"Bu dünyada doğmuş olmak ister şans, ister şanssızlık olsun, yaşamını burada geçirmenin en iyi yolu, benim şu anda yaptığım gibi, ilerleyip giden neşeli ve gürültücü kalabalığa kendini bırakmaktır."
"Bu dünyada doğmuş olmak ister şans ister şanssızlık olsun, yaşamı burada geçirmenin en iyi yolu, benim şuanda yaptığım gibi ilerleyip giden neşeli ve gürültücü kalabalığa kendini bırakmaktır."
Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış çok fakirmiş ama kralın bile Kıskandığı bir ata sahipmiş Kral bu at için ihtiyarı neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış bu at bir at değil benim için bir dost İnsan dostunu satar mı demiş.
Bir sabah kalkmışlar ki at yok köylü ihtiyarın başına toplanmış seni ihtiyar bunak bu
Bu dünyada doğmuş olmak ister şans, ister şanssızlık olsun, yaşamını burada geçirmenin en iyi yolu, benim şu anda yaptığım gibi, ilerleyip giden neşeli ve gürültücü bir kalabalığa kendini bırakmaktır.
Aklına hayatının karanlık yanlarını takanlar, geçmişteki şanssızlıklarını ve düş kırıklıklarını tekrar tekrar düşünenler, insan vücudundaki Su moleküllerini o günlerdeki håline döndürür ve böylece aynı şanssızlık ve düş kırıklıklarını gelecekte de yaşamak için dua etmiş gibi olur.
Kara kedi laneti olduğuna inanırlar.
Mükemmel hayatlarına şanssızlık getireceklerini düşünürler.
Üstelik şans sadece hayali bir kavramken.
Suçun kendilerine ait olduğunu kabullenmek yerine kurban seçerler.
Yoksullar bizden daha bilge, daha cömert, daha iyi yürekli ve daha duyarlıdırlar. Onların gözünden hapis, insan yaşamında bir trajedi, bir şanssızlık, bir kaza, başkalarında acıma uyandıran bir şeydir. Onlar hapisteki insana yalnızca "başı dertte" biri gözüyle bakarlar. Hep bu ifadeyi kullanırlar; bu ifade "sevgi"nin kusursuz bilgeliğini içerir. Bizim sınıfımızın insanları için durum farklıdır. Bizde hapse girmek, insanı parya durumuna düşürür. Ben ve benim gibilerin hava almaya, güneşi görmeye bile hakkı yoktur neredeyse. Bizim varlığımız başkalarının keyfini kaçırır. Yeniden yaşama döndüğümüzde istenmeyen insanlar oluruz.
Bizlerin talihsiz bir devirde dünyada oluşumuzu şanssızlık olarak görmekten ziyade , zor sınavın mükafatının da ne kadar büyük olacağını bilmeye ihtiyacimiz var .