaki düşünce, insanların "yaratmak" konusunda Tanrı'yla boy ölçüşmeye girişmemeleri gerektiğidir.
Reklam
Samiler ilk günahı kadın olarak görmüşlerdir, yani ilk suç erkek tarafından, ilk günah da kadın tarafından işlenmiştir. Cadılar korosu da şöyle demektedir: "Tam böyle anlamıyoruz biz bunu: Kadın bin adım atarak yapar onu; Ne kadar hızlı olsa da kadın, Erkek bir sıçrayışta yapar onu."
Sayfa 72
Araplar bütün tanrıları tek bir çoğul kavram içinde toplamamışlardı vezaten bu nedenle de bir Hitit veya bir Elen tanrılar dünyasından söz ettiğimizhalde, bir Arap tanrılar dünyasından söz edemiyoruz, çünkü bu sistem Araplar'da yoktu. Araplar, "tanrılar" kavramı yerine tekil "tanrı" kavramını kullanıyorlardı. Burada Samiler'in geleneksel tektanrıcı düşünceye yabancı olmamaları da söz konusu olabilir. Arap kültü ilk başta dindi; İslam'ın ortaya çıkmasıyla bu kült ortadan kalkmaya başladı.
Buraya dikkat ¬
Samîler'deki en belirleyici özellikse çok eski zamanlardan itibaren tek bir Tanrı'ya inanmalarıdır. Buna Tek tanrıcılık denir. Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlığın üçü de Tanrı'nın bir olduğu temel düşüncesini paylaşır.
Samîler ayrıca genel olarak tarihe çizgisel bir bakış açısından bakarlar. Yani tarihi sürüp giden bir doğru olarak görürler. Tanrı Dünya'yı yaratmıştır ve tarih o andan itibaren başlamıştır. Ancak bir gün tarih sona erecektir. Bu gün "kıyamet günü"dür ve bu günde Tanrı tüm diri ve ölüleri yargılayacaktır.
Reklam
Samiler
Hint Avrupalıların bol Tanrı resimleri ve heykelleri yaptığından söz ettim. Samiler de ise bir tür resim yasağı uygulanır.yani tanrının ya da kutsal sayılan herhangi bir şeyin resmini ya da heykelini yapmaya izin verilmez. Eski Ahit'te de insanların tanrıyı resim etmesi yasaklanmıştır. Kural İslamiyet ve Yahudilikte hala geçerlidir.Genel olarak İslam dünyasında fotoğraf ve plastik sanatlardan uzak durma eğilimi görülür bir şey yaratma konusunda insanların Tanrı ile yarışmaya kalkması doğru bulunmaz.
Önce yörede medeniyetin temellerini atan Samiler, sonra Samileri mağlup ederek Babil, Ninova, Asur gibi kentleri inşa eden Keldaniler. Daha sonra, kuzey ülkesinden gelen ve bütün coğrafyayı zaptedip harabeye çeviren Medler ve Persler. Persleri ve imparatorları Daryus'u savaş meydanında yenen Büyük İskender. Ne diyeyim ben? Sonra Sasaniler, sonra Emeviler, Abbasiler. Sonra Moğol istilaları, geçtikleri her yeri harabeye çeviren çekirge sürüsüne benzeyen ordusuyla Hülagu ve süvarileri. Onlardan sonra yine Asya'dan gelen Timurlenk ve Tatar istilası. Çok sonra da anavatanları Asya olan ve uzak Asya'dan gelen Osmanlılar. Her biri anlatılmaz bir gaddarlıkla, her biri berikinin yıkıntıları üstüne kuruldu. Her biri işgalin, katliamın, yangın ve talanın büyük ustasıydı. Dalga dalga üstüne, saldırı saldırı üstüne, yorulmadan, durmadan... Her kim, Nuh tufanı, bu virane toprakların üstünde sadece bir kez kopmuş derse, yalan söylemiş olur, çünkü her istilanın yeni dalgasıyla birlikte, tufan yeniden kopmuş.
