Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lucius Verus'un ölümünün ardından, Marcus Aurelius Antoninus tekrar kuzeye yöneldi ve Germen kabilelerine karşı MS 169 yılı sonlarında sefere çıktı. Stoacı felsefenin Romalı başyapıtlarından sayılan eserini bu sefer sırasında yazmaya başladığı bilinmektedir. Seferler sebebiyle yaklaşık sekiz yıl Roma'dan uzak kalan imparator, o sıralar 16 yaşlarında olan öz oğlu Commodus'u ortak imparator ilan etti.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ama Seneca, babası gibi bir hatip olmak yerine Pythagorasçı Sotion'dan ve Stoacı Attalus'tan dersler alıp felsefeye yönelerek, onu epeyce telaşlandırdı. Çünkü İmparator Tiberius, Roma gençliğini saran Yunan felsefe akımlarına hiç sıcak bakmıyor, tuhaf kılıklı ve tavırlı felsefecileri Roma'dan uzaklaştırıyordu.
Reklam
Sunuş
"Stoacı imparator", " Filozof imparator "gibi sıfatlarla Marcus Aurelius Antoninus Augustus'un 169 sonları 170 başlarında kuzeye, özellikle Tuna Nehri boylarındaki Germen ve Marco manisa kavimleri üzerine çıktığı seferde yazmaya başladığı ve içselleştirdiği, kendisine yön veren düşünceleri dışa vurduğu bir eser olan " kendime düşünceler", Stoacı düşüncenin en tanınmış eserlerinden biridir. Özellikle Roma Stoası açısından büyük bir öneme sahiptir.
Mitracılık İran'da Zerdüşt dininin bir koluydu. İmparator Commodus (İS 180-192) Mitra'ya tapıyordu ve Stoacı imparator Marcus Aurelius Vatikan tepesinde Mitracı bir tapınak kurmuştu. Bu kültün İS 60 dolayında Suriye'de ortaya çıktığı ve Roma'ya askerler tarafından getirildiği anlaşılıyor: Askerlere göre bir din olarak kaldı ve törenlerinde kadınlara yer yoktu.İncelikli ve ürkü­tücü bir erginleme(aydınlatmak, donatmak) töreni ve üyeliğin yedi basamağı vardı. Bu külte bağ­lı olanlara sacrati, "kutsanmışlar" deniliyordu ve uygulamaları arasında komünyon da vardı. Birçok Hıristiyan belki de bu yüzden Mitra kültünü kendi inancının değersizleştirilmiş ve zındık bir biçimi olarak görüyor­du. Mitracılığın temel düşüncelerinden biri de iyiyle kötü, ışıkla karanlık arasında süreğen bir savaş olduğu yolundaki ikici anlayıştı. Bu da Hıris­tiyanlığın paylaştığı bir görüştü...
Sayfa 323 - Yapı Kredi Yayınları.
Marcus Aurelius
“Daha 12 yaşındayken Stoacılığın ilkelerini benimsemiş olan İmparator Mark Aurel, bunlara yalnız özel yaşamında değil, bir devlet adamı olarak yaptığı işlerde ve davranışlarında da bağlı kalmış, bütün yaşamı boyunca uymuştur. Yüreklilik, serinkanlılık, sorumluluk taşıma gibi Stoacı erdemler onda en güçlü bir biçimde ve görkemli bir imparator kişiliğinde gerçeğe dönüşmüştür. Bu kadar büyük bir gücü elinde tutup da nefsine bu kadar hakim olabilen bir kişinin eşine tarihte bir daha rastlanmamıştır “Asya Avrupa - dünyanın bir köşesi; koca okyanus evrende bir damla; Athos (Yunanistan'da bir dağ) yeryüzünde küçücük bir nokta; ve şimdiki zaman sonsuzluktan bir an.” Bir imparotor bunları söyleyebilmişse oldukça yüksek bir yerlere gelebilmiş demektir.”
