Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akıl hastalarının kahramanı
Hümanizm, sosyal ve düşünsel gelişimlerin somut bir sonucu olarak, Fransa'da Philipe Pinel, 1794 yılında akıl hastalarının zincirlerini kırmaya ve onları özgür bırakmaya başlamıştır. Pinel'ın bu girişimi bedelsiz kalmamıştır, evine saldırı ve kendisine karşı linç girişimleri olmuştur. Hatta Pinel'in serbest bıraktığı akıl hastaları, onun evini korumayı üstlenmişlerdir. Ne olursa olsun Pinel'in açtığı yol, psikiyatrinin gelişmesinde önemli olmuştur. Böylece Pinel tıpta bir efsane haline gelmiştir. Aslında Pinel'e gelmeden önce ve hatta onun zamanında akıl hastalığına, insanın içine şeytanın girmesi şeklinde bakılmaktadır. Ancak Fransa'da 1768 tarihinde, Paris Parlamentosu delileri hasta olarak kabul etme kararı almış, Bicetre Akıl Hastanesi Hekimi Pinel sayesinde, 1792'de deliler hapis muamelesi görmekten kurtulmuşlardır.
Şimdi sık sık, insanlık, hümanizm gibi sözcükler kullanıyordu. Kullanması gereken sözcüklerdi bunlar. Bu sözcüklerle ilgili, gerekli bilgileri de öğrenmişţi. Ama sevmeyi daha küçük yaşlarda unutmuştu
Sayfa 98 - İletişim Yayınları 22. Baskı 2022 İstanbulKitabı okudu
Reklam
Bugün ahlâk tartışmalarında sosyal medyaya bakın; en seküler kesimden en dindar kesime kadar herkes öz meselesini müzakere etmeden ahlâklı olmanın insan olmak mânâsına geldiğini varsayıyor ve herkes bir diğerini insanhktan çıkmış olmakla, insanca davranmamakla vs. itham ediyor. Sadece şunu diyorum: Bir şekilde gelenek üzerinden bugüne intikal eden bir öz fikrini tevarüs etmiş durumdayız. İnsan denildiğinde, hemen herkesin şu ya da bu şekilde varsaydığı bir ideal değerler ve davranışlar kümesi var. Peki gerçekten ortak bir şekilde atıf yapacağımız ve bir öz üzerinde temellenen böyle bir kümeden bahsedebilir miyiz? Bu soruya cevap verebilirsek ancak insâni özellikler, amaçlar, değerler, LGBT, trans-hümanizm, post-hümanizm gibi konuları müzakere edebileceğiz.
Sayfa 17 - İbrahim Halil ÜçerKitabı okudu
Yahudiler kendi gettolarındaki varoluşlarının dar sınırlarını aşma fırsatını buldukları sürece bu ruhun tezahürleriyle karşı karşıya gelinmiştir. Onlar kendilerine ait gelenekleri onların dışındaki önde gelen hümanist düşünürlerle zenginleştirdikleri gibi, on dokuzuncu yüzyılda siyasal ve sosyal engellerin ortadan kalkması da bu sürece katkıda bulunmuştur. Böylece Yahudi kökenli düşünürler dünyada enternasyonalizm ve hümanizm düşüncesinin en radikal temsilcileri olarak yerlerini almışlardır.
Sayfa 79 - Say YayınlarıKitabı okudu
Türk milletini milli kültürden uzaklaştırarak sosyal yapısı ve değerlerine yabancı bir hale getirme yolunda tehlikeli bir çığır açılmıştı. Türk Tarih Tezi'nin Orta Asya ve Anadolu merkezli Türk tarih anlayışı, hümanizm ile antik çağ hayranlığına dönüştürülmek istenmişti. Bu akım, milli duyguları zayıflatması dışında kalıcı bir etki bırakmamış, Türk kültür hayatında boşluk meydana getirerek telafisi imkânsız tahribatlara neden olmuştur. 1950'den sonra, Demokrat Parti döneminde de, siyasette ve ekonomik alanda Batı'ya açılma ve liberalleşmenin getirdiği yeni arayışların etkisi ve önceki dönemden kalan izlerle birlikte milli olmaktan uzak, çelişki ve beceriksizliğin hakim olduğu eğitim anlayışı görülmüştür. Metin Aydoğan'ın yazmış olduğu gibi "Bir yandan Batıcılar, bir yandan Arapçılar ve ırkçılar, tümü birden Türk tarihini bir öykü edebiyatı hâline getirdiler ve daha sonra tam bir 'tarih rezaleti' yarattılar."
