Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akupunkturda iğneler nasıl etki ediyor? İnsanlar tarih boyunca bir ağrıyı gidermek için sivri şeylerle, sıcak suyla, kızgın demirle, bir başka ağrıyı uygulama tekniğini kullanmışlardır. Akupunktur muhtemelen taş devrinde doğmuş, sivri çakmak taşları tedavi amacıyla kullanılmışlardır. Geçen zaman içinde kemik, bambu ve madeni iğneler, çakmak
Sayfa 93 - AykırıKitabı okuyor
namaz kılarak dünyayı gözden çıkardığım söylenemez' 'hazret-i ömer olsa ağzımı yüzümü dağıtırdı iftar sonrası çay ve sigaralardan hazret-i ali kale bile almazdı şu bitirme tezini bir evsizle çorba içecek kadar cesur olmadığım duyulsa ensar kız vermezdi medineli çocuklar tebessümler fırlatırdı nefsim kanayana dek tenimi ilk gazvede
Reklam
Zilli Kurt idi; köylülere zarar veren, koyunlara saldıran kurdun yakalanarak, öldürülmek yerine boynuna bir zil takılarak serbest bırakılmasının öyküsü, dâhice, Kemal'in metninin başlığı olmuştu. Zil, hayvanların en vahşisi olan kurda verilen, ölümden bile daha ağır cezadır; çünkü kun her kıpırdadığında ve saldırıya yeltendiğinde zil çalacaktır ve hem av hayvanları kaçacaktır hem de köylüler çalan zilin sesini duyarak önlemlerini alacaklardır. Böylelikle kurt, bir kurşunla ölmek yerine, yavaş yavaş açlıktan ölecektir. Rejim, aydına zilli kurt muamelesi yapıyor, diyordu Kemal o metninde, uzun yıllar cezaevlerinde çürümüş, sonra da sürgüne gitmiş ve orada ölmüş şair Hikmet'ten bir sınır boyunda katledilen öykücü Ali'ye kadar, rejimin gazabına uğramış, genellikle sol, sosyalist olan Türkiyeli yazar ve aydınlara ilişkin çok geniş bir listeyi de ekleyerek; hep aşağılanan, dışlanan, izole edilen, aç bırakılan ve böylelikle ölüme mahkûm edilen kurt ya da aydın, yazar, sanatçı, öteki, barbar. Ya da İtalyan filozofu Agamben'in deyimiyle homo sacer, yani hiçbir hakkı, hukuku, güvencesi olmayan, katli vacip insan.
Sayfa 288Kitabı okudu
1961’de ilk konferansını yapan Bağlantısızlar Hareketi, ABD’nin yanı sıra SSCB sultasındaki bloğa da mesafe koyarak, bağımsızlık şiârının itibarını artırmıştı. ABD’nin silah yardımında Yunanistan’ı kayırdığı kanısıyla ve Türkiye’ye verdiği silahlara Kıbrıs’ta kullanım yasağı koymasına karşı 1965’te başlatılan sembolik “Millet Yapar” kampanyası, bu rüzgârın bir esintisiydi. İnönü’nün 1965’te hükümetten Kıbrıs’a müdahale girişimine tepki gösteren ABD’nin etkisiyle düşürüldüğü kanısı, CHP muhitinde de ABD’ye karşı havayı bozmuştu. Altı okun bu dönemde en fazla sola bükülen ilkesi, tam sıfatıyla pekiştirilen bağımsızlıktı. Bu, Kemalizmin sol üzerindeki markajını da pekiştirmekteydi. Anti-Amerikanzim suretindeki anti-emperyalizmin kültürel cephesi de vardı: Yön, 1965’te Coca-Cola içmeme kampanyası başlatmıştı örneğin. Milliyetçi-muhafazakârların da bu dönemde “Amerikan kültür emperyalizmi”ne kahrettiğini unutmamalı. Sözgelimi Necip Fazıl Amerikan mukallitliğini ve “milletler katışığı ile” had safhada “melezleşmiş” “Amerikalının içimize nüfuzu[nu] korkunç” buluyordu.
Sayfa 599Kitabı okudu
276 syf.
·
Puan vermedi
Sol Ayağım kitabının devamı diye okudum ama sol ayağım kadar güzel değildi yani sol ayağım benim için daha akıcıydı ve çokta özülmüştüm sol ayağımı okuyanlara tavsiye ederim mutlaka okuyun derim.
