Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Fatih Muhammed Han'a övgü postudur.
Mülk-ü Osmani'nin 7. Sultanı, Konstantiniyye'yi Fetheden Kayser-i Rum, Ebu'l Feth, Şanlı Sultan, II. Mehmed Han Hazretleri. İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Devlet-i Aliyye bir dünya gücü hâline geldi. Fatih’in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebiyata, mimariden medrese eğitimine,
Papa 2. Pius bir mektup kaleme almış olup, Papa mektubunda Fatih’e şöyle hitap etmektedir: “Sen mükemmel bir insan, asil atalardan gelen, başarılarıyla şan ve şeref kazanmış ünlü bir hükümdar, büyük bir imparatorluğun sahibi, tabiatın bağışladığı birçok meziyetler sahibi büyük bir insansın.”
Sayfa 751
Reklam
126 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Tevfik Fikret
Tevfik Fikret Türk Edbiuatinda önemli bir yere sahiptir. Hiçbir şeyin değişmediğini görunce hasta yatağında cocuklar icin Şermin i yazmıştır Beni en cok etkileyen şiiri Han-ı Yağma şiiridir Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir! Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray, Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay; Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay... İyi okumalar
Tevfik Fikret
Tevfik FikretYaşar Nabi Nayır · Milliyet Yayınları · 199546 okunma
Han-ı Yağma
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır; Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır! Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir Yiyin,
Aşık Paşazade der ki:
"Bu Âl-i Osman bir sâdık soydur. Onlardan meşrû olmayan bir hareket sâdır olmamıştır. Onlar, ulemanın günah dediği hareket ve amellerden son derece kaçınmışlardır." Nitekim onların bu sûrette davranışları sebebiyledir ki, Molla Fenârî, cemâate devam etmemesi sebebiyle Yıldırım Bâyezîd'in şahitliğini kabûl etmeme cesaretini
Sayfa 64 - Erkan yayınlarıKitabı okudu
Zira Osmanlı İmparatorluğu Hicaz bölgesindeki hâkimiyetine çok önem vermiştir. O kadar ki devletin cihan devleti vasfına sahip olduğu 16. asırda Yavuz Sultan Selim Han gibi buraları fetheden bir padişah halife unvanından çok "Hadimü'l-Haremeynü'ş-Şerifeyn" unvanını yani Mekke ve Medine'nin, iki haremin hizmetkârı olmayı tercih etmiştir. Bu unvan hutbede okunur ve öyle dua edilir... Osmanlı padişahı için, bu "Hadimü'l-Haremeynü'ş-Şerifeyn" Batı'da da çok önemle üzerinde düşünülen bir kuruma Custodia'ya tekabül etmektedir. Hepimizin bildiği gibi Batı'nın Hıristiyan devletleri, gerçi çok kısa bir süre ellerinde tutabilmişlerdir, ama Kudüs bölgesinin Custodia'sını yani hizmet ve muhafazasını ellerinde tutmayı bir şeref, bir onur, mistik ve karizmatik bir misyon gibi yorumlamışlardır. Bunu da böyle anlamak lazımdır...
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Nefis bir özelleştirme..
Biraz kırgınlık var üzerimde. Yoğun işler, toplantılar, akşam katıldığım etkinlikler, küçük kaçamaklar derken biraz yormuşum kendimi. Bir altın süt yaptım, çalışma masama oturdum. Elektronik postamda gelen kutuma bakıyorum. Hızlı bir dönüşüm var. Kokteyl, açılış, konser davetlerinden iftar davetlerine evrilen... "Sizi ağırlamaktan şeref duyarız..." Adres: Bilmem ne han... Falanca konak... Şu otel... Bu restoran... Karşılama, kanun dinletisi, semazen gösterimi, iftar açılışı, Kur'ân tilaveti, Türk kahve seremonisi... Evet evet programlarda bunlar var. Geleneklerimizi yaşatıyoruz değil mi? Hem de lüks restoranlarda. Sadaka verenlerle sadaka alanların sofraları bunlar. Lanet olsun, gitmiyorum hiçbirine.
