Bu roman parkta bir yürüyüş değil, insan ruhu için bir depremdir!
Jerzy Kosiński’nin 1965'te ABD'de büyük
bir başarı ile yayınlanan Holokost romanı, bildiğimiz sürece odaklanmakla kalmıyor insanların içinde yatan sadizm’i ve sapkın insan doğasını anlatıyor.
1939 yılında, oğullarının hayata kalması için ailesi yedi yaşında bir çocuğu yabancı birine teslim etmesi ile korku dolu yılları başlar. Beş yıl boyunca maruz kaldığı zulüm, taciz ve şiddet sesini kaybetmesine neden oluyor. Sadece küçücük bir çocuğun hayatta kalmak için yaşadığı değil, insanların hayvanlara yaptıklarını, bir kadının kadına yaptığını tüylerim ürpererek okudum. Merhametin yer almadığı, sadece vahşetin ve şiddetin olduğu bir dünya düşünün. İnanın, hayal gücünüz bu kitapta okuyacaklarınıza yetmeyecek.
Bu kitap okuyucu için gerçek bir meydan
okumadır, çünkü Kosiński sapkın insan doğasını en açık ve en acımasız bir şekilde gösteriyor. Yazarın ve ailesinin kitabın yayımlanmasından sonra yaşadıkları da kitabın ikinci bölümde yer alıyor. Bu kitabı çok zor ve gerçekten kalbim parçalanarak okudum, bir cümleyi sonuna kadar okuyamadığım da oldu, o kadar korkunçtu...
Hayatımda okuduğum en dehşet verici ve en etkileyici eserdi. Bu kitaba karşı hiçbir okuyucu kayıtsız kalamaz.
Tüm kalbimle bu eseri tavsiye ediyorum.
Bu kitabı lütfen okuyun.
Cemal Süreya
Erkek dediğin saman alevi gibidir. Birden parlar yanar. Çabuk söner , hevesini aldı mı, işi bitti mi de kadını ortada bırakır
