Okuması bu kadar zor olan bir kitabı yazmak, tüm bu veriler için çalışmalar, röportajlar yapmak nasıl zordur kim bilir... Peki bunlar bu kadar zorsa ya o acıları yaşamak!..
Öyle satırlar var ki tüyleriniz diken diken oluyor. Ve onların gerçekten olduğunu, yaşandığını bilmek büyük bir acıya vesile... Sık sık yarım bırakıyor, uzaklaşıyorsunuz. Ama
Hasan Ali Toptaş ve onun genç kadınlara yaklaşımı hakkında tacize varan iddialarda bulundu. İlginç bir gün oluyor. Özellikle de yazar
Pelin Buzluk’un paylaştığı tweet mutlaka bakmanız gereken türden:
twitter.com/pelinbuzluk/sta...
Edit: Konu iddia olmaktan çıkıp Hasan Ali Toptaş ve yayınevinin kendisi tarafından doğrulanmıştır: twitter.com/hasanali_toptas...
Edit2: Milliyet ile yaptığı röportajda Hasan Ali Toptaş'a göre açıklaması yanlış anlaşılmış, taciz iddialarını kabul etmediğini söylemiş:
milliyet.com.tr/pazar/sozun-bit...
Bakalım işin sonu nereye varacak?
“Sana her zaman o kadar güvendim ve o kadar güveniyorum ki bu zorlukları, yüklendiği ağır yükün altından kalkarak yeneceğini inanıyorum. Romanını doğacak çocuğumu bekler gibi bekliyorum.”
Nazım Hikmet Ran
DİKKAT: İncelememde söz sanatları, ahenkli konuşmalar, vurucu cümleler, falanlar filanlardan ziyade, Kuyucaklı Yusuf’un asıl hikayesini,
Dillere destan Sarıkamış.. Uğruna nice nefer şehit edilmiş Sarıkamış .. Soğuğun en acımasız halı Sarıkamış .. Hüznün diğer adı Sarıkamış ..
Rusun kallesligi Sarıkamış ..
Faik çavuş
Ziver
Ve onca diğer neferler ..
Hani sözün bittiği yer denilir ya işte tam da sözün bittiği yerdeyim .. Kitabı okurken karın kışın hatta beyazın ne kadar acımasız olduğunu gördüm. Üşüdüm acıktım demeye utandım .. Derdim var demeye utandım.. Kitabı defalarca elimden bıraktım ağır geldi kaldıramadım erlerin yaşadıklarını çektikleri acilarıni onlar fiilen yaşarken ben okuyamadım..
Vatan millet uğruna çekilen her çile . Onca zulüm onca sıkıntı..Askerimiz sadece donarak sehit olmadı o topraklarda ..Hem Rusla hem karla hem açlıkla hem vebayla savaşarak şehit oldu..
Velhasıl kelam okuyun okutturun.. Kitapta en ufak edep ahlak kurallarına aykırılık belirtisi gösteren hiçbir şey yok. Gözüm kapalı gönlüm rahat bir şekilde şiddetle tavsiye ederim ..
Beyaz Hüznün hikayesi sarsın bizleri ..
ve son olarak AZİZ şehitlerimize ALLAH'TAN rahmet diliyorum. Ve çavuşum dediğin gibi Sarıkamış ve nice şehitleri UNUTMADIK UNUTMAYACAGİZ UNUTANİN KANİ KURUSUN !!!
İsrail'in yaptığı bombardıman sonrası hastaneye getirilen Filistinli bir yaşlı adama gazeteciler yaklaşıp;
"Video çekelim Müslümanlara seslen" demişler. Yaşlı adam şu cevabı verir:
"Müslümanların hepsi ölmüş olmalı.. Yoksa biz bu durumda olmazdık"
Sözün bittiği yer...
