Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Gizli"(!)
"-Kıyametin gizli alâmetleri: İnsanda, izzet-i nefis, saygı, sevgi, şefkat ve merhamet, haya ve edep, cömertlik, sözünde durma, vefalı olma, doğruluk, koruyuculuk, dostluk, din, takva ve şeriata bağlılık kalmayacak, şehirlerde cami çok, fakat cemaatlari az olacak, her tarafta binalar yükselecek, ince elbiseler giyilecek, kadın ve gençler fazla süslenecek,kadınlar erkeklere, erkekler de kadınlara giyim, kuşam, davranış ve diğer şeylerde benzeyecek, erkekler kadın, kadınlar erkek işlerini yapacak, hayır ve bereket azalacak, doğum kısılacak, ahkâm satılacak, kötü insanlar beğenilip övülecek. Faziletli ve iyi insanlar hakaret görecek, zinalar ve gayrı meşru doğumlar artacak, fisk, fücur ve sefahat çok fazla olacak, mezarlar süslenecektir."
Sayfa 43 - Erzurum Araştırma YayıncılıkKitabı okuyor
Dişilik yumuşaklık, kucaklayarak koruma, annelik ve su ile ilgilidir. Esnektir, içeri alandır, boşluktur. Eril ise doluluk sertlik, kabalıktır ve şemsiye gibi koruyandır. Eril ve dişil enerjilerinle barıştıkça, onları kendi alanların da gereği gibi kullandıkça yolların açılr. Yaratım ve üretim potansiyelini yani ikinci çakranı doğru kullanabildiğin zaman senin açından neyin doğru neyin yanlış olduğu kararını daha sağlıklı biçimde verebilirsin. Ancak bu şekilde hayatının efendisi olabilirsin. Kadın, sevgi, şefkat ve merhamet olarak çok daha ileri ve çok daha üstün olan taraflariıyla, erkeğe, sevmeyi, sevilmeyi, aşkı öğretir. Ve kadın ne kadar bu sevgi ve şefkati erkeğine, eril tarafına yönlendirebiliyorsa, o zaman ilahi ifade dillenir. Erkek, hayatın işleyiş sistemnini ve kurallarını kabul edebildikçe, itirazları ve kontrolcülüğü braktikça, dünyayı, kadını dinledikçe kadın da erkeğin kollarına kendini güvenle bırakır ve ondan alabilmeyi kabule geçer. Dişiliğin yasaları kabullenildikçe, dinlendikçe erkek tarafından kabul görür. Erkek de sevmeye, sevilmeyi kabule dişili onaylayarak geçiş yapabilir.
Sayfa 90
Reklam
Dayatılan Batıcı hayat tarzı ne şefkat bıraktı, ne sevgi ne saygı. Ne merhamet kaldı ne de yardımlaşma-dayanışma. İnsanımız bu kadar yozlaşmamalıydı. Bu hale düşürülmemeliydi. Sonuçta iç dengemiz bozuldu. Çare mi? Özümüze, kendimize dönelim. Başka çare yok!
Sayfa 150 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
Hasta olanlarımız için Hazreti Eyyûb'un duası işte burada: "Rabbî innî messeniye'ddurru ve ente erhamürrâhimîn" "Ey Allah'ım, zarar bana dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin." (Enbiya Suresi 21: 83) Hazreti Eyyûb, her tarafı yara bere içinde hastalıktan kıvranırken Rabbine yönelerek diyor ki; "Ey Allah'ım, zarar bana dokundu." Dönüp "Allah'ım bana şifa ver" bile demiyor. Çünkü şifanın kendisi hakkındaki en hayırlı şey olup olmadığını bilmiyor. Sadece Rabbine dönüp şöyle söylüyor; "Ey Allah'ım, bana Senden daha çok sevgi, merhamet ve şefkat gösteren kimse yoktur. Bunu biliyorum. Duyduğum acı inancımı sarsmadı, ıstırabım imanımı sarsmıyor."
“Sevgi, en büyük ve asıl konusuna kavuşuncaya kadar, şefkat, merhamet duraklarından geçecektir. Hayvanlara acıyış, insanların yardımına koşuş, sadece ahlaki bir görev değil, aynı zamanda gönül işi, sevgi işidir. Sıla-yı rahm, bir başka sevgi dışavurumunun adı. Hatıralar, sevginin konusunu bulması için bir çağrışım odağı olarak hafızamızda dizi dizi sıralanmışlardır. Bütün bu sevgiler, asıl sevgiye, kalıcı tek sevgiye, ebediliğe layık sevgiye bir basamak, bir başlangıç, bir hazırlıktır. Nice ruh bu basamaklarda yorulur, tükenir. Ama, bütün bu basamakları aşan gönül ve ruh, mutlak sevgiye, Tanrı sevgisine ulaşır, ona bağlanır, ondan ötesinin güz yaprakları gibi döküldüğünü görür.”
Çocuklara derin bir sevgi ve şefkat besleyen Hz. Peygamber, onları ciddiye alıp seviyelerine inmeyi ve problemlerini dinleyerek yönlendirmeyi öğütlemiştir. Ο, çocukları kucağına alır, öper ve okşardı. Bir defasında Hz. Peygamber torunu Hasan'ı öperken yanında oturan Akra' b. Hâbis onu görür ve "Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var, hiçbirini öpmedim" der. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurur. Yine "Siz çocukları öper misiniz? Biz öpmeyiz" diyen bir kişiye "Allah senin kalbinden merhameti kaldırdıysa ben ne yapabilirim" buyurur. Çocukları hoş tutmuş ve onların isteklerini yerine getirmeye önem vermiştir.
Sayfa 418
Reklam
Er-Rezzâk..
