Hayat hep yarımdır...
Bir Kürt olarak Selahaddin Demirtaş'ı sevdiğimi söyleyemem. Ve bir kitap aşığı olarak da onun kitaplarını alıp okumak hiç aklımın ucundan geçmedi. Kitap isimleri çekici gelirdi, çok duyardım çevremde. Ama yine de merak edip almazdım. Bu nedir, elinde okursun diye soracak olursanız, bir arkadaşın hediyesidir. Aldım,
Sokrates ölüme mahkum edildiğinde eşi "haksız yere öldürülüyorsun" diye ağlamaya başlayınca...
Sokrates: Ne yani,demiş.Bir de hakli yere mi öldürülseydim!..
Bir gün bir adam Sokrates'ı ziyarete gelmiş. 'Senin hakkında ne anlatıyorlar, biliyor musun?' diye sormuş.
'Dur,' demiş Sokrates. 'Bu bilgiyi bana söylemeden önce üç filtreden geçir.'
Üç filtre mi?' demiş adam.
'Evet, ilki gerçek filtresi: Bana söyleyeceğin şeyin gerçek olduğundan emin misin?'
'Evet, şey, hayır... Sadece duydum.'
'O hâlde ikinci filtreye geç. İkincisi iyilik filtresi: Bana söyleyeceğin şey iyi bir şey mi?'
'Hayır, pek iyi değil.'
'O hâlde üçüncü filtreye bakalım. Üçüncüsü yararlılık filtresi: Bana söyleyeceğin şey gerçekten yararlı mı?'
'Hayır, yararlı değil.'
'O hâlde,' demiş Sokrates, 'bana söyleyeceğin şey gerçek, iyi ve yararlı bir şey değilse neden söyleyesin ki?"
°
Madem ki ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates'e : Otuz Zalimler seni ölüme mahkum ettiler, dedikleri zaman : "Tabiat da onları!" demiş.
°
Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için..
Gençliğin mutluluğu, gençlerin kendileri dışında nerdeyse herkesin inandığı koca bir yalandır, hiçbir gencin ‘’genç olduğum için aman ne mutluyum’’ dediği duyulmamıştır.
Bernard Shaw, yaşını açıkça
Genç bir adamın Sokrates'e nasıl bilgelik sahibi olduğunu sorduğu bir öykü vardır. "Benimle gel," demiş Sokrates. Genci bir nehre götürüp başını suya sokmuş. Çocuk nefessiz kalana dek başına o şekilde tutmuş. Sonra da onu serbest bırakmış. Genç kendine geldiğinde, Sokrates ona, "Başın suyun altındayken, en çok ne istedin?" diye sormuş.
"Havayı içime çekebilmek."
Sokrates ağır ağır başını sallamış. "Bilgeliğe de onu başını suyun altındayken havayı istediğin kadar istediğine sahip olursun." demiş.
Cehalet mutluluktur demiş ya Sokrates. Yeni anladım ne demek istediğini. Bazen bilmek, haber almak kaygıyı arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bazen bilmek, hayal kurmaya bile engel. Ve seviyorum ben, sonunu bile bile…
“Cehalet mutluluktur demiş ya Sokrates. Yeni anladım ne demek istediğini. Bazen bilmek, haber almak kaygıyı arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bazen bilmek, hayal kurmaya bile engel. Ve seviyorum ben, sonunu bile bile…”
Madem ki ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates'e: Otuz Zalimler seni ölüme mahkûm ettiler, dedikleri zaman: "Tabiat da onları!" demiş.
Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!