Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fakat daha önce de zikrettiğim gibi erdem ve ahlaklılık insana doğuştan verilmektedir ve nasihatle edinilemez. Eğer ki bu söylediğim gibi değil de bunun tam tersi, yani insanların karakterlerini değiştirmek mümkün olsay­dı, o zaman onca dindar insanın ve onca ahlaklılığı savunan kişinin çabaları sonuçsuz kalmazdı.
Sayfa 124 - Dergah Yayınları, 2. Basım, Çeviren: Zekai Kocatürk
Ben hep şimdiki zamanda yaşarım. Geleceği bilmem. Artık geçmişim de yok. Biri, her şeyin mümkün olmasıyla çöküyor üzerime, öteki, barındırdığı hiçbir şeyin gerçek olmamasıyla. Ne umutlarım var, ne de pişmanlıklarım. Hayatımın bugüne kadarki halini -yani çoğunlukla, istediğimin tam tersi şekilde aktığını- bildikten sonra ne söyleyebilirim ki geleceğim hakkında, beklemediğim, dilemediğim bir şey olacağından, benim dışımdan bir yerden, hatta bazen kendi irademin bir oyunu olarak başıma geleceğinden başka..?
Reklam
Fazla iyisin Pessoa
Ben hep şimdiki zamanda yaşarım. Geleceği bilmem. Artık geçmişim de yok. Biri, her şeyin mümkün olmasıyla çöküyor üzerime, öteki, barındırdığı hiçbir şeyin gerçek olmamasıyla. Ne umutlarım var, ne de pişmanlıklarım. Hayatımın bugüne kadarki halini -yani çoğunlukla, istediğimin tam tersi şekilde aktığını bildikten sonra ne söyleyebilirim ki geleceğim hakkında, beklemediğim, dilemediğim bir şey olacağından, benim dışımdan bir yerden, hatta bazen kendi irademin bir oyunu olarak başıma geleceğinden başka? Geçmişimde ise, hatırlayıp da gereksiz yere yeniden yaşamayı arzulayabileceğim hiçbir şey yok. Kendi benliğimin izinden, onun bir benzerinden başka bir şey değildim ben. Geçmişim, ol-mayı başaramadığım her ne varsa onlarla dolu. Uçup gitmiş anlardaki duyguları bile özlediğim yok: Duygu şimdiki zamana muhtaçtır; o an geçtikten sonra sayfa kapanır ve hikâye sürer, öykü ise biter.
önemli olan zaman geçtikçe edindiğimiz süzgeçlerdir, Hangi süzgeçler, Bir nevi ses süzgeçleri, sözcükler bu süzgeçlerden geçince üstte hep bir tortu kalır, insanlar iletişim kurmayı istedikleri konuların özünü bilebilmek için bu tortuyu özenle incelemelidir, Epey karmaşık bir işe benziyor, Tam tersi, gerekli işlemler bir bilgisayarda olduğu gibi anında yapılır, hiçbir şey ötekinin üstüne binmez, her şey sonuna dek düzenli olarak ilerler, alışkanlık meselesi, Belki de mutlak kulak gibi doğal bir yetenektir, Çok da mutlak olmasına gerek yok, önemli olan sözcüğü duyabilmek, sesin kalın mı ince mi olduğu fark etmez, ama bu işin göründüğü kadar kolay olduğunu sanmayın, bazen, kendi adıma konuşuyorum, başkalarında da böyle midir bilmem, eve bir gelirim ki süzgeçlerim tıkanıp kalmış, ne yazık ki dışımızı yıkamakta kullandığımız duşların içimizi de yıkamaları mümkün değil,
Kırmızı Kedi Yayınevi
Ben hep şimdiki zamanda yaşarım. Geleceği bilmem. Artık geçmişimde yok. Biri, her şeyin mümkün olmasıyla çöküyor üzerime, öteki, barındırdığı hiçbir şeyin gerçek olmamasıyla. Ne umutlarım var, ne de pişmanlıklarım. Hayatımın bugüne kadarki halini -yani çoğunlukla, istediğimin tam tersi şekilde aktığını- bildikten sonra ne söyleyebilirim ki geleceğim hakkında, beklemediğim, dilemediğin bir şey olacağından, benim dışımda bir yerden, hatta bazen kendi irademin bir oyun olarak başıma geleceğinden başka? Geçmişimde ise, hatırlayıp da gereksiz yere yeniden yaşamayı arzulayabileceğim hiçbir şey yok. Kendi benliğimin izinden, onun bir benzerinden başka bir şey değilim ben. 
