Atatürk'ün Adalet'i...
Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
ISRARLA OKUMANIZI ÖNERİYORUM !!!!!!
Yaşlı kadın yatağından kalktı.
Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu.
88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu.
...
Penceresinden gözüken Kurtuluş
Kitap bitti ve dilimin ucuna direkt Aşkın Nur Yengi-Yazık şarkısı takıldı. “BÖYLE Mİ SONA ERECEKTİ?” Muhteşem başlangıç ve acı bir bitiş.
Buram buram kalite kokuyor. Kurgu muazzam.
İstanbul’dan Revan’a (Erivan’a), Rus Çarına, Devrime uzanan bir hikaye ama ne uzanış. Yaşayarak yazılmış bir roman.
Kah çarşaf giyip İstanbul sokaklarında gezerek,
BİR DERİN OKUMA DENEMESİ
Georges Perec’in Kayboluş’undan söz edilmişti. Hiç E harfi kullanmamış diye. Niyeyse aklıma geldi. Ardında Bilge Karasu varmış meğer. Perec bulanıklaşınca anladım. Kılavuz. Asıl oymuş aklımda. Zaten ne olacaktı ki ya Gece ya Kılavuz.
Bilge Karasu da hiçbir eserinde VE bağlacını kullanmamış ya, Perec işte onu
“Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum.
Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek
Yaşlı kadın yatağından kalktı.
Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu.
88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu.
Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak yaşlı ciğerlerine sabahın
“A”
Animal [Hayvan]
Bir hayvanda beni etkileyen şey nedir? Beni etkileyen şey, evvela her hayvanın bir dünyaya sahip olması, bu çok merak uyandırıcı, çünkü öyle çok insan var ki, bir dünyası bile yok; bir dünyası olmayan bir sürü insan. Bunlar herkesin hayatını yaşar, yani herhangi birinin ve herhangi bir şeyin. Oysa hayvanlar, onların
Ahmet Ümit’in 2002 yılında yazdığı, içinde 18 hikaye barındıran bir kitap Şeytan Ayrıntıda Gizlidir kitabı. Ortalama 10’ar sayfadan oluşan öykülerin hepsi polisiye türünde.
Para için yeğenini öldüren, ikizinin yerine geçip cinayet işleyen, annesini muayene eden doktorun hayatına son veren; normal bir hayat sürerken bir cinnet anında katil
18 polisiye hikayeden olusan bir Ahmet Ümit klasiği.Başkomser Nevzat ve Ali kahramanlari, Zeynep yok bu hikayelerde.
Agatha'nın Anahtarı tarzi kisa kisa.Olaylar bana karalama gibi geldi.Hacimli kitaplari yazarken burda gecen hikayelerden alıntilar var.
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir hikayesi
Aşk Köpekliktir i çağrıstırdi.
18 hikaye;
Genelev Çiçekçisi
Kardeşim Ölüm...
Çin İşkencesi
Jinekoloğun Ölümü
Onur Eczanesi
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
Eski Dostlar
Arkadaşımın Aşkı
Taksici Cinayetleri
Kirli Para
Dilin Kemiği
Ölüm, Aşkı Kutsamaz!
Orman Katilleri
Çok Bilen Az Yaşar
Vampirler
Ölüler Yalan Söylemez
Faylar Kırılmadan
Aşk Ölüme Benzer
Taksi, Khaled Alkhamissi’nin Kahire’deki taksicilerle yolculuk esnasında yaptığı konuşmaların toplandığı kitaptır. Kitabı okumamdaki en büyük sebep “Tahrir Ayaklanmasını Öngören Roman” gibi iddialı bir söz ile tanıtılması oldu. Açık konuşmak gerekirse bu tanımın hakkını verip veremeyeceği konusunda tereddütlerim vardı. Fakat kitabı okuduktan sonra
Bir arkadaşımın tavsiyesi ile okumaya başlamıştım. Başta beklentim çok yüksekti bunda arkadaşımın övgüleri ve konusu etkili olmuştu. Ancak her ikisinin de yanlış olduğunu fark ettim.
Konusu bir ergenin okulu bırakması ve eve döneceği süre zarfında yaşadıkları. Sürekli monologlar, küfürler ve anlamsız davranışlarla elindeki parayı bitiren
Yazarın bu kitap için çarşaf giyip İstanbul sokaklarında dolaşması, bazen taksici bazen de dilenci kılığına büründüğünü duymam muazzam derecede merak uyandırmıştı. İyi ki de okumuşum.Bir psikiyatristin rüyasında kendi atalarının hikayesine dalışı anlatılıyor. Yusuf'un kendini arayış hikayesi yani. İstanbul'dan Erivan'a, Rus Çarına, devrime kadar... Göçler,isyanlar, sefalet, dostluk,hırs, isyan, aşk, simya hepsi var. Hem bu kadar masalsı hem de bu kadar gerçek nasıl olabilir diyorsunuz, kendinizi sorguluyorsunuz. Anlatımı, ahengi, müziği alıp götürüyor sizi ve dahi bir solukta okuyuveriyorsunuz. Sosyolojik bir hiciv, sistem eleştirisi aynı zamanda. Yazar çok çok iyi yerlere gelecek. Okumayan kalmayacak bir gün.Anlaşıldı,anlattı.
"....Kendine âmâ birisi tüm dünyaya sahip olsa ne olur."
ButimarKaan Murat Yanık · Kapı Yayınları · 20153,963 okunma