Sayfa 287 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
'' Sami dilbilgisi, Sami bilincinin temel fikirlerini yansıtıyordu. Samiler için kadın, eksik olan erkekti. Ondan oluşuyordu ve ona bağımlıydı. Eril ve dişil ayrımı Sami dillerine işlemişti. Dişil, erilden oluşturuluyordu. Eril, dişili içeriyor ve dişil ise erile bağımlı oluyordu. ''
Sumerli kadının ilk çağlarda daha yüksek düzeyde olduğunu Sümerlilerin yarattıkları efsanelerden öğreniyoruz. Bunlara göre o zamanlar, tanrıçalar tanrılardan önde geliyordu. Evreni, insanı yaratan, sosyal düzeni, yazıyı, sanatı, sağlığı koruyan, bereket ve bolluğu getiren, savaş ve barışı düzenleyenler tanrıçalardı. Bunlar aynı zamanda şehir beylerinin, krallarının bir tür koruyucularıydı. Sumerlilerin egemenliği zamanında büyük rol oynayan bu tanrıçalar, aynı dini alan Samiler çoğalıp güçlendikçe yerlerini erkek tanrılara bırakmaya başlamışlardır.
Sayfa 161
Reklam
Osmanlı Türkleri...
"Nerede kamp kurdukları, sürülerini nasıl taşıdıkları ve korudukları, otlak buldukları, topraklarından geçtikleri çeşitli şeflerle nasıl barış yaptıkları, merakla sorulabilecek sorulardır. Sonunda Selçuklu Türkleri arasında Küçük Asya yaylalarında bir dinlenme yeri ve soydaş ve kafa dengi komşular buldular. Bu ülkenin, modern Anadolu'nun çoğu, şimdi büyük ölçüde konuşmada Türk ve dinde Müslümandı, ancak kasaba nüfusunda önemli bir oranda Rum, Yahudi ve Ermeni vardı. Hiç şüphesiz Hitit, Frig, Truva, Lidya, İyonya, Kimmer, Galat ve İtalyan (Bergamus zamanlarından) çeşitli irsi özellikler hâlâ insanların kanında akıyordu, ancak bu atalara ait unsurları çoktan unutmuşlardı.Gerçekten de onlar Balkan yarımadasının sakinleri gibi, aynı eski Akdeniz esmer- beyazları, Kuzeyli Aryanlar, Samiler ve Moğolların karışımıydılar, ancak kendilerinin saf bir Turan ırkı olduğuna ve Boğaz'ın diğer yakasındaki Hıristiyanlardan tamamen üstün olduklarına inanıyorlardı.."
Eski Samiler'de tanrılar gökseldi; o çok korkulan cinler ise yersel idiler ve karanlık, kuytu yerlerde, yerin altında yaşıyorlardı. Baştanrı göklerin kralıydı ve yanında göklerin kraliçesi olan eşi baştanrıça vardı.Tektanrıcı inanç sistemine daha önce geçmiş ve Yehova'yı kendilerine tanrı kabul etmiş bulunan İbraniler dışındaki bütün Sami kökenli halklarda dinsel tasarımlar küçük ayrıntılar dışında aynıydı.
144 syf.
·
Puan vermedi
Karım tapınakta, anam ırmak kenarında, ben de burda açlıktan ölüyorum
“Bir efendin olabilir bir kralın olabilir ama asıl korkulacak adam vergi memurudur.” demiş bir Sümer atasözü ,atasözü kelimesi de gösteriyor ki dünyada bilinen ilk uygarlığı kuranlar Sümerler’dir. Bu kitap ne anlatıyor ? Tevrat, İncil ve Kuran gibi üç semavi dine ait kutsal kitapda yer verilmiş Adem’in yaratılması,Habil ve Kabil olayı,Tufan
Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni
Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki KökeniMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 20204,135 okunma
Samîler ayrıca genel olarak tarihe çizgisel bir bakış açısından bakarlar.
tarihi sürüp giden bir doğru olarak görürler. Tanrı Dünya'yı yaratmıştır ve tarih o andan itibaren başlamıştır. Ancak bir gün tarih sona erecektir. Bu gün "kıyamet günü"dür
Sayfa 152Kitabı okudu
" Hatta Ur'da mezarı bulunan kraliçe Pu-abi isminin Sami bir isim olması, ayrıca Er Sülaleler Devri'ne ait kral listelerinde yer alan isimlerden bir kısmının Sami orjinli olması dolayısıyla Er Sülaleler Devri kültürünün Sümerler'le Samiler'in ortak malı olduğu kabul edilmektedir. Bazı tarihçiler, Er Sülaleler Devri' ne {Presargonik Devirler} adını vermişlerdir."
Sayfa 32 - Ekin yayınlarıKitabı okudu
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.