Ben hep şimdiki zamanda yaşarım. Geleceği bilmem. Artık geçmişim de yok. Biri, her şeyin mümkün olmasıyla çöküyor üzerime, öteki, barındırdığı hiçbir şeyin gerçek olmamasıyla. Ne umutlarım var, ne de pişmanlıklarım. Hayatımın bugüne kadarki halini -yani çoğunlukla, istediğimin tam tersi şekilde aktığını- bildikten sonra ne söyleyebilirim ki geleceğim hakkında, beklemediğim, dilemediğim bir şey olacağından, benim dışımdan bir yerden, hatta bazen kendi irademin bir oyunu olarak başıma geleceğinden başka? Geçmişimde ise, hatırlayıp da gereksiz yere yeniden yaşamayı arzulayabileceğim hiçbir şey yok. Kendi benliğimin izinden, onun bir benzerinden başka bir şey değilim ben. Geçmişim, olmayı başaramadığım her ne varsa onlarla dolu. Uçup gitmiş anlardaki duyguları bile özlediğim yok. Duygu şimdiki zamana muhtaçtır; o an geçtikten sonra sayfa kapanır ve hikaye sürer, öykü ise biter.
Reklam
Beni öldürün beyler, size sesleniyorum! Zeus aşkına, ölümümden hemen sonra, beni çarptırdığınız cezadan çok daha ağırına çarpılacaksınız. Beni ölüme mahkum ederek hayatlarınızın hesabını vermekten kurtulacağınızı sandınız, ancak size söylediğim gibi, tam tersi ile karşılaşacaksınız. Sizler farkına varmadan engellemekte olduğum denetleyenlerinizin sayısı artacak. Ne kadar genç olurlarsa sizi de o kadar çok rahatsız edecekler ve buna bağlı olarak öfkeniz artacak. İnsanları öldürerek, sizi doğru yaşamamakla suçlayacak birilerinin ortaya çıkmasını engelleyeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Denetlenmekten bu şekilde kurtulmak hem olanaksız, hem de kötü bir çözümdür. Başkalarının sizi eleştirmesini engellemek yerine, mümkün olduğunca daha iyi biri olmaya çalışmalısınız. En doğru ve en kolay yöntem budur.
Oysa ne zaman mazoşist bir fantasma ya da ayin düşünülecek olsa, şuna şaşırılır: En sıkı yasa uygulamasının, normalde beklenenin tam tersi bir etkisi vardır (örneğin, kırbaç darbeleri, bir ereksiyonu cezalandırmanın ya da önlemenin ötesinde, ereksiyonu kışkırtır, arttırır). Bu, saçmalığın bir kanıtlamasıdır. Yasayı ceza süreci olarak düşünen
BM'nin işlevsiz ve etkisiz kılındığı en çarpıcı örneklerden biri Filistin konusudur. Filistin'de on yıllardır süren zulme rağmen İsrail'in yaptığı hep yanına kâr kalmıştır. Şimdi de ABD, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştır. BM Genel Kurulu'nda yalnız kalmasına rağmen bu kararından geri dönmemiştir. Daha da kötüsü geçmişte kendi imzaladığı anlaşmaların tam tersi bir tavır ortaya koymaya devam etmektedir. BMyi ve organlarını hiçe saymak tam budur . İşte temel meselemiz bu tür hukuksuzlukların önüne geçmektir.
İnsanın aşkından ölmesinin dilde hoş görülebilir şiirsel bir abartı olduğunu düşünmüşümdür hep. O akşam, bir kez daha kedisiz ve onsuz olarak eve döndüğümde, yalnızca insanın ölmesinin mümkün olduğunu değil, benim de böyle yaşlı ve kimsesiz bir halde aşkımdan ölmekte olduğumu anladım. Ama aynı zamanda bunun tam tersi bir gerçeğin de geçerli olduğunun farkına varmıştım: Yaşadığım kabusun verdiği zevki dünyada hiçbir şeye değişmezdim.
372 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.