Sözün bittiği yer bu olsa gerek 1 ay içinde 24 şehit belki daha fazla. Ama ne milli yas ilan ediliyor ne halk ses çıkarıyor, yarın unutulup gidilir. Niye kimse ses çıkarmıyor niye ortalık ayağa kalkmıyor hadi alın Türk bayrağını elinize Gazze için yaptığınız gibi yürüyüş yapın lanet okuyun. Profil resimlerinizi Filistin bayrağı yapanlar Türk bayrağı niye yapmıyorsunuz bi taraflarınız yemiyor galiba. Hükümet desen ayrı birer hain zaten o değil mi başımıza bela eden onlarla hasbihal eden şarkı söyleyip şem mamme diyen. Sana ve sana oy verenlere lanet olsun. Şehitlerin kanıyla boğulun onların vebalini ödeyemezsiniz. Niye seçimler yaklaşırken bu kadar şehit niye ya niye, bunun hesabını veremezsiniz tabi. Oturun makamınızda. Hepinizin Allah belasını versin.
Aziz şehitlerimiz hakkınızı ödeyemeyiz ama hakkınızı helal edin. Ruhunuz şad mekanınız cennet olsun 🤲🤲🤲😥😥😥
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
“Yaraların hissedilmesi için tanımlanmaya ihtiyaçları yoktur” der Amin Maalouf. Yaralarımız, varoluşumuzun kanıtı gibidir. Yara nerede açıldıysa bütün benliğimiz yüzünü o yana çevirir. Çünkü sancının konuştuğu yerde başka hiçbir sesi duyamazsınız…
İşte
YouTube kitap kanalımda Açlık kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
"Açın milyon katı toklar
Yani isteseler rahat rahat doyururlar" Indigo
"Son günlerde pek sinirli, kolay heyecanlanır olduğum için kadının yüzü, bana ani bir tiksinti verdi... Benden yana döndüğü sırada,
Hani bazı okumalar vardır, kitap biter ve siz boğazınızda bir yumruyla kalakalırsınız...İşte kitap bittiğinde yumrumla ben kalakalmıştım...
Milyonlarca şey düşünüp yazıya dökemediğim nadir incelemelerden biri bu galiba...Sözün bittiği yer dediklerinden...
Auschwitz Kütüphanecisi, 14 yaşındaki Dita'nın dilinden anlatılıyor. Ailesiyle birlikte
Sözün bittiği yer tam da burası. Siyonist çete , insanlığın bütün değerlerine meydan okuyor. Aylardır çocuk, kadın, yaşlı ayırmadan Gazze'ye bomba yağdırıyor. Yetmiyor hastane bombalıyor .Başta ABD ve AB olmak üzere muktedirler bu soykırımı açıkça destekliyor. Bundan cesaret alan Siyonist çete bir halkı soykırıma tabi tutuyor. Filistinlileri açlık ve susuzlukla teslim alamadığını görünce daha da saldırganlaşıyor. Uluslararası Savaş hukukunu hiçe sayan ve hiçbir sınır tanımayan bu haydut devletin varlığı insanlık için en büyük tehdittir. Kendi varlığı için başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen bu pervasızlığa dur denilmeli; siyonist çete süresiz mahkum edilmelidir. Bugün susan, buna seyirci kalan herkesin bu suça ortak olduğu bilinmeli ve dünyanın her yerinde iktidar sahipleri üzerinde baskı kurularak bu zulme sessiz kalınmamalıdır.
"Kız çocuğu sokakta oynamaz
ayıp dediler,oynamadık.
Kızlar futbol oynamaz
ayıp dediler, oynamadık.
Kızlar çok gülmez ayıp dediler
gülemedik.
Kızlar sevdiğini söylemez ayıp
dediler, söyleyemedik.
Bizim o kadar çok 'ayıba'
ihtiyacımız vardı ki,
erkeklere hiç ayıp kalmadı.
Biz ayıplarla büyütülen nesillerdik..
Ayıpların içinde kaybettik. "
-Nursel Tosun Tuzlu-