Sofya'da Görev
"...Köylü memleketin efendisi durumuna gelmedikçe, Türkiye'de gerçek bir ilerlemeden söz edilemez." Kafasında, ilerideki Kemalist slogan böyle filizlenmişti. "Köylü, memleketin efendisidir."
Sayfa 85 - Altın Kitaplar Yayınevi 2011 Basım
1913-14 yıllarına dayanan bir aşk öyküsü… İmkansız bir aşk.
Görev icabı Sofya'ya yeni taşınmış bir Türk Subayı pek arkadaşı yok müzikli bir çay bahçesinde oturuyor etrafı tanımaya çalışıyor bir yandan memleketi için diplomatik görevlerinin gerektiği davetlere açılışlara akşam yemeklerine katılıyor.
1914 yılının şubat ayında yine böyle bir davette onunla tanıştı. Adı Dimitrina'ydı. Kısaca, Miti diyorlardı.
BOTEVGRAD
Sadece 20 şiir yazarak, dünya şiir tarihine geçmek; Hristo Botev
HAYRETTİN FİLİZ 12 Eylül 2016
“Uyandır tek tek her insanda, ey tanrım, gerçek özgürlük sevgisini,
Taksın canını dişine dövüşsün, halkı ezenlere karşı bir savaş ki bu, amansız.
Koma yaban ellerde sönsün yalım yalım yanan taşıdığım bu yürek.
Sesim boşa gitmesin, sesim
Mustafa Kemal Miti Kovaçeva ile aşk yaşadı mı?
Mustafa Kemal Sofya’da Ataşemiliter olarak görev yaparken Bulgar “servisleri”nce belli etmeden izlendiğini şüphesiz biliyordu. Sadece bu nedenle bile olsa Sofya sosyetesinde “Miti” adıyla şöhret yapmış cazibeli Dimitrina Kovaçeva’yla romantik bir aşk yaşadığı yolundaki hikâyelere pek itibar etmemek gerekir. Genç kadına kur yapmış olabilir ama evlenme
teklif etmiş olması ihtimal dışıdır. Bunun için aklını kaybetmesi gerekirdi.
Miti’nin babası General Kovaçev, Bulgaristan’ın Harbiye Nâzırı’ydı. Ve Türk yarbay haklı olarak, Bulgarların kaybettikleri İkinci Balkan Savaşı’ndan sonra Osmanlı’dan intikam yemini ettiğini düşünüyordu. Kovaçev’in askerlerinin Balkan Savaşı’nda ilerleyen Yunan ordusundan köşe bucak kaçmış olması da onun böyle bir yakınlaşmaya sıcak bakmamasının bahanesi değil, nedeni olabilirdi ancak.
YARBAY MUSTAFA KEMAL
Yurdumun tümünün bence belli bir felakete atılmış olduğunu gördükten ve bütün Türk ordusunun, bir muhakkak felakete ne olursa olsun engel olmak için kanını dökmeye hazırlanmasından başka çare kalmadığını anladıktan sonra, benim hala Sofya'da Kordiplomatik içinde rahat salon yaşamı geçirmekliğim imkânı olabilir miydi? Başkomutanlık Vekaleti'ne bir yazı ile başvurdum, ordu içinde rütbeme uygun herhangi bir görevin bana verilmesini rica ettim. Başkomutan Vekili tarafından bana çok nazik bir cevap verildi: "Sizin için orduda daima bir görev mevcuttur. Fakat Sofya Ataşemilterliği'nde kalmanız daha önemli telakki edildiği içindir ki sizi orada bırakıyoruz. Ben bu cevaba karşı şöyle karşılık verdim: "Yurdun savunmasına ait fiili görevlerden daha önemli bir görev olamaz. Arkadaşlarım savaş cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben Sofya'da Ateşemilterlik yapamam. Eğer birinci saf subay olmak liyakatinden yoksun isem, kanaatınız bu ise, lütfen açık söyleyiniz." Uzun süre cevap gelmedi. Bu günler süresince çektiğim acıyı açıklamak zordur. Ben gerekirse bir er gibi herhangi bir savaş cephesine koşmaya karar vermiştim.
Sayfa 221Kitabı okudu
Sofya'da Görev
Bu geziler sırasında, köylülerde gördüğü sağlamlığı da takdir etmeye başlamıştı. Bir gün danslı çay saatinde, Sofya'da şık bir gazinoda oturmuş, orkestrayı dinliyordu. O sırada köylü kılığında bir Bulgar girip, yanındaki masaya oturdu. Garsonu üst üste çağırdı; garson onu önce önemsemedi,
sonra da servis yapmayı reddetti. Arkadan da gazinonun sahibi, köylüye çıkıp gitmesini söyledi. Köylü, 'Beni buradan atmaya nasıl cesaret edersiniz?" diye kalkmayı reddetti. 'Bulgaristan'ı benim çalışmam yaşatıyor. Bulgaristan'ı benim tüfeğim koruyor.' Bunun üzerine polis çağırdılar. O da köylüden yana çıktı. Köylüye çay ve pasta getirmek zorunda kaldılar, o da bunların parasını tıkır tıkır ödedi. Mustafa Kemal sonra, bu olayı arkadaşlarına anlatırken, 'İşte ben Türk köylüsünün de böyle olmasını istiyorum, dedi. Köylü memleketin efendisi durumuna gelmedikçe, Türkiye'de gerçek bir ilerlemeden söz edilemez.' Kafasında, ilerideki Kemalist slogan böyle filizlenmisti: Köylü, memleketin efendisidir.
Sayfa 87Kitabı okudu
Enver Bey kafasındaki büyük hülyaları gerçekleştirmek için işe ordudan başlamak istiyordu. Orduya yeniden şekil vermek için meşhur Alman generali Liman Von Sanders'i görevlendirmek üzere davet etti. Bu haber Mustafa Kemal'e ulaşır ulaşmaz öfkeden küplere bindi. Hemen tanıdığı siyasilere koşarak gizli ve açıktan bu girişime karşı koymaya karar verdi.
"En güvendiğimiz varlığımız, devletimizin temeli olan ordunun Almanlara tesliminin delilik, hatta bu Prusyalıya güvenmenin vatana ihanet olacağını anlattı. Daha sonra Cemal Beyle görüşerek ona da düşüncelerini açtı. Enver Beyle görüşme talebi reddedilince ona hitaben acı bir mektup yazdı.
Ancak bu mektup Enver Bey'e tesir etmek bir yana artık Mustafa Kemal belasından kurtulmak için onu İstanbul'dan uzaklaştırma çaresine yöneltti. Çocukluk arkadaşı Fethi Bey Sofya'da Büyükelçi olarak görev yapıyordu. Mustafa Kemal de askeri ateşe olarak Sofya'ya atandı.
Sayfa 54Kitabı okudu
Nicephorus Chalouphes (Halife) önce Korinth valisi olmuşken, daha sonra bir dönem Venedik -Bizans ilişkileri çerçevesinde Venedik'e, Bizans elçisi olarak gitmiştir. Prosouch, yine bir Selçuklu komutanı olup özellikle imparator Manuel döneminde Antakya hükümdarı Raymond'a karşı girişilen seferde görev almış bir kişidir. Prosouch'un oğlu veya torunu