[14]
Kardeşim Severus'tan20 aile, bilgi ve adalet sevgisini öğrendim ve yine onun sayesinde Thrasea'yı,21 Helvidius'u,22 Cato'yu,23 Dion'u,24 Brutus'u25 tanıdım. 20 Marcus Aurelius'un damadının babası. Cümlede anılan filozof ve devlet adamlarının hepsi iktidardakilerle yaşadıkları felsefi ve politik tartışmaların ardından savaşta ya da ceza, intihar gibi sebeplerle hayatlarını yitirmişlerdir. 21 Publius Clodius Thrasea Paetus, MS 66 yılında İmparator Nero tarafından ölüme zorlanan Stoa felsefesini savunan bir devlet adamı. 22 Kesin olmamakla birlikte Thrasea Paetus'un damadı olan ve İmparator Vespasianus tarafından öldürtülen Stoacı filozof ve devlet adamı Helvidius Priscus'tan bahsedilmektedir. 23 Cato Minor olarak da bilinen Stoa felsefesini savunan devlet adamı Marcus Porcius Ca to Uticensis. 24 Plutarkhos'un Paralel Hayatlar adlı eserinde bahsi geçen Sicilya tiranı II. Dionysios'u devirmeye çalışan Syracusalı Dion olduğu düşünülmektedir. Plutarkhos'un Marcus Aurelius üzerinde etkisi olduğu bilinmektedir. 25 Caesar'ın katilleri arasında yer alan, Geç Roma Cumhuriyeti devlet adaınlarından Marcus Iunius Brutus.
Reklam
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız. _Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği. _Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz. _Yetenek ve erdemin insanlara bir
_Aristo, uçan kuyruklu yıldızlar için “keçi yavruları” demiştir. Aristoteles'in bu ateş toplarına niçin keçi dediğine şaşırmaktansa konuyu irdelemek daha uygun olacak. (Eski çağ'da Arabacı takımyıldızındaki iki yıldıza, oğlaklar(capella-keçi yavruları) denmiştir. Eski insanlar, kuyruklu yıldızlar hakkında pek bilgileri olmadığından,
Seneca (İÖ y. 3 ila İS 65) bir İspanyoldu; babası, Roma'da yaşayan eğitimli bir kişiydi. Seneca siyasal bir yol seçti ve hatırı sayılır ölçüde başarılı olduğu bir sırada, İmparatoriçe Messalina'nın düşmanlığını kazandığı için İmparator Claudius tarafından Korsika'ya sürüldü. Claudius un ikinci karısı Agrippina IS 48'de Seneca'yı sürgünden geri çağırdı ve on bir yaşındaki oğluna öğretmen yaptı. Seneca, İmparator Neron olan öğrencisi konusunda Aristoteles'ten daha az şanslıydı. Bir Stoacı olarak Seneca zenginliği resmi olarak küçümsemesine rağmen, üç yüz milyon sesterce'ye (yaklaşık üç milyon sterlin) vardığı söylenen büyük bir servet biriktirdi. Bu servetin çoğunu, Britanya'da faizle borç para vererek kazandı; Dio'ya göre, Britanya'daki ayaklanmanın nedenlerinden biri de, uyguladığı aşırı faiz oranlarıydı. Eğer doğruysa, kahraman Kraliçe Boadicea, kanaatkârlığın felsefi havarisinin temsil ettiği kapitalizme karşı bir ayaklanmanın başını çekiyordu.Neron'un aşırılıkları giderek dizginsizleşince, Seneca da giderek gözden düştü. Sonunda, haklı ya da haksız, Neron'u öldürmek ve onun yerine başka bir imparatoru -bazılarının dediğine göre kendisini- tahta çıkarmak için kurulan büyük bir komplonun suç ortağı olmakla suçlandı. Önceki hizmetleri göz önüne alınarak, merhamet gösterilip intihar etmesine izin verildi (IS 65).
Sayfa 465Kitabı okudu
Hem Stoacı Hem İmparator Olunur Mu?
Yalnızca adaleti ve iyiliği arzulayabilen biri aynı anda nasıl iktidarın güçlükleriyle başa çıkabilir ?
Sayfa 67
Reklam
Stoacı İmparator
Ey insan, bu büyük kentte yurttaşsın. Üç yıl veya beş yıl fark eder mi? Çünkü onun yasalarına göre herkes eşittir. Seni kentten gönderen bir Tiran ya da adaletsiz bir yargıç değildir, seni kentten gönderen veya buraya getiren doğadır, o halde bunda tuhaf olan ne. Bir oyuncunun, onu işe alan yönetici tarafından sahneden alınmasına benzer bu. "Ama ben yalnızca üç perdede oynadım, peşinde değil!" Doğru söylüyorsun ama yaşamda üç perde bütün oyun anlamına gelebilir. Çünkü her şeyin sonunu belirleyen, seni vaktiyle bir araya getiren ve şimdi de çözülmenden sorumlu olan şeydir. Her ikisinden de sen sorumlu değilsin. Bu yüzden zarafetle ayrıl sahneden, zira senin sahneden alanda da var aynı zarafet.