Her Gün Hüzün
Her Gün HüzünChristy Brown · Nemesis Kitap · 20102,313 okunma
Dünyanın neresinde olursa olsun, bir müslümanın avucuna bakarsanız, çok şaşırtıcı bir şey görürsünüz. Hepsinde aynı çizgiler bulunur. Bir müslümanın sol elinin ayasindaki çizgiler Arapça 81 rakamını, sağ ayasındakiler ise 18 rakamını oluşturur. Seksen birden on sekizi çıkarınca kaç eder.? Altmış üç. Yani, Peygamberimizin öldüğü yaş...
Reklam
1914'te Babinski'nin, sonradan anosognosie olarak nitelenen ilginç bir algı bozukluğunu betimlemesi, tartışmamız açısından özellikle yerinde ve yararlı bir olaydır. Beyin kanaması geçirmiş olan bir hasta sol tarafından tam felçlidir. Doktor sorar: "-Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? -Gayet iyi. -Sol bacağınız nasıl? -Gayet iyi. -Sol kolunuzu kaldırabilir misiniz? -Tabii, elbette." Ve hasta sağ kolunu kaldırır. Hasta beyin kanamasına sahne olan sol yarımküreyi algılamadığı gibi, hiçbir heyecana kapılmaksızın herhangi bir periferik bozukluğun varlığını da yadsımakta, hatta doktoru abartı ve yanılgıyla suçlamaktadır. Hasta vücudunun bir yarısının algısını bütününün bilinçli algısıyla, yani zihnindeki "vücudum" imgesiyle, tümleştirme yeteneğini yitirmiştir. Hatta işi, vücudunun felçli kısımlarını bir başkasına atfetmeye kadar vardırabilmektedir!
Sayfa 52 - MetisKitabı okuyor
*Köpeklerin İtlaf Edilmesi Üzerine Bir Analiz* Köpek düşmanı değilim, ancak sokakta tabiatta sadece köpekler varmış, tabiat, sokak ve caddeler sadece köpeklerin yaşam alanıymış eshefliğini de reddediyorum. Tabiatte hangi canlının popülasyon nüfusu yoğun olursa o popülasyon diğer canlıları yok etmeye ve o canlılar üzerinde etki yaratmaya tahakküm
Uzun bir süre boyunca birbiriyle çatışmış iki estetik, yani güncelliği bütünüyle reddeden estetikle, güncel olmayan her şeyi reddettiğini iddia eden estetik en sonunda gerçeklikten uzak ve sanatın olmadığı bir yerde, aynı yalan içerisinde bir araya gelirler. Sağ cenah, sol cenahın çeşitli nedenlerle fayda sağladığı bir sefaleti göz ardı eder. Fakat her iki durumda da sanat yadsınırken sefalet daha da artar.
Lenin başta sol muhalifler olmak üzere Bolşevik karşıtı hareketlere karşı 7 Aralık 1917'de ÇEKA adlı kızıl siyasi terör teşklatını kurdu. ÇEKA "Sabotaj, ihtikar ve karşı devrimle mücadele olağanüstü komisyonu" Rusça baş harflerinden oluşan bir deyim. Bu gizli terör teşkilatının sadist görevlilerine de "ÇEKİST" deniyordu. ÇEKA'nın başına Polonya asıllı Bolşevik Çerninski'yi getirdi. Çerninski etrafındaki Bolşeviklere yani "aparatçik"lere terör dersi vermeye başlamış Sosyalist Rejim'in ancak Lenin'in de ifadesiyle, kanla korunabileceğini söylemiştir. Lenin Fransa'daki Jakopen Ro- bespierre olayından ders almış, bazı sonuçlar çıkarmıştı. Lenin'e göre devrimci şiddet Bolşevik düşmanı bütün gruplara demir balyoz gibi inmeliydi. Bunun için Çerninski'ye talimat verdi. Çerninski kısa zamanda kasap diye anılmaya başlandı. Şüphelileri ortadan kaldıran "Çeka Troyka"sı bir kabus haline gelmişti. Her yer Bolşevikliğin karargahı haline getirildi. Vahşet sistemleştirildi.
Sayfa 36 - ALTERNATİF YAYINLARIKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.