"Bütün bunlar sadece Han’ın keyfi içindi. Onbinlerce insan onun teşvikiyle, on­dan esinlenerek, onun dinmek bilmeyen şan, şeref ve kudret tutkusunu tatmin için, ta­li­me gider gibi gidiyordu onun gös­terdiği yöne..."
Esrârını kaybetti hayalimde şeref, şân; Rûhumdaki cevher bir ayâr oldu kömürle; Kalbimde ne cân kaldı, ne cânân, ne de hicrân... Bitmek dilerim böyle nebâti bir ömürle.
Bütün bunlar sadece Han'ın keyfi içindi. Onbinlerce insan onun teşvikiyle, ondan esinlenerek, onun dinmek bilmeyen şan, şeref ve kudret tutkusunu tatmin için, talime gider gibi gidiyordu onun gösterdiği yere.
Reklam
Kırım Giray Han 1758-1764 ve 1768-1769
Bu Hükümdar’ın zekâsını ve meziyetlerini takdir etmek zorundayım: iklimlerin etkisinden, hürriyetin aşırılığından ve faydalarından, şeref ilkelerinden, Montesauieu’ye yaraşacak kadar devlet yönetimini ilgilendiren yasalardan ve ilkelerden bahsettiğini sık sık duymuşumdur.
Gıybet
Efendimiz (sas) bu konuda yine müminlerin uykularını kaçıracak bir şey söylüyor: "Miraca çıkarıldığımda bakırdan tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim. Merak ettim, sordum: 'Ey Cibril! Bunlar kimlerdir?' Cibril: 'Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır.' diye cevap verdi." (Ebû Dâvûd, "Edeb", 35; Ahmed b. Han- bel, el-Müsned, 111, 224]
Sayfa 113Kitabı okudu
Şeref Han 939 (1532-1533) yılında da Van gölünün ortasında bulunan Ahtamar kalesini ele geçirmeye yöneldi. Bu kale eski zamandan beri Rojki aşiretinin egemenliği altında bulunuyordu. Fakat son zamanlarda Şenbo hükümdarları tarafından ele geçirilmişti. Şeref Han birkaç gemiye asker ve cephane doldurarak bunlarla kaleye saldırdı ve çarpışarak orayı da ele geçirdi. Bu kalenin o zamanki yöneticisi olan Hakkârili Melik Bey'in oğlu Rüstem Bey de bu çarpışmada bir tüfek kurşunuyla öldürüldü. Bohtanlılar'ın istila etmiş oldukları İs'ird ( Siirt) bölgesini onlardan alarak, eski hükümdarı olan Hasankeyfli Melik Halil'e verdi. Nitekim daha önce anlatılan olaylarda da bu, detaylı olarak geçti. Şeref Han ayrıca, Melik Halil'den Erzen Nahiyesi'ni alıp Sasonlu Muhammed Bey'e verdi. Ayrıca Şeref Han, Şeyh Emir Bilbasi'yi, Hakkârili İzzeddin Şir'in yardımına ve onu, Kızılbaşlar'ın kendisine karşı desteklediği Mahmudiyan aşiretinin şerrinden kurtarmaya gönderdi. Ayrıca, Kızılbaş Ürkmez Sultan'ın Van kalesine hapsetmiş olduğu İvaz Bey Mahmudi meselesine müdahale etti ve daha önce anlatıldığı gibi kendisini güç kullanarak serbest bıraktırdı.
Sayfa 465 - NûbiharKitabı okudu
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Bir adamın Kafkasya'da gaddar biri olarak nam salması için Ba­tıda hayal edilemeyecek derecede vahşi olması gerekir. İşte Rus General Pullo bunu başardı. Şamil'in ortadan kaybolmasının ardından Avaristan ve Çeçenistan halkını cezalandırmak için düzenlenen bir dizi baskının başındaydı. Çeçenler, bu ahlaksız ve acımasız adamdan nefret
414 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.