Sayfa 169Kitabı okudu
Sullivan'a göre kişilik "kişinin yaşamını niteleyen mükerrer kişilerarası durumlar kümesidir". Belki de bizi delirten sözgelimi ailemiz, patronumuz veya eşimizdir. Patolojiyi sosyal alışveriş sistemimizin bir parçası haline getiren Sullivan hem psikopatolojiyi tekrar ait olduğu ekolojik bağlama yerleştirmiş hem de tedaviye daha fazla empati ve hümanizm kazandırmış oldu. Artık kişi birtakım semptomları taşıyan bir kap olarak görülmüyordu; patolojinin iletişim örüntüleri üzerinden doğup kendini idame ettirdiği anlaşılmıştı.
Sayfa 51 - Kişilik Bozuklukları: Çağdaş YaklaşımlarKitabı okudu
Reklam
Önsöz
Tüm eserlerinde hümanist bir karakter hakimdir, kendisi de düşünce özgürlüğünden yanadır, fundamentalistlere ve diktatörlere karşıdır ancak hayatı boyunca herhangi bir siyasi ya da sosyal hareket içinde bırakın yer almayı, sadece yakınlaşmayı bile reddeder. 1933'te Almanya'da Hitler diktatörlüğünü ilan ettiğinde, Avusturya' da da
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız. _Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği. _Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz. _Yetenek ve erdemin insanlara bir
Hümanizm sosyal ve pozitif bilimlerle birleşerek insanı bu dünyanın zindanına attı. İnsan aşkın olanla bağlılığını kesince, çevresindeki somut, maddi ve sınırlı dünyadan başka dünya tanıyamaz oldu.
Sayfa 28 - İz Yayıncılık
Reklam
Yalnızca yönetim ve otorite güç ve zenginlik değil Veri ve bilgi de giderek bir avuç insanın elinde toplanıyor Ve gittikçe daha çok insan kendilerini dışlanmış unutulmuş değil de sanki zaten hiç fark edilmemiş gibi hissediyor. ... O halde nasıl oluyor da sosyal medyanın herkese eşit söz hakkı vermesini beklediğimiz bir devirde bu kadar çok insan
Kitlelerin çok daha küçük bir azınlık tarafından sömürülmesi gibi bir sosyal gerçeklik, sahte bir evrensellik maskesi altında daha çocukluklarından itibaren gizlenir onlardan: İşçi ve köylülerin içinde bulunduğu gerçek durumlar ve sınıf mücadeleleri "hümanizm" adı altında onlardan saklanır. Aldatıcı bir eşitlik kisvesi altında emperyalizm, sömürgecilik, bu uygulamaların ideolojisi olan ırkçılık hep saklanır...
Sayfa 31 - Can Yayınları
Birey olabilmek ,hümanizm, sanat
Böylece insanın bireysel olarak ön plana çıkması ve toplumsal bilincin uyanması, hümanist düşünce sisteminin her alana yayılmasın da da etkili olmuştur. Sonuçta yeniçağ insanı da insanı da insanı ve insani değerleri her şeyden üstün tutan hümanist düşünce sistemini merkeze alan bir yapıyla sosyal yaşamda, bilim dünyasında ve sanatın tüm alanlarında, ortaçağın karanlık düşünce sisteminden uzaklaşarak bu dünya gerçeklerine yönelmiştir.
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.