Çok sevdiğim drama hocamızın bize canlandırması yoluyla tanıdığım ve bugün mutfakta yemek yaparken sesli halini dinlediğim kitap...
Canlandırma esnasında hem kendi deneyimim hem grup arkadaşlarının canlandırmaları beni sarsmıştı. İlk başta bunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bir çocuk kitabı olsa da esasında yetişkin olarak tanımlanan insanın doğaya karşı, kendi gibi olmayana yönelik ( bazen kendi gibi olsun motivasyonunu da içereni şekilde ) zorbalıklarını gözler önüne seriyor.
Ayı olan ayıya karşı en sık tekrarlanan cümlelerden biri "" Sen ayı falan değilsin. Sen tıraş olması gereken, kürk palto giymiş budala adamın tekisin." idi. Çok sevdiğim bir hocam " Kendiniz hakkında inandırıldığınız hikayelere dikkatli bakın onlar gerçek olmayabilir. " derdi. Bu kitaba dair içimde en çok canlanan soru da tam olarak buydu : "Kendinnz hakkında bize hangi hikayeler anlatıldı ve hangilerine inandırıldık? ` Keza" kendimiz hakkında kalmayıp Dünya hakkında, bazı değerler hakkında, başkaları hakkında hangi hikayelere inandırıldık... "
-Ben sinirliymişim/kıskançmışım/iletişim kurmayı bilmiyormuşum/bencilmişim...
-Kimseye hayır dememeliyim yoksa kırılırlar ve bana mesafe koyarlar...
- En iyi.... ölü olan .... (herhangi bir ırk mezhep ideoloji ismi yazılabilir)
-Sakallı ve tespihi insanlar tehlikelidir.
-dişi köpek kuyruk sallamazsa.... (atasözleri ve deyimler...)
Diye devam eden çok uzun bir liste yapmak mümkün olsa da hep birlikte kendi öykümüze, dünyaya ötekine bakış açımıza bi bakalım mı nelere inandırılmışız....
Kıymetli bir kitap. Sevgiyle önerilir...
#05. 05.2024