Sayfa 132 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Epiktetos M.S. 94 yılına kadar Roma'da öğret­menlik yaptı. İmparator Domitianus, filozofların et­kilerinin büyümesinden endişeye kapılarak, bütün bilgelerle birlikte onu da Roma'dan sürgüne gön­derdi. Epiktetos, yaşamının geri kalan kısmını Yu­nanistan'ın kuzeybatı sahilindeki Nikopolis'te sür­günde geçirdi. Orada bir felsefe okulu kurdu ve günlerini, "nasıl daha şerefli ve sakin yaşanabilece­ği" üzerine dersler vererek geçirdi. Onun en ünlü öğrencileri arasında, sonunda Roma İmparatorluğu'nun hükümdarı olan genç Marcus Aurelius Antonius da vardı. Stoacı kökleri Epiktetos'un ahlak öğretilerinde olan meşhur "Medi­tations" kitabının yazarıydı. Epiktetos M.S. 130'a doğru Nikopolis'te öldü.
bu kitaptan sonra yeniden Aurelius okuyacağım ..
Bir hatanın etkileyiciliği, o hataya düşen kişinin bilgeliği ve ahlaklılığıyla ölçülüyorsa, en çarpıcı örneği verelim: Çağdaşları arasında en iyisi ve en aydını olduğunu düşünebilecek, güç sahibi bir kişi var ise, o da İmparator Marcus Aurelius'tur. Tüm uygar dünyanın tek hakimi olan imparator, en lekesiz adaletin yanı sıra, geçirildiği stoacı eğitimden beklenmeyecek derecede yumuşak kalbini de ömrü boyunca korudu. Ona atfedilen bütün zayıflıklar, fazla hoşgörüden kaynaklanıyordu: Eski uygarlıgın en yüksek ahlaka sahip ürünü olan yazılarıysa, İsa'nın en temel öğretilerinden hemen hiç farklı değildi. Ondan bu yana yönetime gelmiş, görünüşte Hristiyan hükümdarların neredeyse hepsinden daha iyi bir Hristiyan olan bu adam, Hristiyanları öldürttü.
Sayfa 24 - Kısa Klasikler, Can Yayınları, Beyoğlu, İstanbul, 2009.Kitabı okudu
Stoacı imparator Marcus Aurelius’a göre dünya, mantık ve “karşılıklı sevgi” altında toplanan insanların yurdu olan “yekpare bir şehir”di.
Stoacı konformizm, evlilik kurumunu yeniden olanca katılığı içinde ele alacak; eşlerden en küçük hareketlerini bile denetlemelerini ve en küçük arzuya dahi kapılmadan önce bu arzunun akılda temellenmiş olduğunu kanıtlamalarını isteyerek kurumu daha da ağırlaştıracaktır. Kurumun ayakta tutulması: Tarsuslu Antipatros, "Evlenmek gerekir çünkü vatanına yurttaşlar vermek gerekir çünkü insan türünün çoğalması evrenin ilahi tasarımına uygundur." diye öğretir. Musonius, "evliliğin temeli, üreme ve eşlerin bir birlerine yaptıkları yardımdır," diye öğretir. Epiktetos, zinanın bir hırsızlık olduğunu öğretir: Yakınının eşini kaçırmak, masadaki yan komşusunun tabağına konan domuz parçasını almak kadar yakışıksız bir davranıştır. "Kadınlar da aynı şekilde, porsiyonlar halinde erkekler arasında dağıtılmış bulunmaktadır." Seneca, evlenmenin karşılıklı zorunluluklar anlamına geldiğini söylemektedir. Bu zorunluluklar belki eşitsiz ama daha ziyade farklıdır ve kadının zorunluluğu itaat etmektir. Stoacı imparator Marcus Aurelius, imparatoriçenin kişiliğinde "bu denli itaatkâr bir eş" bulduğu için sevinmektedir.
Sayfa 64 - EvlilikKitabı okudu
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.