Bedenin rızkı besinler; aklın rızkı ilim, irfan ve hikmet; kalbin rızkı sevgi, şefkat, merhamet; ruhun rızkı ise iman, takva, taat ve teslimiyettir.
Artık ne büyük ne küçük, ne akraba ne hısım ne komşu, ne hürmet ne hizmet, ne merhamet ne şefkat, ne haysiyet ne mürüvvet, ne feragat ne sevgi ne de saygı kaldı. Para hepsinin yerini aldı.
Sayfa 30 - DergahKitabı okudu
Eşitlik yoktu. Adalet yoktu. Sevgi yoktu. Merhamet veya affetmek yoktu. Şefkat ölmüştü burada. Bir insanı anlamaya çalışmak kesinlikle yoktu. Bütün yaşamımız beden üzerine kuruluydu, ruhumuz yoktu ruhumuz! Daha neler yoktu ki biz var olmaya çalışırken...
Erkekler dışarıdaki hayatlarında sevgi, şefkat, acıma, merhamet gibi duyguları stop ederler. Çünkü eğer bu duyguları kullanırlarsa doğada yenileceklerine inanırlar. İş hayatlarında kaybetme korkusu, sosyal yaşamda kazanma arzusu erkeklerin bu duygularını bilinçsizce stop ettiklerini gösteriyor.
Reklam
İçteki dengenin sağlanması, kalbin huzuruna ve nefsin Kalbe tabi olmasına bağlı. Kalbin huzuru sevgi, sevginin kaynağı ise Allah Teala'dır. Yüce Rabb'ini gerçek manada tanıyan ve seven kalpler öyle bir marifet ve kabiliyet kazanır ki insanın bütün bir varlığına şefkat, merhamet, sevgi ve adalet hakim olur. Artık o vücutta ne ruhun Hakkı yenir ne de nefsin... Buna dinimizde itidal yani denge denir
MEDiTASYON Birçok meditasyon çeşidi vardır, ancak bazı ortak özellikleri şunlardır: Odaklanma, kontrollü nefes düzenlemesi ve bir dereceye kadar kişi­ nin duygu ve düşüncelerini denetlemesi. Bu geleneksel anlamda bir "kontrol" değildir. Amaç odağınızı nefesinizden uzak tutmanıza izin vermeksizin, duygu ve düşüncelerinizin yüzmesine izin vermektir. Odaklanma -Dikkat Meditasyonu Odaklanma meditasyonu genellikle nefesle başlar; ardı sıra nefesi bir hece, bir cümle ya da basit bir dua takip edebilir. Ayrıca dikkatinizi yanan bir mum veya sizi etkileyen bir görüntü üzerinde de odaklaya­ bilirsiniz. Farkındalık Meditasyonu Farkındalık meditasyonu sırasında duygu, düşünce ve hisler gelip gi­ debilir; ancak burada asli olan onlara odaklanmamak ve özgürce gelip gitmelerine izin vermemektir. Bu pratik odaklanma meditasyonundan daha zor olabilir. Dikkatiniz dağılır, bir düşünce veya nesneye sabitlen­ meye başlarsanız, sakın kendi kendinize dövünmeyin. Sadece kendini­ zi nefesinize yeniden getirin ve tekrar deneyin. Sevgi Temelli Meditasyon ('Şefkat Temelli Meditasyon' olarak da bilinir) Şefkat Temelli Meditasyon, esas olarak şefkat duygusunu geliştirme­ ye ilişkindir. Yakın ilişki içerisinde olduğunuz biri için, sahip olduğunuz sevgi ve merhamet duygularını geliştirerek işe başlayın. Sonra şefkati kendi kendinize yöneitin ve kendinize şefkat besleyin. Ardından aile­ nize, arkadaşlarınıza ve sevdiklerinize geçin. Üçüncü adımda, çatışma halinde olduğunuz ve mücadele ettiğiniz, hayatınızdaki zorlu bir kişiye odaklanmayı seçebilirsiniz. En sonunda yabancılara odaklanın; herkese sevgi ve şefkat yollayın.
Ben kutsal düzenin temsilcisiyim. Sözlerim yasanın kendisi, yaşamın güvencesi, varlığın koruyucusudur. Eğer benim sözüm yere düşerse, eğer benim kartalım gökyüzünde süzülmezse, eğer benim şimşeklerim gürlemez, yıldırımlarım çakmaz, yağmurlarım yağmazsa, dünya kuru bir yaprak gibi savrulur boşlukta."O yüzden hükmettiklerine sadece sevgi gösteren bir tanrı noksandır benim gözümde."Çünkü hayat, sevgiden çok daha büyüktür, çok daha derin, çok daha karmaşık. Elbette sevgi gereklidir; şefkat, merhamet, hoşgörü elbette gereklidir, ama yeterli değildir. Sevginin de şefkatin de fazlası yoldan çıkartır.İstersen tanrı olsun, ister kral isterse baba, hükmettiklerini sadece bu duygularla davrananların kaderi, hükmettikleri tarafından küçümsenmektedir. Sorumluluk demek, kimi zaman acımasız olmak demektir. Verilecek ceza ölüm olsa bile gözünü kırpmadan uygulamayı gerektirir. Bunu yapacak cesareti olmayanlar, bunu yapacak iradeye sahip bulunmayanlar,hakiki sevgiyi hiçbir zaman tadamazlar.
"İçinde saygı ve azamet barındırmayan bir sevgi, merhamet ve şefkat barındırmayan bir korku kadar işlevsizdir."
Bu yuvanın temellerini oluşturan en önemli esaslar şunlardı: Aşk ve sevgi ve bunların taraflara kazandırdığı şefkat ve merhamet Paylaşma ve tahammül Bir tarafın değil, iki tarafında göstermesi gereken fedakarlık
884 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.