Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Goethe 74 yaşındayken, 19’unda bir genç kızı Ulrike’yi sever. ağzından yazdığı, şimdiki ruh halini şaşırtıcı bir biçimde ifade eden aşağıdaki dizeleri koyar. Bu şiir reddedilmesi üzerine duyduğu üzüntüyü yansıtır. Goethe şiiri 5 eylül 1823 yılında Cheb'ten Weimar'a giderken yazmaya başlar, 12 eylül'de yolculuğunun bitmesiyle
Uçta olarak sınıflandırılabilecek bir çalışmada, on bir diyabet hastası sekiz hafta boyunca son derece meşakatli ve düşük kalorili (günde sadece 600 kalori aldıkları) bir rejimi sekiz hafta boyunca sürdürmüşlerdir. 600 kalori gerçekten pek çok kişiyi zorlayacak, aşırı bir rejimdir (günde iki tane tonbalıkli sandviçe denk gelmektedir). Fakat iki ay
Sayfa 380Kitabı okudu
Reklam
En son ölümden korktuğumda 7 yaşındaydım. Annem mutfakta yemek pişiriyordu. Saat 9'u 12 geçiyordu. Soğuk bir eylül akşamıydı. Birkaç dakika sonra telefonuna bir mesaj gelecekti ve korkunç bir ağlama krizine girip evi terk edecekti. Kapıyı o kadar sert kapatacaktı ki masanın üzerinde bıraktığım boyası çıkmış, kırmızı oyuncak arabam yere düşüp kırılacaktı. Ardından makarna... Soğuyan makarnayı tekrar ısıtmak için yakmıştı altını, birazdan mutfak tamamıyla yanacaktı. Birazdan ölümden korkacaktım.
Sayfa 307 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Bir yıldız doğar ki yelkenleri şişiren rüzgar iş çevirmez. 1990'ın son dakikaları. Biliyorum artık 12 ayda, 70 yıldan esirgin yelleri. Yeni yıl. Kontratosu imzalandı, imzalanacak. Solukları kulağımın dibinde vıngıldıyor. Kıl pranga, kızıl çengi. Geyik etine girmeye hazırlanıyor. Bir dakika var, yok. 40 saniye. 10 saniye. 5,4,3,2,1. Oğlum salah dikkat ! Şimdi, atla
Sayfa 112 - Sel
Çin'de iyi bir dinleyici olmak önemlidir. Çinliler geçmişteki başarılarıyla gurur duymaktadırlar. Çinliler kolektif toplum anlayışına sıcak bakarlar. Çinlilerle konuşurken genelde ben kelimesini kullanmaktan kaçınılmalıdır. Çinliler Batılılardan daha sakin görünüşlü insanlardır. Onlar sevgilerini, heyecanlarını açık olarak göstermekten
Sayfa 102Kitabı okudu
Karnından 12 litre su alınmasına rağmen ızdırabı dinmiyordu MUSTAFA KEMAL
"Bir gün evvel 40 dakika kadar bayanlarla görüşmüş ve diğer bazı zevatı kabul etmiş. Şüphesiz yorulmuştur. Odasına girdik. Yatakta yatıyor, kendini hiç bilmiyordu. Mütemadiyen bilhassa sağ bacağını çekiyor. Kollarını oynatıyor, başının vaziyetini değiştiriyordu. Gözleri açık, bakış mânâsız idi, bazen: 'Off!...' diyordu." (age, s. 6) "Aman dil" "Bu günler için Dr. İ. A. Özkaya şöyle diyor: "16 Ekim pazar günü saat: 14.30'u gösterirken Dr. Neş'et Ömer İrdelp ile Prof. Dr. M. Kemal Öke, M. Kemal'in yattığı odanın koridorunda bazı ilaçları hazırlamaktaydılar. M.Kemal yatağında oturmuş devamlı olarak öğürüyordu. Bir taraftan da: "Bırak, bırak..." diye bağırıyordu.
Sayfa 125
Reklam
Atsız ile nasıl tanıştım?
Pek çok kimse gibi ben de, Nihal Atsız adını ilk defa 1944 yılının Mayıs ayında duydum. Ancak o yılın o ayında ben hem mesleki hayatım, hem özel hayatım bakımından çok meşgul bir insandım. Gazetelerin ancak manşetlerine göz atabiliyordum. Bu manşetlerde o sırada sık sık Sabahattin Ali ile Nihal Atsız adları geçiyordu. Bu iki insan arasındaki
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
76 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.