... O günde ki ne mal fayda verir, ne oğullar. Meğer ki Allah'a, menfi ihtiraslardan temizlenmiş ve ilahi vasıflarla bezenmiş bir kalb ile gelenler ola. (Şuara suresi, ayet: 88, 89).
Üçüncü husus: Allah'a ve âhiret gününe zayıf bir imânı olan, ancak şeriatın mânâsını anlamayan bir grubun câhilliğidir. Onlar, «Allah Teâlâ'nın bizim ibâdetimize ne ihtiyacı vardır, günâhımızdan ne endişesi olur? O ibâdetimize ihtiyacı olmayan bir padişahtır. Onun yanında ibâdet ve günâhın ikisi de birdir» derler. Bu cahiller, Kur'-an-ı Azim'de buyurulan:
«Temizlenen kendisi için temizlenir» (Fâtır sûresi, âyet: 18).
«Mücahede eden kendisi için mücahede eder. (Ankebût süresi, âyet: 6).
«İyilik yapan kendisi için yapar.» (Fussilet sûresi, âyet: 46) mealindeki âyetleri de bilirler.
Gerçeklere yüz çevirmiş bu bedbahtlar, şeriati bilmediklerinden sanırlar ki, insan iyi işleri kendisi için değil, Allah için yaptığını düşünmesi lâzımdır. Bu şuna benzer ki, hasta olan kimse, perhiz yapmaz ve der ki: «Benim perhiz yapıp yapmamamdan tabibe ne fayda ve zarar var?» Bu söz haddizâtında doğrudur. Ancak, perhiz yapması, kendisinin helâk olmaması içindir. Tabibin buna ihtiyacı olduğu için değildir. Perhiz yapmak onun kurtuluş yolu olduğu için Tabib ona o yolu göstermiştir. O halde hastanın ölmesinden, ona kurtuluş yolu gösterene ne zarar vardır? Bu dünyada, hastalık, bedenin helâk olmasının sehebi; perhiz ve ilâç da bedenin selâmetinin sebebi olduğu gibi, emirlere bağlı kalmak ve günâhlardan sakınmak da kalbin selâmetinin sebebidir. «O gün mal ve evlâtların bir fayda sağlamayacağı, ancak Allah'ın huzuruna sağlam bir kalble gelenlerin kurtulacağı gündür.» .(Şuarâ sûresi, âyet: 88-89).
Bismillahirrahmanirrahim
Yevme lâ yenfau mâlum ve lâ benûn
İllâ men etâllâhe bi kalbin selim 1
O gün ki mal da fayda vermez, evlatlar da
Ancak Allah'a kalb-i selim ile gelmiş olan başka.
Eriş kalb-i sehm içre huzûra,
Seni mahv et, erem dersen sürûra,
Ölümden evvel öl gel gir kubûra
Bu berzah âlemin geçmek dilersen
Bekâ gülşânına göçmek dilersen. 2
Litera'nın tercümesini sunduğu İslamic Mysticism and Abû Tâlib al-Mekki isimli bu eser Saeko Yazaki'nin Edinburgh Universitesinde gerçekleştirmiş olduğu doktora tezine dayanmaktadır. Yazaki Ebû Tâlib el-Mekkî ve meşhur eseri Kûtü'l-Kulûb'u kapsamlı bir şekilde ele almakta, eserin sonraki Tasavvuf düşüncesi üzerindeki tesirlerini araştırmakta ve ayrıca Yahudilik üzerindeki muhtemel etkilerinden söz etmektedir.
1: şuara süresi 88-89
2: Salih baba, divan, hazırlayan Berk Ayvaz, Litera.
“O gün ne mal fayda verir, ne de evlât. O gün ancak, temizlenmiş, selim, noksansız selâmet üzere olan bir kalp ile gelen fayda bulur.” (Şuarâ Sûresi: 88-89).
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
88."Bir gündür ki o, ne mal fayda verir ne oğullar."89."Yalnız temiz bir kalple Allah'a varan kurtulur."90.Cennet takva sahiplerine yaklaştırılır.91.Cehennem de şımarıp azanların karşısına getirilir.
Onlar, insanın hakikati olan ruhun hiçbir zaman yok olmayacağını, olumle an- cak elbise mahiyetinde olan bedenin geri alınacağını bilmezler. Bu konunun esası, kitabın dördüncü unvanında gelecektir.
Üçüncü husůs: Allah'a ve ahiret gününe zayıf bir imanı olan, ancak şeria tin mânâsını anlamayan bir grubun câhilliğidir. Onlar, "Allahu