Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sürüp gelen çağlardan
Yeryüzü bana mescit kılındı Ant verdim toprak şahit tutuldu Her sabah her öğle her akşam İkindiyle yıkanarak yatsıyla donanarak Seslerden bir sesle fırınlanıp Sularla polatlanan benim. Geldim durdum önünde işte bir anıt gibi Sıyırarak sırtımdan bir yılan giysisini...
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Reklam
Sürüp gelen çağlardan
Yeryüzü bana mescit kılındı Ant verdim toprak şahit tutuldu Her sabah her öğle her akşam İkindiye yıkanarak yatsıya donanarak Seslerden bir sesle fırınlanıp Sularla polatlanan benim. Geldim durdum önünde işte bir anıt gibi Sıyırarak sırtımdan bir yılan giysisini.
Sayfa 33 - İz yayınları
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Ey insan şimdilerde hep bir beklemeye duran Duy zaman içinde sürüp gelen bu sesi Sürüp gelen çağlardan çağlara Renk veren tarihe yeşil çağlayan Savaşçı yüreğinden savaşçı yüreğine Cezayir'den Senegalden Yüreğimin içine boğaziçine Kelimelerden bir kelime diken yeryüzüne.
Temmuz ayının başlarında kırsal bölgeler, Şamil'in bizzat dağ­lardan ineceği ve Telav'a saldırı düzenleyeceği dedikodularıyla çalkalanıyordu. Fakat Prenses Anna endişeli değildi. Yağan yağmurdan dolayı Alazani o kadar kabarmıştı ki nehri geç­menin imkansız olduğunu düşünüyordu. Ayrıca milisleriyle birlikte görevde olan kocasından haber
Reklam
"Ayağımı çelen bir kaskı sopamın ucuyla dürtüp yuvarlıyorum ve durup biraz da bunu giyen adamdan kalan şeylere bakıyorum. Bir an için merhamete meyleden kalbim birdenbire büyük bir nefretle doluyor ve bu nefret aynı süratle büyük bir öfkeye inkılap ediyor. Düşünüyorum ki, bu kadavra bundan bir iki sene, belki birkaç ay evvel Akdeniz'in öte yakasındaki kıyıların bir noktasında, sakin ve kaygısız bir şehirde bu kabruk Anadolu ovalarının hele bu Karadağ'ın mevcudiye­tinden habersiz, takdirin kendisine bahşettiği ömrü yaşayan bir genç adamdı. Ne gibi fena bir saik, ne gibi sefil bir hırs onu yerinden yurdundan etti? Denizlerden, dağlardan aşırdı ta buralara kadar getirdi? Buralarda işi neydi? Hangi Tanrı adına can verdi? Şu haliyle anlatmak istediği kanlı macera hangi hak yoluna idi, hangi maksada dayanıyordu? Eğer bu faciada kendi şuur ve iradesine rağmen rol aldı ise biraz ötede etrafa aynı kokular yayarak, aynı renklerle ve aynı şekillerde çürüyen şu hayvan leşlerinden; eğer kendi iradesine uyarak geldiyse kapı eşiklerinde vurulan mal ve can düşmanı mahlüklardan farkı nedir? Ve bunları düşünürken gözlerim biraz öteki yanmış köy harabelerine isabet ediyor. Yanmış köy harebeleri ... Düşmanın bize hatıra olarak bıraktığı şeyler arasında en ziyade hara­belerdir ki bizi uzun müddet yanlarında alakoyuyor, kalbimizden kavrıyor."
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Ey insan ey şimdilerde hep bir beklemeye duran Duy zaman içre sürüp gelen bu sesi Sürüp gelen çağlardan çağlara Renk veren tarihe yeşil çağlayan Savaşçı yüreğinden savaşçı yüreğine Cezayirden Senegalden Yüreğimin içine Boğaziçine Kelimelerden bir kelime diken yeryüzüne.
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Reklam
Sürüp gelen çağlardan
Evet bir hançer ağacı gibi büyüyor içimde acı Dağlardan bir dağ gibi kabaran yüreğimde.
Sürüp gelen çağlardan
Evet bir hançer ağacı gibi büyüyor içimde acı Dağlardan bir dağ gibi kabaran yüreğimde.
Sayfa 34 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Sürüp gelen çağlardan
O ışık ki düşer bir zenci yüreğine Birden aydınlık kazanır zulma uğramış bütün yürekler Onulmaz hint ağrısına tükenmez çin sancısına İsyanın macarcasına ezilmenin çekoslovakcasına Yanmanın polonyacasına direnmenin vietnamcasına Gerillanın arapçasına Yetişecek elbet benim müjdeci sesim
Sayfa 37 - İz Yayıncılık
Sürüp gelen çağlardan
O ışık ki düşer bir zenci yüreğine Birden aydınlık kazanır zulma uğramış bütün yürekler Onulmaz hint ağrısına tükenmez Çin sancısına İsyanın macarcasına ezilmenin Çekoslovakyacasına Yanmanın polanyacasına direnmenin vietnamcasına Gerillanın arapçasına Yetişecek elbette benim müjdeci sesim.
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.