Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk’ün, Sofya’dan Madam Corinne’e Fransızca kartı: “Sevimli mektuplarınıza birdenbire ara verdiniz. Benim tembelliğimi mi taklit etmek niyetindesiniz, yoksa bana yazmamanızın başka nedenleri mi var? Bu günlerde elime geçeceğini umduğum bir mektubu almadan bu olayın derinliğine inmek istemiyorum.”
Sofya’dan İstanbul'a 109 adet resmi rapor gönderir.
Sayfa 217 - AlfaKitabı okuyor
Reklam
Sofyadan Setterhana
Bu kadar hesap yapmaya ne gerek vardı? Hepi topu aşktı işte. Gelir, yaşanır ve günü gelince biterdi.
Sayfa 449Kitabı okudu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Mustafa Kemal'in salih bozoka sofyadan yazdığı mektuptandır.
"Salih, bunla­rı ezberle. Ve sen hayatı nasıl anladınsa ona göre bunlardan biri­ni benimse." O günlerde dilden dile dolaşan dizeler bugün unu­tulmuş Belçikalı bir şaire, Leon de Montenaeken'e aittir (d. 1859). Hayat kısadır [boştur], Biraz hayal [aşk], Biraz aşk [kin], Ve sonra Allahaısmarladık. Hayat boştur [kısadır]. Biraz kin [ümit], Biraz ümit [hayal], Ve sonra Allahaısmarladık. La vie esı breve [vaine] Un peu de reve [d'amour] Un peu d'amour [de haine ... ] Et puis, bonjour! La vie est va ine [breve] : Un peu d e haine [d'espoir], Un peu d'espoir [de reve ... ] Et puis bonsoir! (Köşeli parantez içindeki kelimeler şiirin orijinalinde bu şekilde yer alır.)
Sayfa 103Kitabı okudu
Mustafa Kemal’de kendisine verilen vazifenin ötesinde bazı atılımlar ve fedakârlıklarla örülen bir kişilik görülür. Mesela Trablusgarb Savaşı’ndaki gönüllülüğü ortadadır yahut istese Birinci Dünya Savaşı’nı da Sofya’da ataşemiliter olarak tamamlayabilirdi, çünkü Bulgaristan zaten müttefikimizdi. Mustafa Kemal ise ısrarla yazışarak muharebe hattını istiyor. “Arkadaşlarım ateş hattındayken burada kalmam doğru değil” diyordu. Kendisini cepheye tayin ettirmiştir. Burada hırslı bir kumandanın, yerinde duramayan bir dâhinin Sofya’dan kurtulma sancıları vardır.
Reklam
Sofyadan hareket eden trendeki 1.800 Bulgar Yahudisinin çoğu -veya on binlerce 1948'de göç eden Macaristan, Romanya veya Polonya Yahudisi- için İsraile bu yolculuk iki bin yıllık bir sürgünden dönmeyi ve Talmud yeminini temsil ediyordu. Talmud yeminine göre, her kim İsrail'de dört adım atarsa tüm günahları bağışlanacaktır.
Mustafa Kemal'in madam corinne'e sofyadan attığı ilk kart..
18 Aralık 1913 Sevimli mektuplarınıza birdenbire ara verdiniz. Benim tembelliğimi mi taklit etmek niyetindesiniz, yoksa bana yazmamanızın başka nedenleri mi var? Bugünlerde elime geçeceğini umduğum bir mektubu almadan bu olayın derinliklerine inmek istemiyorum. M. Kemal
Mustafa Kemal’de kendisine verilen vazifenin ötesinde bazı atılmalar ve fedakârlıklarla örülen bir kişilik görülür. Mesela Trablusgarb Savaşı’ndaki gönüllülüğü ortadadır yahut istese Birinci Dünya Savaşı’nı da Sofya’da ataşemiliter olarak tamamlayabilirdi, çünkü Bulgaristan zaten müttefikimizdi. Mustafa Kemal ise ısrarla yazışarak muharebe hakkını istiyor. “Arkadaşlarım ateş hattındayken burada kalmam doğru değil” diyordu. Kendisini cepheye tayin ettirmiştir. Burada hırslı bir kumandanın, yerinde duramayan bir dâhinin Sofya’dan kurtulma sancıları vardır.
Sofya’dan..
Oysa aşkın yeterincesi olmaz benim için hiç olmamış sevgilim.O ya vardır ya yoktur. Hududu temkini itidali tazmini olursa aşk zaten aşk olmaz.Var olduğu müddetçe vardır o. Ve var olduğu müddetçe de tek biçimde tek hacimdedir.
Sayfa 449Kitabı okudu
Reklam
Sofya’dan
Dünyayı sensiz dolaşıyorum, böyleymiş kaderim, elden ne gelir…
Sayfa 1607 - YKYKitabı okudu
Sofya’dan İstanbul’a döndüğüm zaman Enver Paşa’da Sarıkamış’tan dönmüş bulunuyordu. Önce kendisini ziyaret için makamına gittim. Haber gönderdim. Gelecek cevabı kapıda bekliyordum. Bir aralık Muamelât-ı Zatiye Müdürü Osman Şevket Bey’i elindeki dosyası ile orada gördüm. Kendisine sordum: “Beni Ondokuzuncu denilen fırkaya tayin eden Harbiye Nazırı Vekili İsmail Hakkı Paşa mıdır? Osman Şevket Bey çok ciddi ve biraz da mahrem bir lisanla: “Hayır,” dedi “Doğrudan doğruya Başkumandan Vekili Enver Paşa Hazretleri’dir. Erzurum’dan telgrafla emir buyurdular. Emin olunuz beyefendi...” Biraz sonra Enver Paşa ile karşı karşıya bulunuyorduk. Enver biraz zayıf düşmüş, rengi solmuş bir halde idi. Söze ben başladım: “Biraz yoruldun,” dedim. “Yok, o kadar değil,” dedi. “Ne oldu?” “Çarpıştık, o kadar...” “Şimdiki vaziyet nedir?” “Çok iyidir,” cevabını verdi. Enver’i çok meşgul ve çok yorgun görüyordum. Enver Paşa’yı üzmek istemedim, sözü uzatmadım.
Sayfa 12 - AtatürkKitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.