Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Bu kitabı yazdığım sırada Suudi Arabistan kadınların araba sürmelerine izin veren bir kanunu henüz yeni kabul etmişti. Evli bir kadın orada hala kocasının izni olmadan bir banka hesabı açamaz. Kocası veya bir erkek akrabası ona eşlik etmiyorsa evden çıkması yasaktır; bu erkek akraba minnacık bir erkek çocuğu bile olabilir. Sadece şu görüntüyü hayal edin: yetişkin bir kadın, belki de üniversite eğitimli, sekiz yaşındaki oğlundan evden çıkmak için izin istemek zorunda. Ve bu çocuk kadının yanında onun erkek "koruyucusu" olarak gitmek zorunda. Bu kadın nefreti kanunları oralardaki inançtan ilham almıştır.”
45-245 notları
Bileşik önermeler, iki ya da daha fazla önermelere çözümlenebilen önermelerdir. Oysa basit bir önermenin (kendinden başka) hiç bir bö­lümü bir önerme değildir. Bileşik önermeler, ve, veya, ise, değil gibi eklemlerin aracılığı ile basit önermelerden kurulur. Basit önermeler çoğunluk ya özne-yüklem türünden, ya da iliş­kisel önerme türünden
Reklam
Seyyid Kutub’un İdam Kararı Sonrası Söyledikleri:
Mahkeme heyeti Seyit Kutub’u idama mahkum ettiğinde Seyit Kutub şu meşhur sözleri söyledi: “Eğer Allah kanunu ile mahkum edilmişsan ben Hakk’ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah’a şükürler olsun ki 15 sene cihat ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah’ın birliğine şehadet eden parmağım bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harfi bile asla yazmayacaktır.”
Sayfa 1301 - Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
- Sizin de yapmış olduğunuz gibi hayatta bu kadar keskin ve etraflıca bir değişiklik yapabilmek için karmaşık bir manevi süreçten geçmiş olmak gerekir. Şimdi bu yaşantıyı devam ettirebilmek ve her daim kendi inançlarınızın en tepesinde durabilmek için aklınızla ve kalbinizle günbegün, gergin bir halde çalışmak zorundasınız. Şimdi sohbetimize
Torba Yasa
"Birinci meclisin üyelerini bur araya getiren tek duygu, vatanın kurtuluşudur. Hepsi idealisttir. Büyük fedakarlıklarla, yokluklar içinde çalışırlar. Meclis petrol lambasıyla aydınlatılır. Sıralar bir okuldan getirilmiştir. Milletvekilleri derme çatma evlerde, okulların yatakhanelerinde kalırlar... Bazı mebuslar, değişik kanunların ve gerekçelerin aynı kağıtlara basılıp dağıtılmasını istediğinde, 2 Mayıs 1920 günlü oturumda Meclis İkinci Başkanı Erzurum Mebusu Celalettin Arif Bey şu cevabı veriyor: - Kağıdın katlığından dolayı üç kanunu bir araya getirdik!.."
Sayfa 20 - DK
Çalma-çırpma zanaati,
“Bizde geçinmenin esas kuralı: Evvela çatmak, sonra çalmaktır. Mutlakıyette de budur, meşrutiyette de. Çatılacak makama çatamayan, sıraya girip de çalamayan aç kalır. Daima kanunun üstünde ya bir hükümet ya da bir cemiyet peyda olur. Su başlarını zorbalar alır. Onlara eyvallah diyerek boyun eğer, kanunu, insaniyeti, insafı, vicdanı çiğneyerek gittikleri yoldan gidersen yaşarsın. Aksi halde geçim kaygısından fırsat bulamazsın.”
Reklam
Bir deha düşünün yazdıkları hala yazarlar arasında tartışılıyor.
Bana öyle geliyor ki Tanrıya inancımız aniden kayıplara karıştığında, hepimizin duygusuz ve bencil bir hedonist gibi hareket edeceğimizi ve şefkatten uzak, merhametsiz, cimri, iyilik sıfatını hak edecek hiçbir vasıf taşımayan kişilere dönüşeceğimizi düşünmek için oldukça düşük bir özsaygı gerekecektir. Dostoevsky’nin bu görüşte olduğuna geniş ölçüde inanılır. Bunun sebebi herhalde Ivan Karamazov'a laf yapıştırmak için kaleme aldığı şu yorumları olabilir: [Ivan] kutsal gözleminin ardından şöyle bir sonuç çıkardı; doğada insanın insanoğlunu sevmesi için bir kural kesinlikle yoktur ve eğer sevgi şimdiye dek tüm dünyada varolsaydı, bu doğa kanunlarının bir erdemi sayılamaz, bütünüyle insanın kendi ölümsüzlüğüne olan inancından kaynaklanırdı. Ayrıca kesin sözlerle şunu ekledi; doğa kanunlarını oluşturan etmen, ismen, insanın kendi ölümsüzlüğüne olan inancı bir kez yok olduğunda, insan yalnızca sevgi yeteneğini yitirmekle kalmayacak aynı zamanda bu dünyadaki yaşamını destekleyen yaşamsal etkileri de kaybedecek. Bundan başka, artık hiçbir şey ahlak dışı olmayacak, yamyamlık dahil her şey serbest olacak. Ve neticede, sanki tüm bunlar yetmezmiş gibi şunu ilan etti; siz ve benim gibi her birey (örneğin, kendi ölümsüzlüğüne ya da Tanrıya inanmayan birisi) için, doğa kanunu aniden değişerek eski din temelli kanunun tam zıt halini alacak ve egoizm, suç işlemeyi de kapsayarak, yalnızca hoşgörülebilır olmakla kalmayıp aynı zamanda insanyaşantısının en akılcı hatta en asil varoluş sebebi olarak zorunlu kılınacak.
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa!
-Hazine'de para kalmamıştır, bulmak ihtimali de yoktur. İlim, ihtisas, tecrübe... Büyük kelimeler, büyük ve korkunç! Verdiği karar da şu: ''Türk milleti istiklalini ödeyemez!'' Aylık vermek için harbi bırakmak lazımdı. Mustafa Kemal'in kararı bu değildi. Vatan ve istiklal idi. Ve en iyi kanunu arayıp buldu: ''Milletin nesi var nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için verecektir.'' Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan... Hepsini böyle ödedik. Mustafa Kemal, Büyük Harp' e girmek aleyhinde idi: Kafa ve sanat adamı olduğu için! Mustafa Kemal Kurtuluş Harbini bırakmak fikrinde asla bulunmadı: Vatan adamı olduğu için! İşte size bütün kitabın özü: İlim ve Vatan adamı olunuz. Hiçbiri yalnız başına, ne sizi, ne de milletini kurtarabilir.
Sayfa 118 - pozitif yayın eviKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.