“Unutmanın bedelini ödeyecek unutanlar. Cezaların en şiddetlisiyle ödüllendirilecek saygısızlık yapanlar, kalbi yerinden çıkarılacak beni kalbinden çıkaranların, yüzlerinin derisi yüzülecek benden yüz çevirenlerin…”
Berlin’de yaşayan sanatçı Cemal Ölmez'in öld*rülmesi ile başlıyor her şey. Cin*yet dosyasını Türk asıllı bir komiser yürütüyor. Bu cin*yet diğerlerine hiç benzemiyor. Zeus’u dinlemediği için mi kalbi sökülmüş Cemal’in? İyi de kim bu devirde Zeus’a inanır?
Irkçı Neo-Naziler’in parmağı olmasın?
Zeus Uranos, Kronos, diğer tanrılar ve devlerle dövüşüyor. Pergamon Zeus Altarı’nda başlayan bu hikaye yine Pergamon’da bitiyor…
Yorumuma gelecek olursak: Mitoloji ve tarihin iç içe geçtiği, polisiye ile harmanlandığı mükemmel bir polisiye roman. Bir yandan mitolojiyi bizzat Zeus’un diliyle öğrenirken bir yandan da cin*ayetin çözülmesi için ipuçları topluyor, araştırmalara devam ediyorsunuz Yıldız komiser ve Tobias ile.
Polisiye, mitoloji ve tarih seven herkesin beğeneceği bir kitap. Ben Zeus Altarı’nın Bergama’dan Berlin’e götürüldüğünü bile bu roman vesilesiyle öğrendim. Ahmet Ümit, romanlarıyla kültürel olarak bildilendiren bir yazar. Daha önce Bab-ı Esrar romanını da severek okumuş biri olarak bu kitabını da beğendim. Tavsiye edilir
