Kitabı okuduğunuzda gerçekten derin bir huzursuzluk yaşıyorsunuz. Kafanızı kaldırdığınızda tüm bu içinde bulunduğunuz şatafatı ve hiçbir şeyden memnun olmayan ülkenin cahillerini düşünerek kalbinizdeki o acıyı hissediyorsunuz. Bunu okuyanlar şimdi ben böyle bir şey hissetmek istemiyorum diyebilir ama o romandaki yaşananlar ne kadar kurgu olsa da bazı kurgular gerçektir. Bu sizin duymak, empati bile kurmak istemediğiniz duyguları insanlar orada gerçekten yaşıyor ve üstüne dünyadaki insanlığın böylesine zalimliğe sessiz kaldığını görerek. Kitap, IŞİD in Ezedileri şeytana tapıyorlar diye (aslında Ezidilere göre durum farklı) nasıl katlettiği; kadınlara, çocuklara işkencelerini, tecavüzlerini Meleknaz adlı Ezedi kadının hikayesi üzerinden anlatıyor. Filistin soykırımı yaşanırken bu kitabı bilmeden okumaya başladım. İnsanlık namına bana bambaşka bir farkındalık oluşturdu. Ben Filistinlilere üzülmüyormuşum sadece durumu görmezden gelmiyormuşum ama şimdi yaşadıklarıyla daha iyi empati kurabiliyorum. Bir öğretmen adayı olarak, gelecek nesillere önceliklerinin millet sevgisi değil vatan sevgisi, insanlık sevgisi olduğunu aşılamak birinci görevim. Bu dünyada birlikte yaşıyoruz ve kimse kimseden üstün değil. Tüm insanlığın birbirine karşı sorumluluğu olduğunu bilmeliler. Uzun lafın kısası, saldırılar karşısında insanlara neden kaçıyorlar, ülkelerinde dursunlar ve savaşsın diyenler bir okusun da bakalım kendileri nasıl dimdik duracaklarmış görsünler.